English    Türkçe    فارسی   

6
3582-3606

  • Bu suretle de bir kart eşek, o güzelim defineyi anlamasın, ondan kaçsın; yani iblis, öküzü görsün, padişahı görmesin diyorsun.
  • Bir padişah , üç oğluna “ Ülkenin filân yerini şu tarzda düşüp koşun, filân yere şu çeşit hâkimler tâyin edin.Yalnız amanın, Tanrı hakkiyçin filân kaleye gitmeyin, onun etrafında dolaşmayın” diye vasiyette bulundu.
  • Bir padişahın üç oğlu vardı. Üçü de anlayışlı, görgülüydü.
  • Her biri, öbürlerinden daha değerli, cömertlikte yiğitlikte, savaş eri olmada öbürlerinden üstündü.
  • Şehzadeler, padişahın tapısında toplandılar. Âdeta padişahın iki gözünün nuru üç tane mumdular. 3585
  • Babanın ağaca benzeyen vücudu, gizli bir yol vasıtasıyla oğul’ un iki gözünden su alır, gıdalanır.
  • Oğuldan coşan bu kaynak ananın, babanın bahçelerine kadar akar gider.
  • Anayla babanın gönül ve hayat bahçeleri bu suretle yeşerir, tazeleşir. Onun gözleri, bu iki ırmak yüzünden yaşarır, gözyaşı döker.
  • Kaynak hastalanıp kötüleşirse o ağacın dalları, yaprakları da kurur.
  • O ağaç kurumaya başlar, çünkü oğulun vücudundan sulanıyor, gıdalanıyordu. 3590
  • Nice böyle gizli su yolları vardır ki ey gafiller, sizin canınıza ulanmıştır
  • Gökten, yerden nice sular çektin de vücudun böyle semirdi.
  • Fakat bu iğretidir. Az, az sıkıştırmak gerek. Çünkü elde edilenin bırakılması lâzım.
  • Yalnız Tanrı’nın “Âdem’e ruhumdan ruh üfürdüm” dediği varlık yok mu? O kalır işte. Sen de ruha bak, başkaları beyhudedir.
  • Fakat bu beyhude sözünü, cana, ruha nispetle söylüyorum, her şeyi sağlam bir surette yapan sanatkâra, Tanrı’ya nispetle değil ha! 3595
  • Ârif, ebedî hayat kaynağından yardım diler vefasız suların çeşmelerinden bir şey dilemez, onlara yüz tutmaz ve aldırış bile etmez. Bunun nişanesi de “ Şu gurur , şu aldanma yurdu olan dünyadan çekinmektir.” Kim, bu fâni kaynaklara dayanır, güvenirse ebedî kaynağı adam akıllı ayıramaz. Canında bir iş gerek Yoksa bu iğreti şeylerden bir kapı açılmaz. Evin içindeki bir tek çeşme Dışardan gelen ırmaktan yeğdir
  • Her şeyin aslı olan kaynak coşar da seni bu su yollarına muhtaç etmezse ne mutlu!
  • Sen, yüzlerce kaynaktan su içmedesin. O yüz kaynaktan ne kadarı azalırsa sendeki hoşluk da o kadar azalır.
  • Fakat içerden bir güzelim kaynak coştu mu seni başka kaynakları gözlemekten kurtarır.
  • Gözünün nuru, balçıktan oldu mu onun sana vereceği şey de ancak gönül derdinden ibarettir.
  • Kaleye dışardan su gelirse emniyet ve barış zamanında iyidir ama 3600
  • Düşman geldi de kaleyi çevirdi, kaledekiler kanlarına, battılar mı
  • Düşman askeri, dışardan gelen suyu keser, kaledekilerin o suya güvenmemelerini temin eder.
  • İşte o zaman kale içindeki bir acı kuyu dışarıdaki, yüz tatlı ırmaktan daha iyidir.
  • Sebepleri kesen ecel ve ölüm askeri de kış gibi dalları, yaprakları kesmeye gelir.
  • O zaman ağaçlara bahar, yardım edemez. Ancak iç âlemindeki sevgilinin bahara benzeyen yüzü yardım eder. 3605
  • Onun için şu toprak yeryüzüne” Gurur, aldanış yurdu” denmiştir. Çünkü göçme çağına ulaştın mı senden ayağını çekiverir.