English    Türkçe    فارسی   

6
4880-4904

  • Kadıya vasiyetini söyledi, bir hayli öğütlerde bulunduktan sonra ecel şerbetini içti. 4880
  • Oğulları kadıya dediler ki: Ey kerem sahibi, üçümüz de yetimiz. Babamızın hükmünden dışarı çıkmayız.
  • Biz, İsmail gibi bizi kurban bile etse İbrahimimizden baş çevirmez, ona isyan etmeyiz.
  • Kadı dedi ki: Her birimiz akıllıca tembelliğine ait bir hikâye söylesin de
  • Bakalım hangimiz daha tembel. Her birinizin halini anlıyayım bir kere şüphem kalmasın. 4885
  • Arifler, iki âleme de aldırış etmezler. İki âlemde de tembeldir onlar. Çünkü nadassız harman devşirirler.
  • Onlar, tembelliğini senet edinmişlerdir. Çünkü onların işini Tanrı başarır.
  • Halk, Tanrı'nın işini görmez. Bu yüzden de sabah akşam dilencilikten vazgeçerler.
  • Evet, tembelliğinizi söyleyin de sırrınızı anlayayım, tembelliğinizin derecesini bileyim.
  • Şüphe yok her dil, gönüle perdedir. Perde deprendi mi sırlara erilir. 4890
  • Kebap olmuş bir et parçası kadar küçücük bir perde yüzlerce güneşi örter.
  • Hattâ söz, yalan bile olsa sözdeki koku, onun doğru, yahut yalan olduğunu haber verir.
  • Çayırlıktan, çimenlikten gelen yel, külhandan esip gelen yelden farkedilir.
  • Doğru sözle ahmağı aldatan yalan misk ve sarımsak kokusu gibi nefesten anlaşılır.
  • İkilikli ve münafık dostunu, münafıklığından anlamıyorsan ondan gelen pis kokudan anla. 4895
  • Puştların nârasiyle babayiğit erlerin narası, tilkiyle aslanın sesi gibi farkedilir.
  • Yahut da dil, tenceresinin kapağına benzer. Oynadı, açıldı mı içinde ne yemek var, anlarsın.
  • Aklı keskin adam, tencerede tatlı yemek mi var, sirkeli ve ekşi aş mı? Dumanından anlar.
  • Biri, yeni bir çömlek almak istese alırken çömleğe elini vurdu mu kırıksa derhal anlar, kırığını görür.
  • Çocukların biri dedi ki: Ben adamı, sözünden derhal anlarım. Söz söylemezse üç gün içinde yine ne haldedir, nasıl adamdır? Anlar, bilirim. 4900
  • Öbürü, söylerse anlarım, söylemezse onu söz söylemeye mecbur eder, sıkıştırırın, dedi.
  • Kadı dedi ki: Ya o bu hileyi duymuşsa. Ağzını kapar, susar, hiç söz söylemez.
  • Örnek
  • Hani ananın biri, çocuğuna dedi ki: Geceleyin sana bir hayal görünürse,
  • Mezarlıkta, yahut korkulu bir yerde kin güden kapkara bir hayal görürsen