English    Türkçe    فارسی   

6
583-607

  • Başka bir kedi de damlarda gezinir.Çünkü kuş avlar, onunla rızıklanır.
  • Birisi çulhacılığı kıble edinmiştir, öbürü kaftan parası için padişaha bekçilik yapar.
  • Bir başkası da işsiz güçsüzdür, yüzünü mekânsızlık yurduna tutmuştur. Çünkü onun can gıdasını da oradan sen vermedesin. 585
  • İradesini Allah’ya verenin işi iştir. O, Allah işi için her işten kesilmiştir.
  • Başkaları şu birkaç gün içinde ta göç gecesine kadar çocuklar gibi oyuna dalıp giderler.
  • Uyuyan biri sıçrayıp uyandı mı vesveseler dadısı ona işveler yapar.
  • Hadi der canım yavrum uyu. Kimsenin seni uyandırmasına razı değiliz biz.
  • Senin, kendi kendini uykudan çekip koparman lâzım... su sesini duyan susuz gibi hani. 590
  • Ben, susuzların kulağına gelen bir su sesiyim. Yağmur gibi göklerden yağarım ben.
  • Âşık, sıçra, şu ıstıraptan kurtul. Hem susuzluk, hem su sesini duymak, hem de uyku... Bu nasıl olur?
  • Bir âşık,sevgilisinin verdiği söze uyup geleceği yere geldi,fakat gece uzadı,o da beklerken uykusu gelip daldı.Sevgilisi,va’idinde durdu, geldi.Fakat onu uyur görünce cebini cevizle doldurup gitti
  • Eski zamanlarda bir âşık vardı, devrinde ahdinde duran bir âşıktı o.
  • Yıllarca zaman ay yüzlü sevgilisine bağlanmış, padişahına âdeta esir olmuştu.
  • Arayan nihayet bulur. Kurtuluş, sabırdan doğar. 595
  • Sevgilisi bir gün, bu gece gel dedi, senin için ballar börekler yaptım.
  • Falan odada gece yarısına kadar bekle de geceleyin sen çağırmadan ben gelirim.
  • Adam, kurban kesti, ekmekler dağıttı.Beklediği ay, toz altından çıkmış görünmüştü.
  • O hararetli âşık geceleyin, sevgilisinin vaadine ümitlenerek o odaya gelip oturdu.
  • Gece yarısı geçince va’dinde duran sevgilisi çıka geldi. 600
  • Fakat âşığını uyuyor buldu. Yeninden bir parça kesti.
  • Sen çocuksun, bunlarla oynaya dur diye cebine de birkaç tane ceviz koydu.
  • Âşık, geceleyin uykusundan sıçrayıp uyanınca yanı başında yenini, cebindede cevizleri gördü.
  • Dedi ki: Padişahımız, doğruluktan, vefadan ibaret. Bize ne geliyorsa bizden geliyor!
  • Ey uykusuz gönül, biz bundan eminiz. Çünkü bekçi gibi dam üstünde elimizde sopa beklemekteyiz. 605
  • Cevizlerimiz, bu değirmende kırıldı, derdimize ait ne söylesen azdır.
  • Ey bizi kınayan, bu macerayı ne vakte dek dinleyip duracağız? Bundan böyle artık deliye az öğüt ver.