English    Türkçe    فارسی   

6
3621-3645

  • Yolunu azıtan aptal da kurtuluştan ümidini kesmeli, yol azdıran da!
  • Burada eşek balçığa saplanmıştır, eşekçi de, burada da gaflettedirler, orada da çamura saplanır kalırlar.
  • Ancak geri dönenler, ondan vazgeçenler ayrı. Onlar güz mevsiminden çıkar, Tanrı’nın lûtuf ve ihsan baharına ererler.
  • Tövbe ederler, Tanrı da tövbeyi kabul eder. Onun buyruğunu tutarlar ve o, ne güzel bir buyruk sahibidir.
  • Pişman oldular da inlemeye, başladılar mı suçluların iniltisinden arş bile titrer. 3625
  • Hem de ananın çocuğunun üstüne titreyişi gibi. Onların ellerini tutar, onları yücelere çeker.
  • Tanrı der, sizi aldanmadan, ululanmadan kurtardı, işte ihsan bahçeleri, işte suçları örten, yargılayan Tanrı!
  • Bundan böyle size ebedî ve tükenmez rızıkla azık Tanrı havasından gelir, damdan, oluktan değil.
  • Deniz, bütün vasıtaları, gayretinden kaldırdı, bizzat kendisi lûtfa ihsana başladı mı artık susuz da balık gibi elindeki maşrapayı terk eder.
  • Şehzadelerin babalariyle vedalaşarak ülkeyi gezmeye gitmeleri ve padişahın , onlara ayrılırken yine aynı tarzda vasiyette bulunması
  • O üç oğlan da babalarının ülkesinde seyahate çıkmayı kurdular. 3630
  • Divan ve geçim işlerini düzene koymak üzere babalarının şehirlerini kalelerini gezip dolaşacaklardı.
  • Padişahın elini öpüp vedalaştılar. O emrine itaat edilir padişah onlara dedi ki:
  • “ Gönlünüz nereye isterse varın. Allah’a emanet. Elinizi, kolunuzu sallaya, sallaya gidin.
  • Yalnız “ Hüş-rüba- Akıl kapan” derler bir kale vardır. Orada nice erlerin kaftanı, bedenine dar gelir. Sakın oraya gitmeyin.
  • Allah aşkına olsun sakın “ Zatüssuver- Resimli “ denen kaleye varmayın. Oradan uzak olun, tehlikeden korkun. 3635
  • O kalenin yüzü, arka tarafı, burçları tavanı döşemesi hep insan resimleriyle bezenmiştir.
  • Yusuf, dalıp baksın diye Zeliha da odasını resimlerle bezemişti ya hani.
  • Yusuf, ona bakmadığından o da hileye başvurmuş, odayı kendi resimleriyle doldurmuştu.
  • Güzel yüzlü Yusuf, nereye bakarsa elinde olmaksızın onun yüzünü görsün diye böyle yapmıştı.
  • Tanrı da gözü aydınlar için altı tarafı da delillerine mazhar etti. 3640
  • Her hayvan, her bitki, nereye baksa; nereye varsa; Tanrı güzelliğini görsün; ondan gıdalansın dedi.
  • Onun için o oraya “ Nereye dönersiniz Tanrı yüzü var” buyurdu.
  • Susar da bir bardaktan su bile içersiniz suyun içinde Tanrıya bakmaktasınız.
  • Fakat âşık olmayan suya bakar da suyun içinde kendi yüzünü görür ey gözü açık er!
  • Ama âşıkın sureti, Tanrı’da fani olursa söyle bakalım, suda kimin suretini görür? 3645