English    Türkçe    فارسی   

6
3559-3583

  • Konuk, ne sevdalardasın dedi. Ey kethuda, sarhoş ve güzel bir halde kalktın.
  • Gece rüyada ne gördün ey ulu er? Ne gördün de böyle şehre de sığamıyorsun, ovaya da. 3560
  • Filin rüyada Hindistan’ı mı gördü de böyle dostların halkasından kaçtın?
  • Kethuda, güzel bir rüya gördüm dedi. Gönlüme doğmuş bir güneş gördüm.
  • O uyanık muhtesibi, o sevgiliye ulaşmak için can vereni gördüm.
  • İstekleri veren, bir iş için çağrılınca bin kişiye bedel olan efendiyi gördüm.
  • Sarhoş ve kendisinden geçmiş bir halde böyle sayıp dökerken nihayet sarhoşluk, aklını, fikrini aldı. 3565
  • Evin ortasına upuzun düştü. Halk, başına üşüştü.
  • Bir müddet sonra kendisine gelince dedi ki: Ey iyilik, güzellik denizi, ey akılları kendisinden geçiren!
  • Uyanıklıkta uyku veren, gönülsüzlük âleminde gönül alıcılığı bağışlayan!
  • Aşağılık yoksullukta bir gönül zenginliği verir.Devlet boyunduruğunu da yoksulluk zinciri edersin.
  • Zıddı, zıddın içine kor, yakıcı suya ateş hararetini verirsin. 3570
  • Nemrud’ un ateşinde bahçe gizlidir, harcamakla ihsan etmekle gelir artar.
  • Bunun içindir ki o kurtuluş padişahı Mustafa, “ Ey nimet sahipleri, cömertlik kazançtır, kârdır” demiştir.
  • Mal, sadakayla katiyen azalmaz. Hayırlarda bulunmak, malı zâyi etmez, kaybolmaktan kurtarır.
  • Altın zekât vermekle coşar, fazlalaşır. İnsanı kötülükten, fenalıktan kurtaran namazdır.
  • Zekât vermen keseni korur. Namazın da seni kurtlardan kurtarır, çobanlık eder sana. 3575
  • Tatlı meyve; dalların, yaprakların arasında gizlidir. Ebedî yaşayış, ölümün içindedir.
  • Gübre, bir suretle toprağın gıdası olmuş yer, o gıda ile bir meyve doğurmuştur.
  • Varlık, yoklukta gizlenmiştir. Secde edilme de secde etmede mevcuttur.
  • Demirle taş, görünüşte karanlıktır. Fakat iç âlemde nurdur âlemin ışığıdır.
  • Korkuda yüzlerce eminlik gizli. Gözün karasında bunca aydınlık var. 3580
  • Beden öküzünün içinde şehzade var. Defineyi bir yıkık yere gömmüşsün.
  • Bu suretle de bir kart eşek, o güzelim defineyi anlamasın, ondan kaçsın; yani iblis, öküzü görsün, padişahı görmesin diyorsun.
  • Bir padişah , üç oğluna “ Ülkenin filân yerini şu tarzda düşüp koşun, filân yere şu çeşit hâkimler tâyin edin.Yalnız amanın, Tanrı hakkiyçin filân kaleye gitmeyin, onun etrafında dolaşmayın” diye vasiyette bulundu.
  • Bir padişahın üç oğlu vardı. Üçü de anlayışlı, görgülüydü.