English    Türkçe    فارسی   

6
354-378

  • İnsan azmeder der ki: Gönül, orada durma. Fakat yine unutur, çünkü azim ehli değildir ki.
  • Doğruluk tohumunu ekmemiş olduğundan Allah, ona o unutkanlığı verir. 355
  • Gönül çakmağını çakmak ister ama Allah, o kıvılcımı söndürüverir.
  • Bunu anlatan bir hikâye
  • Bir adam, geceleyin bir ayak pıtırtısı işitti. Mumu yakmak için çakmağı kavradı.
  • Hırsız gelip adamın önüne oturdu, kav ateş aldıkça söndürmeye başladı.
  • Kav ateş almasın diye boyuna kavı, yandıkça parmağı ile söndürüyordu.
  • Adam, kavı kendi kendine sönüyor sanmakta, hırsızın söndürdüğünü görmemekteydi. 360
  • Tuhaf şey dedi, bu kav, ıslak olmalı ki ateşlenirken hemen sönmede.
  • Pek karanlık olduğundan önünde oturan ve ateşi söndüren hırsızı göremiyordu.
  • Senin de gönlünde böyle bir ateş söndüren var da kâfir gözün, körlüğünden görmüyor.
  • Bilen duyan gönül, nasıl olur da dönen şeyi bir döndüren var, bunu bilmez?
  • Nasıl olur da kendi kendine geceyle gündüz, sahipsiz olarak nasıl gelir, nasıl gider demezsin? 365
  • A aşağılık kişi, aklın aldığı şeylerin etrafında döner dolaşırsın ha... Bir de gel de şu akılsızlığını gör!
  • Evi bir yapanın olması mı daha akla uygundur, yapıcısı olmayan kendi kendine yapılmış bir ev mi, a aklı kıt?
  • Yazıyı bir yazanın olması mı daha akla uyar, yoksa olmaması mı ey oğul?
  • Cim harfine benzeyen kulak, aynaya benzeyen göz, mime benzeyen ağız, nasıl olur da yazan olmadan yazılır, meydana gelir a kınanmaya değer adam?
  • Aydın bir mum, yakmayan oldukça mı bulunur, yoksa bilen bir yakıcı olunca mı? 370
  • Güzel bir sanat kör ve çolak bir adamın elinden mi çıkar, yoksa her tarafı bütün bir gözlünün elinden mi?
  • Madem ki seni kahredeceğini, başına mihnet topuzunu vuracağını bildin;
  • Hadi Nemrut gibi savaş, havayı okla bakalım!
  • Hani Moğol askerleri gibi... Onlar da biri hastalandı mı ölmesin diye göğe ok atarlar ya, sen de atadur.
  • Yahut da kaçabilirsen kaç, kurtul bakalım.İmkânı mı var? Onun eline bir kere rehin olmuşsun. 375
  • Yokluktayken bile elinden kurtulamadın, şimdi nasıl kurtulabilirsin a güzelim!
  • İstek yok mu? İşte o, sıçramak, kaçmaktır; onun adaletine karşı takvanın kanını dökmektir.
  • Bu dünya tuzaktır, tanesi de istek. Tuzaklardan kaç onlardan yüz çevir.