- O sözü padişahın gözüne bir perde yaptı. Ay, o perdenin ardından kara göründü. 3480
- پرده کرد آن نکته را بر چشم شه ** که از آن پرده نماید مه سیه
- Ne temiz mimar ki gayp aleminde sözle, afsunla kaleler yapar.
- پاک بنایی که بر سازد حصون ** در جهان غیب از گفت و فسون
- Sözü, sır köşkünün kapısının sesi bil. Bu ses kapının açılmasından mı geliyor kapının kapanmasından mı? Buna dikkat et.
- بانگ در دان گفت را از قصر راز ** تا که بانگ وا شدست این یا فراز
- Kapı sesi duyulur kapı görünmez. Bu sesi görürsünüz kapıyı görmezsiniz.
- بانگ در محسوس و در از حس برون ** تبصرون این بانگ و در لا تبصرون
- Hikmet çengi o bir ses verdi mi dikkat et. Bakalım cennet kapılarından hangisi açıldı.
- چنگ حکمت چونک خوشآواز شد ** تا چه در از روض جنت باز شد
- Kötü söz kapısı açıldı mı bak bakalım cehennemin hangi kapısı açıldı? 3485
- بانگ گفت بد چو دروا میشود ** از سقر تا خود چه در وا میشود
- Kapısından uzak olsan da sesini duy. Ne mutlu gözü de açık olan kişiye!
- بانگ در بشنو چو دوری از درش ** ای خنک او را که وا شد منظرش
- İyilik ettiğin müddetçe görürsün ki iyi yaşamaktasın gönlün rahat.
- چون تو میبینی که نیکی میکنی ** بر حیات و راحتی بر میزنی
- Fakat bir kötülükte bulundun, bir fenalık ettin mi o yaşayış o zevk gizleniverir.
- چونک تقصیر و فسادی میرود ** آن حیات و ذوق پنهان میشود
- Bu aşağılık kişilerin görüşüne uyup kendi görüşünü terk etme. Bu gerkesler seni leşe doğru çekerler çünkü.
- دید خود مگذار از دید خسان ** که به مردارت کشند این کرکسان
- Nergis gibi gözlerini kapatıyor aman değneğimi tut beni yet ey ulu kişi diyorsun. 3490
- چشم چون نرگس فروبندی که چی ** هین عصاام کش که کورم ای اچی
- Halbuki seni götürmek için seçtiğin o sopacıya dikkat edersen görürsün ki o senden de kördür.
- وان عصاکش که گزیدی در سفر ** خود ببینی باشد از تو کورتر
- Kör gibi elini at, Tanrı ipine yapış. Tanrının emrinden, nehyinden başka bir şeyin etrafında dönüp dolaşma.
- دست کورانه به حبل الله زن ** جز بر امر و نهی یزدانی متن
- Tanrı ipi nedir? Heva ve hevesi terk etmek. Bu heva ve heves Ad kavmine bir kasırga kesilmiştir.
- چیست حبلالله رها کردن هوا ** کین هوا شد صرصری مر عاد را
- Halk heva ve heves yüzünden zindanda oturmaktadır. Kuşun kanadı heva ve heves yüzünden bağlanmıştır.
- خلق در زندان نشسته از هواست ** مرغ را پرها ببسته از هواست
- Balık heva ve heves yüzünden kızgın tavaya düşer. Namuslu adamlardan utanma arlanma heva ve heves yüzünden gider. 3495
- ماهی اندر تابهی گرم از هواست ** رفته از مستوریان شرم از هواست
- Şahnenin gözü, heva ve hevesten bir ateş yalımıdır. Çarmıha gerilmek ve darağacının korkunçluğu heva ve heves yüzündendir.
- خشم شحنه شعلهی نار از هواست ** چارمیخ و هیبت دار از هواست
- Yer yüzünde beden şahnelerini gördün ya, can aleminin hükümlerini yürüten şahneleri de gör.
- شحنهی اجسام دیدی بر زمین ** شحنهی احکام جان را هم ببین
- Ruha gayp aleminde işkenceler vardır. Fakat sen sıçrayıp kurtulmadıkça bu işkenceler gizlidir.
- روح را در غیب خود اشکنجههاست ** لیک تا نجهی شکنجه در خفاست
- Kurtuldun mu işkenceyi azabı görürsün çünkü zıt zıddıyla görünür.
- چون رهیدی بینی اشکنجه و دمار ** زانک ضد از ضد گردد آشکار
- Kuyuda ve kara su içinde doğan, ovanın letafetiyle kuyunun zahmetini ne anlasın? 3500
- آنک در چه زاد و در آب سیاه ** او چه داند لطف دشت و رنج چاه
- Tanrı korkusuyla heva ve hevesten geçtin mi Tanrı tesniminden bir sağrak elde edersin.
- چون رها کردی هوا از بیم حق ** در رسد سغراق از تسنیم حق
- Heva ve hevesine uyup dolaşma. Bırak o yolu. Tanrı kapısına, selsebil ırmağına doğru gel.
- لا تطرق فی هواک سل سبیل ** من جناب الله نحو السلسبیل
- Heva ve hevese uyup ot gibi yelin geldiği tarafa eğilme. Şüphe yok arş gölgesi, çerden çöpten yapılma kulübelerden yeğdir.
- لا تکن طوع الهوی مثل الحشیش ** ان ظل العرش اولی من عریش
- Padişah, atı görürsün, sahibine verin. Tez beni bu günahtan kurtarın dedi.
- گفت سلطان اسپ را وا پس برید ** زودتر زین مظلمه بازم خرید