English    Türkçe    فارسی   

6
697-721

  • Sükûtumuz ondan daha ziyade anlatmış olur. Onu görünmekten men edersek görünmeye olan meyli daha fazlalaşır.
  • Deniz coşup kükredi mi, kükreyişi köpük halinde görünür; köpürüşü, “Bilinmeyi diledim, sevdim de halkı yarattım” sırrını meydana getirir.
  • Söz söylemekse o pencereyi kapatmak demektir. Söz söylemek, onu gizlemenin ta kendisidir.
  • Güle karşı bülbüle naralar at da ondan haberi olmayanlara korkusunu duyurma, oyala bu nağmelerle onları. 700
  • Kulakları, sözle meşgul olsun da akılları, gülün yüzünü görme havasına kapılmasın.
  • Hele pek aydın olan bu güneşin karşısında her delil hakikatte yol vurucudur.
  • Çalgıcı ,Türk beyinin meclisinde şu gazeli okumaya başladı: Gül müsün,süsen mi,yoksa ay mı? Bilmiyorum ki ,bu perişan âşıktan ne istersin ? Bilmem ki...Türk beyi bunu duyunca ”Bildiğini söyle be!” diye bağırdı, çalgıcı da ona cevap verdi.
  • Çalgıcı, sarhoş Türk’ün huzurunda nağmelere gizleyerek elest sırlarını söylemeye başladı:
  • Bilmem ki ay mısın, put mu? Bilmem ki benden ne istersin?
  • Bilmem ki sana nasıl hizmet edeyim? Susup oturayım mı, yoksa söyleyeyim mi? 705
  • Şaşılacak şey şu: Hem benden ayrı değilsin, hem de ben neredeyim, sen neredesin? Bunu bir türlü bilmiyorum.
  • Bilmiyorum beni nasıl çekiyor da bazen karalar da yürütüyor, bazen kan denizlerine gark ediyorsun.
  • Böylece ağzını açıp bilmem, bilmiyorum demeye girişti, boyuna bu lâfı söylüyordu.
  • Bilmiyorum sözü haddi aşınca Türkümüz kızdı, kızıştı.
  • Yerinden fırlayıp topuzunu çekti, çalgıcının başına çöktü. 710
  • Hemen bir çavuş koşup topuzu yakaladı, çalgıcıyı öldürmek size yaraşmaz dedi.
  • Türk dedi ki: Bu sayısız tekerlemesi, kafamı şişirdi, bari ben onun kafasını ezeyim de görsün!
  • A kaltaban, bilmiyorsan nane yeme... Biliyorsan ne söyleyeceksen söyle.
  • A ahmak bildiğini söyle bari de bilmiyorum, bilmiyorum deyip durma.
  • Ben; neredensin, nerelisin be adam? diye soruyorum. Sen, ne Herat’lıyım ne Belh’li... 715
  • Ne Bağdat’lıyım, ne Musul’lu, ne de Tıraz’lı diyor, ne, ne diye uzatıp duruyorsun.
  • Nereliysen söyle bari de kurtul. Burada meramını söylememek aptallıktır.
  • Yahut da sana ne yedin diye soruversem ne şarap içtim, ne kebap yedim...
  • Ne et yedim, ne tirit, ne de mercimek diyorsun. Ne yediysen yalnız onu söyle, kâfi.
  • Sözü uzun uzun gevelemek neden? Çalgıcı dedi ki: Maksadım gizli. 720
  • Senin nefyetmenden, yoktur demenden ispat senden ürküp kaçmada. Var olanı bir türlü bulamıyorsun. İspattan bir koku alasın diye nefyettim, bilmiyorum dedim.