Gizli, fakat gönüller kapan bir ejderha... Dağ gibi akılları çekiveren bir kehribar.
اژدهایی ناپدید دلربا ** عقل همچون کوه را او کهربا
Hangi güzel koku satanın aklı, ondan haberdar olsa ırmağa bütün tablalarını döküverir.625
عقل هر عطار کاگه شد ازو ** طبلهها را ریخت اندر آب جو
Yürü, yürü... hakikaten bu ırmağın ne misli vardır, ne eşi; sen, bu ırmaktan ebediyen çıkamazsın.
رو کزین جو برنیایی تا ابد ** لم یکن حقا له کفوا احد
Ey yalancı gözünü aç da bak. Ne vakte dek ben şunu, bunu bilmem diyeceksin.
ای مزور چشم بگشای و ببین ** چند گویی میندانم آن و این
Riya ve mahrumiyet vebasından kurtul, diri ve daima işte güçte olan Allahlık âlemine gir.
از وبای زرق و محرومی بر آ ** در جهان حی و قیومی در آ
Gir de görmüyorum, görüyorum olsun... Şu bilmemler biliyorum haline gelsin.
تا نمیبینم همیبینم شود ** وین ندانمهات میدانم بود
Sarhoşluktan geç, sarhoşluk verir ol. Bu renkten renge girişi bırak, onun istivasına naklet.630
بگذر از مستی و مستیبخش باش ** زین تلون نقل کن در استواش
Niceye bir bu sarhoşlukla nazlanıp duracaksın? Her mahalle başında bunca sarhoş var.
چند نازی تو بدین مستی بس است ** بر سر هر کوی چندان مست هست
İki âlem de sevgilinin sarhoşları ile dolsa hepsi de bir olur ki, o bir de hor hakîr değildir.
گر دو عالم پر شود سرمست یار ** جمله یک باشند و آن یک نیست خوار
Onlar bir olmakla derecelerinden düşmeyecekleri gibi çok olmakla da dereceleri düşmez. Hor hâkir kimdir? Bedene tapan cehennemlik!
این ز بسیاری نیابد خواریی ** خوار کی بود تنپرستی ناریی
Âlem, güneşin nuru ile dolsa o yalımı güzel ısılık kaynağı, hor mu olur?
گر جهان پر شد ز نور آفتاب ** کی بود خوار آن تف خوشالتهاب
Fakat bütün bununla beraber yücelere çık, salın. Çünkü Allah’nın yeryüzü geniştir, sana ram olmuştur.635
لیک با این جمله بالاتر خرام ** چونک ارض الله واسع بود و رام
Bu sarhoşluk, yüce bir doğan kuşuna benzer ama kutluluk mekânında ondan da yüceleri vardır.
گرچه این مستی چو باز اشهبست ** برتر از وی در زمین قدس هست
Yürü, herkesten seçilmiş olmada, ruh bağışlamada sarhoşlukta ve sarhoş etmede bir İsrafil kesil.
رو سرافیلی شو اندر امتیاز ** در دمندهی روح و مست و مستساز
Sarhoşun gönlüyle alay etme, eğlenme hevesi düştü mü bunu bilmem, onu bilmem, demeyi tutturur.
مست را چون دل مزاح اندیشه شد ** این ندانم و آن ندانم پیشه شد
Bunu bilmem, onu bilmem demek,bildiğimiz kimdir onu söylemen içindir.
این ندانم وان ندانم بهر چیست ** تا بگویی آنک میدانیم کیست
Sözde bir şeyi nefyetmek. Bir şeyi ispat etmek içindir. Nefyi bırak da söze ispattan başla.640
نفی بهر ثبت باشد در سخن ** نفی بگذار و ز ثبت آغاز کن
Bu değil, o değil sözünü terket de var olanı ileri getir.
نیست این و نیست آن هین واگذار ** آنک آن هستست آن را پیش آر
Nefyi bırak da var olana tap, bunu o sarhoş Türk’ten öğren babacığım.
نفی بگذار و همان هستی پرست ** این در آموز ای پدر زان ترک مست
Mahmur Türk beyinin, sabah çağı çalgıcıyı çağırması; ” Ulu Allah’nın dostlarına hazırladığı bir şarap vardır, onu içtiler mi sarhoş olurlar, sarhoş olunca da tertemiz bir hale gelirler..” hadisinin tefsiri Şarap, sırlar küpünde şunun için köpürür: Kim, her şeyden geçmişse o şarabı içer. Ulu Allah “ İyi kişiler içerler ”demiştir. Senin içtiğin şarap haramdır. Biz,helâl olan şaraptan başka şarap içmiyoruz. Çalış da yokluktan varlığa ulaş. Allah şarabiylesarhoşol.
استدعاء امیر ترک مخمور مطرب را بوقت صبوح و تفسیر این حدیث کی ان لله تعالی شرابا اعده لاولیائه اذا شربوا سکروا و اذا سکروا طابوا الی آخر الحدیث می در خم اسرار بدان میجوشد تا هر که مجردست از آن می نوشد قال الله تعالی ان الابرار یشربون این می که تو میخوری حرامست ما می نخوریم جز حلالی «جهد کن تا ز نیست هست شوی وز شراب خدای مست شوی»
Yabancı bir Türk, seher vakti uyandı. Sarhoşluğun verdiği mahmurlukla bir çalgıcı istedi.
اعجمی ترکی سحر آگاه شد ** وز خمار خمر مطربخواه شد
Can çalgıcısı, insanın canına munistir. Sarhoşun mezesi, gıdası ve kuvveti odur.
مطرب جان مونس مستان بود ** نقل و قوت و قوت مست آن بود
Çalgıcı onları sarhoşluğa çeker. Sonra yine sarhoşluğu, çalgıcının, okuyucunun nağmesinden, nefesinden tadarlar.645
مطرب ایشان را سوی مستی کشید ** باز مستی از دم مطرب چشید
Allah şarabı, insanı o çalgıcıya, o okuyucuya götürür; bu ten şarabı da bu çalgıcıdan, bu okuyucudan gıdalanır.
آن شراب حق بدان مطرب برد ** وین شراب تن ازین مطرب چرد
Söze gelince ikisi de birdir ama hakikatte bu Hasan’la o Hasan arasında fark çoktur.
هر دو گر یک نام دارد در سخن ** لیک شتان این حسن تا آن حسن
Arada söze ait bir şüphe var ama gökyüzü nerede, ip nerede?
اشتباهی هست لفظی در بیان ** لیک خود کو آسمان تا ریسمان