English    Türkçe    فارسی   

6
2678-2702

  • Bu onun ayağına yapışmıştır. O, bunun kulağına. Bu, ona hayrandır, o, buna âşık.
  • Sevgilinin gönlünce herkes âşıktır, herkesi âşık görür o. Azra'nın gönlünde daima Vamık vardır.
  • Âşığın gönlünde de sevgiliden başka kimse yoktur. Onların aralarında ne az, ne çok fark edici bir şey olamaz, onları birbirinden ayıracak kimse bulunamaz. 2680
  • Bu iki çan bir devededir. Artık buraya “Az ziyaret et” sözü nasıl sığar?
  • Hiç kimse,kendisine “Beni az ziyaret et” der mi? Hiç kimse kendisine nöbetle zamanla dost olur mu?
  • Bu birlik aklın alacağı şey değildir. Bunu anlamak, insanın ölümüne bağlıdır.
  • Eğer bu, akılla anlaşılsaydı, insanın nefsini öldürmesi neden vacip olurdu ki?
  • Akıllar padişahı, bu kadar merhametliyken nasıl olur da zaruretsiz olarak insana “Kendini öldür” der? 2685
  • Farenin, kurbağaya pek çok yalvarması ve arada bir vasıta bulmak için sızlanması
  • Fare dedi ki: Ey merhametli, sevgili dost, ben seni görmedikçe bir an bile karar edemiyorum.
  • Gündüzün nurum, kazancım, ışığım sensin; geceleyin kararım, neşem, uykum sen.
  • Beni sevindir, vakitli vakitsiz kerem eder anarsın lûtfedersin.
  • Ey iyiliğimi isteyen, buluşmak için yirmi dört saatte bir kuşluk çağını tâyin ettin.
  • Fakat ciğerim yanıyor, beş yüz kere susuzum, her susuzluğumda bir öküz açlığı var âdeta. 2690
  • Benim derdimden haberin bile yok. Mevkiinin zekâtını ver de bu yoksula bir bak.
  • Bu bîedep yoksul, buna lâyık değil ama senin umumî lûtfun, bundan çok üstün.
  • Herkese lûtfetmektesin. Lûtfetmen için bir lüzuma hacet yok. Güneş, pisliklere de vurur.
  • Fakat nuruna bir ziyan gelmez. O pislik, onun hararetiyle kurur, odun haline gelir.
  • Bu yüzden de bir külhana girer, nurlanır, hamamın kapısını duvarını kızdırır, parlatır. 2695
  • Pisken bezenir, nurlanır. Çünkü güneş, ona öyle bir afsun okumuştur işte.
  • Güneş yeryüzünün içini de kızdırır da artakalan pislikleri yer.
  • Bu pislikler, bu suretle toprağın cüzü olur, ondan otlar biter. İşte Tanrı da kötülükleri iyiliklere böyle çevirir.
  • Güneş en kötü şey olan pisliğe bunu yaparsa yeşilliklere, güllere, nergislere neler yapmaz?
  • Bir düşün, Tanrı da ibadet güllerine karşılık ne vefada bulunur, ne mükâfatlar verir, ne ihsanlar eder. 2700
  • Kötülüklere böyle elbiseler verirse temizlere neler bağışlar?
  • Tanrı onlara gözlerin görmediği şeyler verir. Dile, lûgata sığmaz lûtuflar eder.