Şaşılacak şey şu: Hem benden ayrı değilsin, hem de ben neredeyim, sen neredesin? Bunu bir türlü bilmiyorum.
این عجب که نیستی از من جدا ** میندانم من کجاام تو کجا
Bilmiyorum beni nasıl çekiyor da bazen karalar da yürütüyor, bazen kan denizlerine gark ediyorsun.
میندانم که مرا چون میکشی ** گاه در بر گاه در خون میکشی
Böylece ağzını açıp bilmem, bilmiyorum demeye girişti, boyuna bu lâfı söylüyordu.
همچنین لب در ندانم باز کرد ** میندانم میندانم ساز کرد
Bilmiyorum sözü haddi aşınca Türkümüz kızdı, kızıştı.
چون ز حد شد میندانم از شگفت ** ترک ما را زین حراره دل گرفت
Yerinden fırlayıp topuzunu çekti, çalgıcının başına çöktü.710
برجهید آن ترک و دبوسی کشید ** تا علیها بر سر مطرب رسید
Hemen bir çavuş koşup topuzu yakaladı, çalgıcıyı öldürmek size yaraşmaz dedi.
گرز را بگرفت سرهنگی بدست ** گفت نه مطرب کشی این دم بدست
Türk dedi ki: Bu sayısız tekerlemesi, kafamı şişirdi, bari ben onun kafasını ezeyim de görsün!
گفت این تکرار بی حد و مرش ** کوفت طبعم را بکوبم من سرش
A kaltaban, bilmiyorsan nane yeme... Biliyorsan ne söyleyeceksen söyle.
قلتبانا میندانی گه مخور ** ور همیدانی بزن مقصود بر
A ahmak bildiğini söyle bari de bilmiyorum, bilmiyorum deyip durma.
آن بگو ای گیج که میدانیش ** میندانم میندانم در مکش
Ben; neredensin, nerelisin be adam? diye soruyorum. Sen, ne Herat’lıyım ne Belh’li...715
من بپرسم کز کجایی هی مری ** تو بگویی نه ز بلخ و نه از هری
Ne Bağdat’lıyım, ne Musul’lu, ne de Tıraz’lı diyor, ne, ne diye uzatıp duruyorsun.
نه ز بغداد و نه موصل نه طراز ** در کشی در نی و نی راه دراز
Nereliysen söyle bari de kurtul. Burada meramını söylememek aptallıktır.
خود بگو من از کجاام باز ره ** هست تنقیح مناط اینجا بله
Yahut da sana ne yedin diye soruversem ne şarap içtim, ne kebap yedim...
یا بپرسیدم چه خوردی ناشتاب ** تو بگویی نه شراب و نه کباب
Ne et yedim, ne tirit, ne de mercimek diyorsun. Ne yediysen yalnız onu söyle, kâfi.
نه قدید و نه ثرید و نه عدس ** آنچ خوردی آن بگو تنها و بس
Sözü uzun uzun gevelemek neden? Çalgıcı dedi ki: Maksadım gizli.720
این سخنخایی دراز از بهر چیست ** گفت مطرب زانک مقصودم خفیست
Senin nefyetmenden, yoktur demenden ispat senden ürküp kaçmada. Var olanı bir türlü bulamıyorsun. İspattan bir koku alasın diye nefyettim, bilmiyorum dedim.
میرمد اثبات پیش از نفی تو ** نفی کردم تا بری ز اثبات بو
Bu sazı, nefiyle nağmelendirdim. Ölünce de ölüm, sana yaşayış sırlarını söyler.
در نوا آرم بنفی این ساز را ** چون بمیری مرگ گوید راز را
Peygamberin ”Ölmeden önce ölün” hadîsinin tefsiri Dirilik istersen dostum , ölmeden önce öl. İdris böyle ölümle öldü de bizce cennetlik oldu.
تفسیر قوله علیهالسلام موتوا قبل ان تموتوا بمیر ای دوست پیش از مرگ اگر می زندگی خواهی کی ادریس از چنین مردن بهشتی گشت پیش از ما
Bir haylidir can çekiştin ama hâlâ perde arkasındasın. Çünkü bir türlü ölemedin; halbuki ölüm, asıldı.
جان بسی کندی و اندر پردهای ** زانک مردن اصل بد ناوردهای
Ölmedikçe can çekişmen, sona ermez. Merdiven tamamlanmadıkça dama çıkamazsın.
تا نمیری نیست جان کندن تمام ** بیکمال نردبان نایی به بام
Yüz ayak merdivenin iki basamağı noksan olsa dama çıkmak isteyen çıkamaz, dama nâmahrem kesilir.725
چون ز صد پایه دو پایه کم بود ** بام را کوشنده نامحرم بود
Yüz kulaç ipin bir kulacı eksik olsa kovaya kuyu suyunun dolmasına imkân yoktur.
چون رسن یک گز ز صد گز کم بود ** آب اندر دلو از چه کی رود
Bu gemi, yükünden artık olan son batmanı da yüklemezse batmaz beyim.
غرق این کشتی نیابی ای امیر ** تا بننهی اندرو من الاخیر
Son yüklenen yükü asıl bil, ne iş yaparsa o yapar. Vesvese ve azgınlık gemisini o batırır.
من آخر اصل دان کو طارقست ** کشتی وسواس و غی را غارقست
Akıl gemisi battı mı insan, bu gök kubbeye güneş kesilir.
آفتاب گنبد ازرق شود ** کشتی هش چونک مستغرق شود
Ölmediğin için can çekişmen uzadı. Ey Tıraz mumu, sabahleyin sön, öl.730
چون نمردی گشت جان کندن دراز ** مات شو در صبح ای شمع طراز