- Eski zamanlarda bir âşık vardı, devrinde ahdinde duran bir âşıktı o.
- عاشقی بودست در ایام پیش ** پاسبان عهد اندر عهد خویش
- Yıllarca zaman ay yüzlü sevgilisine bağlanmış, padişahına âdeta esir olmuştu.
- سالها در بند وصل ماه خود ** شاهمات و مات شاهنشاه خود
- Arayan nihayet bulur. Kurtuluş, sabırdan doğar. 595
- عاقبت جوینده یابنده بود ** که فرج از صبر زاینده بود
- Sevgilisi bir gün, bu gece gel dedi, senin için ballar börekler yaptım.
- گفت روزی یار او که امشب بیا ** که بپختم از پی تو لوبیا
- Falan odada gece yarısına kadar bekle de geceleyin sen çağırmadan ben gelirim.
- در فلان حجره نشین تا نیمشب ** تا بیایم نیمشب من بی طلب
- Adam, kurban kesti, ekmekler dağıttı.Beklediği ay, toz altından çıkmış görünmüştü.
- مرد قربان کرد و نانها بخش کرد ** چون پدید آمد مهش از زیر گرد
- O hararetli âşık geceleyin, sevgilisinin vaadine ümitlenerek o odaya gelip oturdu.
- شب در آن حجره نشست آن گرمدار ** بر امید وعدهی آن یار غار
- Gece yarısı geçince va’dinde duran sevgilisi çıka geldi. 600
- بعد نصف اللیل آمد یار او ** صادق الوعدانه آن دلدار او
- Fakat âşığını uyuyor buldu. Yeninden bir parça kesti.
- عاشق خود را فتاده خفته دید ** اندکی از آستین او درید
- Sen çocuksun, bunlarla oynaya dur diye cebine de birkaç tane ceviz koydu.
- گردگانی چندش اندر جیب کرد ** که تو طفلی گیر این میباز نرد
- Âşık, geceleyin uykusundan sıçrayıp uyanınca yanı başında yenini, cebindede cevizleri gördü.
- چون سحر از خواب عاشق بر جهید ** آستین و گردگانها را بدید
- Dedi ki: Padişahımız, doğruluktan, vefadan ibaret. Bize ne geliyorsa bizden geliyor!
- گفت شاه ما همه صدق و وفاست ** آنچ بر ما میرسد آن هم ز ماست
- Ey uykusuz gönül, biz bundan eminiz. Çünkü bekçi gibi dam üstünde elimizde sopa beklemekteyiz. 605
- ای دل بیخواب ما زین ایمنیم ** چون حرس بر بام چوبک میزنیم
- Cevizlerimiz, bu değirmende kırıldı, derdimize ait ne söylesen azdır.
- گردگان ما درین مطحن شکست ** هر چه گوییم از غم خود اندکست
- Ey bizi kınayan, bu macerayı ne vakte dek dinleyip duracağız? Bundan böyle artık deliye az öğüt ver.
- عاذلا چند این صلای ماجرا ** پند کم ده بعد ازین دیوانه را
- Ben artık ayrılık işvesine ait sözleri duymak istemem. Bunu sınadım, ne vakte dek sınamaya devam edeceğim.
- من نخواهم عشوهی هجران شنود ** آزمودم چند خواهم آزمود
- Bu yolda coşup köpürmekten, deli divane olmaktan başka ne varsa uzaklıktır, yabancılıktır.
- هرچه غیر شورش و دیوانگیست ** اندرین ره دوری و بیگانگیست
- Derhal kalk, ayağıma o zinciri vur.Çünkü ben, tedbir silsilesini yırttım gitti. 610
- هین بنه بر پایم آن زنجیر را ** که دریدم سلسلهی تدبیر را
- Fakat o devletli sevgilimin büklüm büklüm saçlarından başka iki yüz tane zincir getirsen kırarım.
- غیر آن جعد نگار مقبلم ** گر دو صد زنجیر آری بگسلم
- Kardeş aşk ve namus doğru bir şey değil. Ey âşık, âr ve hayâ kapısında durma.
- عشق و ناموس ای برادر راست نیست ** بر رد ناموس ای عاشق مهایست
- Artık vakti geldi, soyunayım, sureti bırakayım da baştanbaşa can olayım.
- وقت آن آمد که من عریان شوم ** نقش بگذارم سراسر جان شوم
- Ey utancın, düşüncenin düşmanı gel! Ben âr ve hayâ perdesini yırttım.
- ای عدو شرم و اندیشه بیا ** که دریدم پردهی شرم و حیا
- Ey canın uykusunu büyüyle bağlayan sevgili, sen şu âlemde ne katı yürekli sevgilisin. 615
- ای ببسته خواب جان از جادوی ** سختدل یارا که در عالم توی
- Hemen sabrın boğazını sık da aşkın gönlü kutlu olsun.
- هین گلوی صبر گیر و میفشار ** تا خنک گردد دل عشق ای سوار
- Ey gönlümüzü yurt ve konak edinen dost, ben yanmadıkça aşkın gönlü kutlu olur mu hiç?
- تا نسوزم کی خنگ گردد دلش ** ای دل ما خاندان و منزلش