English    Türkçe    فارسی   

6
3327-3351

  • Kaynağın, ırmakların başına geldim, fakat orada su yerine kan buldum.
  • Gök, o gök, fakat ay ışığı o ay ışığı değil. Irmak o ırmak, fakat su o su değil!
  • İhsan sahipleri var ama o tertemiz ihsan sahibi nerede? Yıldızlar var ama hani o güneş?
  • Ey saygı değer zat, en Tanrı’ya gittin, bari ben de Tanrıya gideyim. 3330
  • Bütün devirlerde gelip geçenlerin toplandıkları yer, bayrağın dibidir, orası ne güzel bir topluluk yeridir. Tanrı “ Her şey tapımızda toplanır” der. Tanrı topluluk yeridir.
  • Resimler ister haberdar olsunlar, ister olmasınlar, hepsi de ressamın elinde toplanır.
  • O nişansız Tanrı anbean onların düşünce sahifesinde bir şeyler yazar, yazdıklarından bir kısmını siler durur.
  • İnsanı kızdırır, hoşnutluğu giderir, nekesliği getirir, cömertliği giderir.
  • Aklım fikrim, zihnim yarım lahza bile bu yazıyı bozmadan hali değil. 3335
  • Testici testi ile uğraşıp durdukça testi hiç kendiliğinden genişleyebilir, büyür mü?
  • Tahta dülgerin elindedir. Yoksa nasıl olur da kesilir, yahut başka bir tahtayla birleşir?
  • Kumaş, bir terzinin elinde olmadıkça kendiliğinden nasıl dikilir yahut biçilir?
  • Su kabı, ey akıllı adam sakanın elindedir. Öyle olmasa kendi kendine nasıl dolar, boşalır?
  • Sen de her an dolmada boşalmadasın. Bil ki onun sanat elindesin. 3340
  • Gözündeki bu bağ kalktı mı sanatın sanatkarın elinde halden hale girmekte olduğunu anlarsın.
  • Gözün varsa kendi gözünle bir bak. Hiçbir şeyden haberi olmayan bir ahmağın gözüyle bakma.
  • Kulağın varsa kendi kulağınla dinle duy. Neden sersemlerin kulağına kapılıyorsun?
  • Taklide uymaksızın bakmayı adet edin, kendi aklını koru, onu düşün sen.
  • (BASLIK YOK)
  • Bir beyin pek güzel bir atı vardı. Padişahın at sürülerinde eşi yoktu. 3345
  • Bir gün o ata binip padişahın alayına katıldı. Harzemşah’ın gözü, ansızın ona ilişti.
  • Atın çalımı, rengi padişahın gözünü aldı. Dönünceye kadar o attan gözünü ayıramadı.
  • Hangi uzvuna baksa öbüründen daha güzel görünüyordu.
  • Çevikliğinden, güzelliğinden ruhaniyetinden başka Tanrı ona eşsiz bir güzellik vermişti.
  • Padişah aklıyla şöyle bir, araştırdı. Bu nedir ki aklımı çeldi? Dedi. 3350
  • Gözüm böyle atları çok gördü, toktur, ganidir. Belki böyle güneş gibi iki yüz at görmüş, aydınlanmıştır.