English    Türkçe    فارسی   

6
599-623

  • O hararetli âşık geceleyin, sevgilisinin vaadine ümitlenerek o odaya gelip oturdu.
  • Gece yarısı geçince va’dinde duran sevgilisi çıka geldi. 600
  • Fakat âşığını uyuyor buldu. Yeninden bir parça kesti.
  • Sen çocuksun, bunlarla oynaya dur diye cebine de birkaç tane ceviz koydu.
  • Âşık, geceleyin uykusundan sıçrayıp uyanınca yanı başında yenini, cebindede cevizleri gördü.
  • Dedi ki: Padişahımız, doğruluktan, vefadan ibaret. Bize ne geliyorsa bizden geliyor!
  • Ey uykusuz gönül, biz bundan eminiz. Çünkü bekçi gibi dam üstünde elimizde sopa beklemekteyiz. 605
  • Cevizlerimiz, bu değirmende kırıldı, derdimize ait ne söylesen azdır.
  • Ey bizi kınayan, bu macerayı ne vakte dek dinleyip duracağız? Bundan böyle artık deliye az öğüt ver.
  • Ben artık ayrılık işvesine ait sözleri duymak istemem. Bunu sınadım, ne vakte dek sınamaya devam edeceğim.
  • Bu yolda coşup köpürmekten, deli divane olmaktan başka ne varsa uzaklıktır, yabancılıktır.
  • Derhal kalk, ayağıma o zinciri vur.Çünkü ben, tedbir silsilesini yırttım gitti. 610
  • Fakat o devletli sevgilimin büklüm büklüm saçlarından başka iki yüz tane zincir getirsen kırarım.
  • Kardeş aşk ve namus doğru bir şey değil. Ey âşık, âr ve hayâ kapısında durma.
  • Artık vakti geldi, soyunayım, sureti bırakayım da baştanbaşa can olayım.
  • Ey utancın, düşüncenin düşmanı gel! Ben âr ve hayâ perdesini yırttım.
  • Ey canın uykusunu büyüyle bağlayan sevgili, sen şu âlemde ne katı yürekli sevgilisin. 615
  • Hemen sabrın boğazını sık da aşkın gönlü kutlu olsun.
  • Ey gönlümüzü yurt ve konak edinen dost, ben yanmadıkça aşkın gönlü kutlu olur mu hiç?
  • Sen kendi evini yakmadasın, yak. Kimdir bu caiz değil diyecek?
  • Ey sarhoş aslan, bu evi yak. Âşıkın evi, böyle olsun, bu daha doğru ve yerinde.
  • Bundan böyle bu yanışı kıble edineyim, çünkü ben mumum yandıkça aydınım. 620
  • Babacığım, bu gece uykuyu bırak, bir gececik olsun uykusuzlar mahallesine gel de,
  • Şu mecnun olanlara pervane gibi vuslat uğruna ölenlere bak.
  • Halkın aşk denizinde gark olan şu gemisine bak. Sanki aşkın boğazı bir ejderha!