English    Türkçe    فارسی   

6
3140-3164

  • Usturlabında örümcek ağı gibi nakışlar vardır, ezel vasıfları onlarla anlaşılır bilinir. 3140
  • O usturlabın üstündeki ankebut, gayb göğü ile ruh güneşine ait şerhlerde bulunur, dersler verir.
  • Bu doğruyu bulan usturlapla ankebut, halkın eline müneccimsiz düşmüştür.
  • Tanrı bu yıldız bilgisini peygamberlere vermiştir. Gaybı görmek için o âlemi görebilen bir göz gerek.
  • Zamanlarca gelip geçen şu insanlar, dünya kuyusuna düşmüşlerdir. Her biri, kuyunun içinde kendi aksini görmüştür.
  • Kuyuda sana görünen, bil ki dışarıdadır. Yoksa o aslan gibi sen de kuyuya düştün gitti. 3145
  • Tavşan, onu “kuyuda kükremiş bir aslan var.
  • Kuyuya gir de ondan öç al. Sen ondan üstünsün kopar kafasını” diye yoldan çevirdi.
  • O mukallit de tavşana kandı, onun maskarası oldu. Kendi hayalleriyle köpürdü, coştu.
  • “Bu görünen şey, suyun aksettirmesinden ibaret değil mi? O her şeyi döndüren, çeviren Tanrı’nın bir hayal göstermesinden başka bir şey mi? Diyemedi.
  • Sen de bir düşmana kinlendin mi, ey altı duyguya zebun olan, altı duygun da yanılır, yanlışlar içerisinde kalırsın. 3150
  • Halbuki ondaki o düşmanlık, Tanrı’nın aksidir. Oradaki kahır, Tanrı’nın kahır sıfatlarından üremiştir.
  • Ondaki suç, sendeki suçun cinsindendir. Önce o huyu, kendi tabiatından yıkayıp arıtmak gerek.
  • Sendeki çirkin huy, onda göründü. Çünkü o, sana bir aynadır âdeta.
  • Güzelim aynada çirkinliğini görünce aynaya saldırma.
  • Mesela yüce yıldız, suya vurur. Sen de yıldızın aksine toprak atarsın. 3155
  • Bir kutsuz yıldız bizim kutluluğumuzu alt etmek için suya geldi mi dersin.
  • O aksi, yıldız sanır, kapansın diye üstüne toprak atar durursun.
  • Akis gizlenir, gayb âlemine gider. Sanırsın ki yıldız da söndü.
  • O kutsuz yıldız, gökyüzündedir. Başını o tarafa kaldırmak lâzım.
  • Hattâ gönlü, mekânsızlık mekânına bağlamak gerek. Burada zuhur eden yomsuzluk, o mekânsızlık âleminin bir aksinden ibarettir. 3160
  • Vergiyi Tanrı vergisi, ihsanı Tanrı ihsanı bil. Çünkü bu aksi, beş duygu âlemiyle altı cihet âlemine veren odur.
  • Aşağılık kimselerin ihsanı, kumdan artık bile olsa yine sen ölürsün, o vergiler senden arda kalır.
  • Akis, gözde ne kadar kalabilir ki? Ey eğri gören, aslı görmeyi kendine hüner yap.
  • Tanrı, yalvarıp yakaranlara ihsanda bulundu mu onlara ihsan ettiği şeylerle beraber uzun bir ömür bağışlar.