English    Türkçe    فارسی   

6
789-813

  • Bunu duyanların birisi dedi ki: Yahu, sen deli misin? Yoksa Şîa değilsin de Ehlibeyt düşmanı mısın?
  • Âşure gününü, o gün şehit olan cana yas tutmanın yüzlerce yıl yaşamadan daha üstün olduğunu bilmiyor musun? 790
  • Bu dert Müminin yanında değersiz olur mu hiç? Kulağın aşkı, küpenin değerincedir.
  • Mümine göre o pâk nurun yası, yüzlerce Nuh tufanından da meşhurdur.
  • Şair’in,Halepteki Şiîleri kınayan sözleri
  • Şair dedi ki: Doğru ama Yezit’in devri nerede? Bu yas buraya ne kadar da geç gelmiş?
  • Körler bile o kötülükleri gördüler, sağırların kulakları bile o hikâyeleri duydu.
  • Siz şimdiye kadar uyuyor muydunuz ki şimdi yas tutuyor, elbisenizi yırtıyorsunuz? 795
  • Ey uykuya dalanlar, kendinize ağlayın! Çünkü bu ağır uyku, çok kötü bir ölüm.
  • Allah’ya mensup ruh, zindandan kurtuldu. Neden elbisenizi yırtalım, niçin elimizi ısırıp duralım?
  • Onlar ,din sultanlarıydı. Bağı kırdıkları zaman onlara sevinç çağıdır.
  • Devlet saymanına uçup gittiler; tomruğu,zinciri çözüp attılar.
  • O gün devlet günüdür, güzellik ve saltanat günüdür. Bir zerrecik anlasan, bilsen bunun böyle olduğunu tasdik edersin? 800
  • Bilmiyor, anlamıyorsan yürü, kendine ağla. Çünkü göçmeyi mahşeri inkâr ediyorsun.
  • Kendi harap dinine, harap gönlüne ağla ki bu eski topraktan başka bir şey görmüyor.
  • Görüyorsa neden yiğitleşmiyor, Allah’ya dayanmıyor; neden gözü tok değil?
  • Nerede yüzünde din şarabının verdiği nur? Denizi gördüysen hani cömert elin, avucun?
  • Irmağı gören suyu esirgemez; hele o denizi, o bulutu görmüşse. 805
  • Allah rızk vericiliğini ve rahmet hazinelerini, görmeyen haris ,büyük bir harman yerinde, o geniş harmanı görmeyip de bir tek buğdaya yapışan ,uğraşa çabalaya,titreye,yorula aceleyle onu götürmeye çalışan bir karıncaya benzer.
  • Karınca, güzelim harmanları görmez de bir tanecik buğdayın üstüne titrer.
  • O taneyi hırsla, korkuyla çeker durur da onca yığını görmez.
  • Harman sahibi de ey körlüğünden hiçbir şey görmeyen der;
  • Harmanlarımızdan ancak o bir tek taneyi gördün de ona canla başla sarıldın.
  • Ey surette zerre olan, Zuhal yıldızını gör. Sen bir topal karıncasın, yürü, Süleyman’a bak. 810
  • Sen bu cisimden ibaret değilsin, gözden ibaretsin. Canı görsen cisimden vazgeçersin.
  • İnsan gözdür, öte yanı deriden, etten başka bir şey değil. Gözü, neyi görürse değeri o kadardır insanın.
  • Bir küp, boyuna deniz suyu ile doldurulsa koca bir dağı sele verir.