English    Türkçe    فارسی   

6
3265-3289

  • Ey rızıklarımız için gam yiyen bizi hatırlayan ey ihsanı, lûtfu, Tanrı rızkı gibi umumi olan! 3265
  • Ey yoksullara aşiret ve ana baba olan ey onlara geçinmek harcanmak ve borçlarını vermek için ana baba gibi yardım eden!
  • Ey deniz gibi yakınlarına inci uzaklarına yağmur hediye eden!
  • Ey güneş, sırtımız senin hararetinle ısınmıştı. Her köşkün parlaklığı sendendi, her yıkık yerin definesi sendin.
  • Kaşının çatıldığını kimsecikler görmemişti ey Mikâil gibi rızık ve azık veren!
  • 3270.Ey gönlü gayb deniziyle birleşmiş, ey ihsanı Kaf dağında gayp Anka’sı kesilmiş zat! 3270
  • İhsan ederken malımdan ne gitti acaba diye aklına bir şeycikler gelmezdi. Himmetinin yüce tavanı bir kere olsun yarılmadı senin.
  • Her ay her yıl ben de benim gibi yüzlerce kişi de senin soyun sopun olmuştu âdeta.
  • Paramız, soyumuz, varımız, yoğumuz… Adımız, sanımız, bahtımız, devletimiz sendin.
  • Sen ölmedin, bizim nazımız, bizim devletimiz, bizim gemimiz, bizim verilegelen rızkımız öldü.
  • Sen mecliste de ihsan ve keremde de bir kişiydin ama bine bedeldin. İhsan esnasında yüzlerce Hatem’din âdeta. 3275
  • Hatem, cansız şeyi ölü gönüllü adama verir, sayılı birkaç ceviz ihsan ederdi.
  • Sense her solukta öyle bir hayat bağışlamadasın ki onun güzelliğini anlatmaya ömür yetmez.
  • Sen, ebedî bir haya,t tükenmez ve sayılmaz altınlar bağışlarsın.
  • Ey gökyüzünün, civarına secde ettiği zat ! Bir huyuna bile mirasçı yok senin.
  • Lûtfun halka çobanlık etmede gam kurtundan korumada… Tanrı Kelim’i gibi, merhametli bir çoban hem de. 3280
  • Tanrı Kelim’i çobanlık ederken sürüden bir koyun kaçmıştı. Musa peşine düştü koşmaya başladı çarıklarını çıkardı ayaklarının altı şişti kabardı.
  • Akşama kadar onu aradı. Koyun da gözünden kayboldu.
  • Fakat nihayet koyun yorulup kaldı, Tanrı Kelim’i de onu yakaladı.
  • Merhametle arkasını, başını okşamaya anası gibi onu sevmeye koyuldu.
  • Bir parçacık bile öfkelenmedi, kızmadı. Yalnız sevdi, acıdı, gözünden yaşlar döküldü. 3285
  • Dedi ki: Tutalım bana acımadın kendi kendine neden zulmettin?
  • Tanrı, o anda meleklere dedi ki. Peygamberliğe Musa yaraşır.
  • Mustafa buyurmuştur ki: Her peygamber, gençliğinde yahut çocukluğunda mutlaka çobanlık etmiştir.
  • Çobanlık etmeden o sınavı geçirmeden Tanrı, ona âlem başbuğluğunu vermez.