English    Türkçe    فارسی   

6
3662-3686

  • Alışkın güvercin kamışlardan kaçar mı hiç? O kamışlardan alışmamış, yabani güvercinler kaçar.
  • Şehzadeler de hizmetlerde bulunuruz, dediğin gibi hareket ederiz baş üstüne.
  • Buyruğundan dışarı çıkmayız. Senin lûtuf ve ihsanından gaflet etmek, küfürdür dediler.
  • Fakat kendilerine güvendiklerinden Tanrı izin verirse demediler. Tanrı’yı anmadılar bile. 3665
  • Bu Tanrı izin verirse demek, bu kat, kat tedbir ve ihtiyat, Mesnevinin başlangıcında anlatıldı.
  • Yüz tane kitap olsa hepsi de bir baptan ibarettir. Yüz tarafta da bir tek mihraba dönülür.
  • Bu yolların hepsi de tek bir eve çıkar. Bu binlerce başak, bir tek tohumdan meydana gelmiştir.
  • Çeşit, çeşit yüz binlerce yemekler vardır. Fakat yemek olmak bakımından hepside bir şeydir.
  • Bir tanesini yedin de tamamıyla doydun mu elli tane yemek olsa hepsinden soğursun. 3670
  • Fakat açken şaşılığın tutar, bir yemeği yüz bin yemek görürsün.
  • O halayığın hastalığını, doktorların ahvalini, kusurlarını, anlayışsızlıklarını söylemiştik ya.
  • Hekimler, yularsız atlara benziyorlardı. Üstlerindekinden haberleri bile yoktu.
  • Damakları, gemden yaralanmıştı, tırnakları yol yürümeden incinmişti.
  • Öyle olduğu halde üstümüzdeki hünerini gösteren bir binici demiyorlardı, haberleri yoktu bundan. 3675
  • Demiyorlardı ki bu perişanlığımız gemden değil. Üstümüzdeki sevgili süvariden.
  • Gül devşirmek için bahçeye gitti. Gül göründü bize ama meğerse dikenmiş diyen yoktu.
  • Hiçbiri, aklını başına alıp da bizim boğazımızı kim tekmeliyor demedi gitti.
  • Hekimler, sebebe kul kesilmişler, Tanrı hilesini görememişlerdi.
  • Bir ahıra öküz bağlasan, sonra öküzün yerinde bir eşeği bağlı bulsan, 3680
  • Bu işi gizlice kim yaptı diye araştırmaz, uykudaymış gibi gaflet edersen bu, eşekliktir.
  • Kendi kendine “ Bunu değiştiren kim? Görünmüyor ama acaba göktekilerden biri mi yaptı bu işi” demiyorsun ha?
  • Oku dosdoğru sağ tarafa attın, gördün ki sola gitti!
  • Bir ceylân avlamak için at sürdün, domuza av oldun!
  • Kazanç için kâr elde etmeye koştun, kâr şöyle dursun, hapse girdin. 3685
  • Başkaları için kuyu kazdın, bir de gördün ki o kuyuya sen düşmüşsün.