English    Türkçe    فارسی   

6
3415-3439

  • Tanrı ona öyle bir ünsiyet öyle bir sarhoşluk ver di ki, gözünde ne zindan kaldı ne karanlık. 3415
  • Zindan, rahimden daha aşağılık, daha kötü, daha karanlık, daha kanlı ve daha kokuşuk değil ya.
  • Tanrı, rahimde sana kendi tarafından bir pencere açınca bedenin günden güne gelişti.
  • O zindanda, kıyas kabul etmez bir zevkle bedenin duyguları, adeta dikilmiş bir ağaç gibi güzelce açıldı.
  • O rahimden çıkmak sana pek güç gelirdi. Ananın kasığından arkaya doğru kaçardın.
  • Lezzet dışardan gelmez içten gelir. Bunu böyle bil. Köşkleri kaleleri aramayı ahmaklık say. 3420
  • Birisi Mescit bucağında sarhoş ve neşelidir. Öbürü bağda bahçede suratını asar, muradına erişmez, bir zevk bulamaz.
  • Köşk bir şey değildir. Bedenini yık. Define yıkık yerdedir a benim beyim.
  • Görmüyor musun bunu? Şarap meclisinde sarhoş, yıkılınca zevk alıyor.
  • Ev suretlerle dolu ama yık onu. Yık da defineyi bul sonra yine yap.
  • Tasvir ve hayal nakışlarıyla dolu bir ev. Şu resimler de vuslat definesinin üstüne çekilmiş perdeye benzer. 3425
  • Şu gönülde suretler coşup duruyor ya. Onların hepsi, definenin ışığı, altınların parlayışı.
  • Su, arı durudur, fakat üstünü köpük kaplamış köpük, suya bir şey vurmasına mani oluyor.
  • Değerli can da latiftir, coşkundur. Fakat insanın bedeni onun üstüne çekilmiş bir perdedir.
  • Halkın dilinde söyleneduran atalar sözünü duysana: Bize bizden gelir her ne gelirse.
  • 3430.Bu köpüğe tapan susuzlar da köpük yüzünden arı duru sudan uzaklaşmışlardır. 3430
  • Ey güneş! Sen gibi bir kıblemiz, bir imanımız varken yine de geceye tapmakta, yarasalık etmekteyiz.
  • Ey yardımı dilenen! Lütfet de bu yarasaları, civarında uçur, onları bu yarasalıktan kurtar.
  • Bu genç bana müracaat etti, bu suç yüzünden yol sapıttı, seni kaybetti. Fakat sen onun kusuruna bakma.
  • Ormanlardaki aslanın gönlünden bir şeyler geçer ya. İmadülmülk’ ün gönlünden de bu düşünceler geçmekteydi.
  • Görünüşte Padişahın huzurundaydı. Fakat ruhu gayp bahçelerinde uçuyordu. 3435
  • Melekler gibi elest ülkesinde her an yeniden yeniye şarap içmekte sarhoş olmaktaydı.
  • İçi eğlencelerle düğün derneklerle doluydu. Dışı gamlarla kederlerle.Bedenin içinde mezarın içinde olduğu gibi hoş bir alem vardı.
  • O bu şaşkınlık aleminde bakalım gayp ıkliminden ne zuhur edecek diye bekliyorduk.
  • O sırada çavuşlar o atı Harzemşah’ın huzuruna çektiler.