English    Türkçe    فارسی   

6
3222-3246

  • Dükkâncı der ki: yürü öbür dükkâna git oradaki bir ekmek buradaki elli ekmekten iyidir.
  • Adam şaşı olmasa başka dükkân yok ki derdi.
  • Onun şaşılığı gitse de nuru, Kâş’lının gönlüne vursaydı o vakit de Ömer, Ali olurdu.
  • Fakat bu dükkâncı buradan oradaki ekmekçiye ekmekçi diye bağırır bu Ömer’e ekmek sat. 3225
  • O da Ömer adını duydu mu ekmeği gizler onu başka ve uzak bir dükkâna yollar.
  • Arkadaş diye bağırır bu Ömer’e ekmek ver. Yani sesimi duyda sırrımı anla demek ister.
  • O da seni ekmek almak için Ömer geliyor diye oradan başka bir dükkâna yollar.
  • Bir dükkânda Ömer’im dedin mi yürü bütün Kâşan’ı gez, ekmekten mahrumsun.
  • Fakat bir dükkânda Ali’yin dedin mi oracıkta ekmeği parasız zahmetsiz alıver. 3230
  • Biri iki gören şaşı bile zevkten mahrum olur. Halbuki sen biri on görüyorsun ey anasını satan!
  • Kâşan olan bir yeryüzünde şaşkınlığından Ali olmadınsa Ömer gibi gez dolan gayrı.
  • Hadi hayra karşı bu yıkık manastırda şaşıya yeniden yeniye göçler vardır.
  • Fakat hakkı tanıyan gören iki göze sahip olursan iki âlemde dostla dolu görürsün.
  • Bu korku ve ümitle dolu Kâşan’da oradan oraya yollanmadan kurtulursun. 3235
  • Bu ırmakta konca, yahut ağaç gördün meselâ her ırmakta olduğu gibi onu hayal sanma.
  • Bu nakışların aksi, doğrudur ve Tanrı bunlardan sana meyve satar.
  • Göz, bu su yüzünden şaşkınlıktan azat olur. Oradaki akisleri görür sepeti meyvelerle dolar.
  • Şu halde hakikatte bu su değildir bağdır. Artık sende Belkıs gibi happeleri görüp soyunmaya kalkışma.
  • Eşeklerin sırtında çeşit çeşit yükler var kendine gel, bu eşekleri bir sopayla sürme. 3240
  • Eşeğin birindeki yük Lâal ve mücevherdir öbüründeki yük taş ve mermer.
  • Her ırmağı da bir sanma. Bu ırmakta ay gör, ayın aksi deme.
  • Bu, hayvanların içtiği su değil Hızır’ın içtiği Abıhayat. Onda ne görünürse doğrudur.
  • Bu ırmağın dibinde görünen ay, ben ayım, ayın aksi değilim, seninle konuşan seninle yol arkadaşlığı eden benim der.
  • Bu suyun üstünde ne varsa diler onlara el at, diler, suyun içine vuran akislerine. 3245
  • Bu suyu, başka sulara kıyas etme. Bu ay yüzlünün ışığına ay de.