English    Türkçe    فارسی   

6
3708-3732

  • Suret kadehlerinden geç onlara kapılma. Şarap kadehtedir ama kadehten meydana gelmemiştir ki.
  • Ağzını şarabı verene aç. Şarap geldikten sonra kadeh eksik olmaz.
  • Ey Adem gönül bağlayan mana benim beni ara kabuğu, buğday suretini bırak. 3710
  • Kum Halil için un olduktan sonra artık ey akıllı er, bil ki buğday hiçbir şey değildir.
  • Suret sureti olmayandan meydana gelir. Nitekim duman da ateşten çıkar.
  • Bu suret alemini boyuna görür durursun ayıplarını görmeye başlarsın, usanırsın bıkarsın.
  • Fakat suretsizlik sana tam bir hayret verir. Yüzlerce alet aletsizlikten meydana çıkar.
  • Tanrı elsizlik aleminde eller dokur. O canlar canı adam suretini düzer durur. 3715
  • Nitekim ayrılıktan buluşmadan dolayı da gönülde çeşit, çeşit hayaller dokunur.
  • Fakat hiçbir eser yapan esere benzer mi? Feryat ve figan zarara benzer mi hiç?
  • Feryadın sureti vardır, zarar suretsizdir. Zarara uğrayanlar, kendi ellerini dişler dururlar, fakat zararın eli yoktur.
  • Ey delil isteyen bu örnek yakışır bir örnek değil ama anlayışı az olan için ancak bu örneği bulabildim.
  • Suretsiz Tanrı’nın sanatı bir suret eker, derken benden duygularla aletlerle bitiverir. 3720
  • Dileğine göre ne suret ektiyse beden ona uyar, iyi yahut kötü olur.
  • Nimet sureti verirse beden şükreder, mihnet sureti verirse sabreder.
  • Tanrı acıma suretiyle tecelli ederse insan gelişir büyür. Bir yara, bere suretiyle tecelli ederse ağlar feryat eder.
  • Bir şehir suretiyle tecelli edince insanı yola düşürür. Bir ok suretiyle tecelli ederse insan kalkanla karşı durur.
  • Güzellerde tecelli ederse zevk ve işrete dalar. Gayb suretiyle görünürse insan halvete girer. 3725
  • İhtiyaç sureti, insanı kazanca götürür; kol kuvveti, şunun bunun malını çalıp çırpmaya.
  • Bu çeşit hayallerden doğan ve insana bir iş yaptıran suretler, o kadar çoktur ki saymaya imkan yok.
  • Sonsuz gidişler sonsuz hüner ve sanatlar, hep düşüncelerde doğan suretlerin gölgesidir.
  • Bir kavim dam kenarında bir hoşça durmuşlar. Her birinin gölgesi de bak yere vurmuş.
  • O sağlam damın üstünde duran düşüncenin, fikrin suretidir. O ne yaparsa aşağıda o görünür. 3730
  • İş yerde duvarda görünmede fikir gizli. Fakat tesir ve ulaşma bakımından ikisi de bir.
  • Bir meclise zevk kadehinden içilen suretlerin eseri insanın kendisinden geçmesi sarhoş olmasıdır.