O, baştan imdat görür, bu kuyruktan. Bir tayfa vardır ki onlar başı da kaybetmişlerdir, kuyruğu da.
آن ز سر مییابد آن داد این ز دم ** قوم دیگر پا و سر کردند گم
Hepsi ve her şey kayboldu mu hepsini ve her şeyi bulurlar. Her varlığı her sureti yok etmeye yolundan, külle koşup ulaşırlar.
چونک گم شد جمله جمله یافتند ** از کم آمد سوی کل بشتافتند
Şehzadelerin Zatüssuver kalesindeki köşkte Çin padişahinin kızının resmini görmeleri, üçünün de kendisinden geçmesi, ona aşık olması, Bu kimin resmi? diye arayıp sormaları.
دیدن ایشان در قصر این قلعهی ذات الصور نقش روی دختر شاه چین را و بیهوش شدن هر سه و در فتنه افتادن و تفحص کردن کی این صورت کیست
Bu söze son yoktur. Şehzadeler, kalede pek güzel pek alımlı bir resim gördüler.3760
این سخن پایان ندارد آن گروه ** صورتی دیدند با حسن و شکوه
Bundan daha güzel kız görmüşlerdi ama bu resmi görünce derin bir denize daldılar sanki.
خوبتر زان دیده بودند آن فریق ** لیک زین رفتند در بحر عمیق
Çünkü onlara bu kase içinde afyon verilmişti bir kere. Kaseler görünür de o afyon görünmez.