English    Türkçe    فارسی   

6
3281-3305

  • Tanrı Kelim’i çobanlık ederken sürüden bir koyun kaçmıştı. Musa peşine düştü koşmaya başladı çarıklarını çıkardı ayaklarının altı şişti kabardı.
  • Akşama kadar onu aradı. Koyun da gözünden kayboldu.
  • Fakat nihayet koyun yorulup kaldı, Tanrı Kelim’i de onu yakaladı.
  • Merhametle arkasını, başını okşamaya anası gibi onu sevmeye koyuldu.
  • Bir parçacık bile öfkelenmedi, kızmadı. Yalnız sevdi, acıdı, gözünden yaşlar döküldü. 3285
  • Dedi ki: Tutalım bana acımadın kendi kendine neden zulmettin?
  • Tanrı, o anda meleklere dedi ki. Peygamberliğe Musa yaraşır.
  • Mustafa buyurmuştur ki: Her peygamber, gençliğinde yahut çocukluğunda mutlaka çobanlık etmiştir.
  • Çobanlık etmeden o sınavı geçirmeden Tanrı, ona âlem başbuğluğunu vermez.
  • Birisi sen de ettin mi? Diye sordu. Dedi ki: Ben de bir müddet çobanlık ettim. 3290
  • Vekarları, sabırları meydana çıksın diye Tanrı onları peygamber yapmadan çoban yapmıştır.
  • Her buyruk sahibinin de insanlara çobanlık ederken Tanrı buyruğunu gözetmesi gerektir.
  • Kendisi sürüsünü güderken Musa gibi halîm olması, akıl ve tedbirle bu işi görmesi lâzımdır.
  • Böyle, harekette bulunursa Tanrı ona ayın üstünde, yücelikler âleminde bir ruhani çobanlık verir.
  • Nitekim peygamberleri de bu çobanlıktan kurtarmış, onlara temiz kulların çobanlığını vermiştir. 3295
  • Sen, bu çobanlıkta öyle doğru hareket ettin ki sana bir ayıp bulan kör olur.
  • Biliyorum Tanrı mükâfat olarak sana o âlemde de ebedî bir başbuğluk verir.
  • Ben de deniz gibi cömert eline senin lûtfuna ihsanına güvenerek
  • Hiç yoktan tam dokuz bin altın borç ettim. Neredesin sen ki lûtfunla bu tortu saf bir hale gelsin.
  • Neredesin ki yeşillik gibi gülesin de onu da al. Onun on mislini de al diyesin. 3300
  • Neredesin ki beni güldüresin, efendiler gibi lütufta bulunasın, ihsan edesin.
  • Neredesin ki beni hazinene götüresin da borçtan da emin edesin, yoksulluktan da.
  • Ben yeter dedikçe, sen ihsanını fazlalaştırasın da bunu da hatırım için al diyesin.
  • Bir alem nasıl olurda toprak altına sığar? Bir gökyüzü nasıl olur da yere girer?
  • Haşa Tanrı hakkı için sen, diriyken de bu alemden dışarıda değilsin, şimdi de. 3305