Her mahmur, şarap içti, sarhoş oldu. Bu gece varımızı, yoğumuzu rehine koyacağız.
هر خماری مست گشت و باده خورد ** رخت را امشب گرو خواهیم کرد
O canlara canlar katan lâl şarapla, lâl içinde lâl olduk, lâl içinde lâl kesildik.
زان شراب لعل جان جانفزا ** لعل اندر لعل اندر لعل ما
Yine meclis şenlendi, gönülleri parlattı. Kalk, kem göz değmesin diye mangala çörekotu at.945
باز خرم گشت مجلس دلفروز ** خیز دفع چشم بد اسپند سوز
Güzel sarhoşların naralarını duyuyorum. Canım, ta sonuna kadar böyle olmayalım işte.
نعرهی مستان خوش میآیدم ** تا ابد جانا چنین میبایدم
İşte bir Hilâl bir Bilâl’e dost oldu. Diken yarası, ona gül ve gülnar kesildi.
نک هلالی با بلالی یار شد ** زخم خار او را گل و گلزار شد
Beden, diken yarası ile kalbura döndü ama canım, bedenim, devlet gülistanı oldu.
گر ز زخم خار تن غربال شد ** جان و جسمم گلشن اقبال شد
Beden, o kâfirin dikeninin zahmı önünde ama canım, Allah’nın sarhoşu!
تن به پیش زخم خار آن جهود ** جان من مست و خراب آن و دود
Canıma bir can kokusudur gelmede, merhametli sevgilimin kokusu erişmede.950
بوی جانی سوی جانم میرسد ** بوی یار مهربانم میرسد
Mustafa, Miraçtan geldi, Bilâl’ine ne mutlu ne mutlu!
از سوی معراج آمد مصطفی ** بر بلالش حبذا لی حبذا
Sıddıyk, doğru özlü, doğru sözlü Bilâl’den bu sözleri duyunca tövbesinden el yudu.
چونک صدیق از بلال دمدرست ** این شنید از توبهی او دست شست
Allah razı olsun,Sıddıyk’ın bu vakayı Mustafa aleyhiselâm’a söylemesi, Bilâl’e, kâfirlerin yaptıkları zulümleri ve onun “Ahad ,Ahad” demesi yüzünden daha fazla zulmettiklerini anlatması,onu almak için birbirleriyle danışmaları
باز گردانیدن صدیق رضی الله عنه واقعهی بلال را رضی الله عنه و ظلم جهودان را بر وی و احد احد گفتن او و افزون شدن کینهی جهودان و قصه کردن آن قضیه پیش مصطفی علیهالسلام و مشورت در خریدن او
Sıddıyk bunun üzerine Mustafa’nın yanına gelip vefalı Bilâl’in halini anlattı.
بعد از آن صدیق پیش مصطفی ** گفت حال آن بلال با وفا
Dedi ki: O felekleri ölçen çevik ve kutlu kanatlı Bilâl, şimdi senin aşkına düşmüş, senin tuzağına tutulmuştur.
کان فلکپیمای میمونبال چست ** این زمان در عشق و اندر دام تست
Padişahın doğanıyken o kuzgunlardan zahmetlere uğramada. O ağır define, pislik içine gömülmüş.955
باز سلطانست زان جغدان برنج ** در حدث مدفون شدست آن زفتگنج
Baykuşlar, doğana sitem etmedeler. Suçsuz olduğu halde kanatlarını yolmadalar.
جغدها بر باز استم میکنند ** پر و بالش بیگناهی میکنند
Suçu ancak doğan oluşu. Yusuf’un güzellikten başka ne suçu var ki?
جرم او اینست کو بازست و بس ** غیر خوبی جرم یوسف چیست پس
Baykuşun yeri yurdu yıkık yerlerdir. Onun için doğana kâfirce kızmadalar.
جغد را ویرانه باشد زاد و بود ** هستشان بر باز زان زخم جهود
Neden o diyarı hatırlıyorsun? Neden padişahın köşkünü, bileğini anıyorsun?
که چرا می یاد آری زان دیار ** یا ز قصر و ساعد آن شهریار
Baykuşların köyünde gevezelik ediyor, buraya bir kargaşalıktır salıyorsun.960
در ده جغدان فضولی میکنی ** فتنه و تشویش در میافکنی
Feleğin üstündeki esir bile, yuvamıza haset ederken sen oraya yıkık yer diyor, orayı hor görüyorsun.
مسکن ما را که شد رشک اثیر ** تو خرابه خوانی و نام حقیر
Deli oldun galiba ki baykuşların seni padişah ve başbuğ yapmaları hevesine kapıldın.
شید آوردی که تا جغدان ما ** مر ترا سازند شاه و پیشوا
Vehme, sevdaya kapılıp dönmede, dolaşmada, bu cennete virane adını takmadasın.
وهم و سودایی دریشان میتنی ** نام این فردوس ویران میکنی
Kötü huylu herif, bu delilik, bu saçma fikirler, kafadan çıkıncaya kadar kafana vuracağız senin.
بر سرت چندان زنیم ای بد صفات ** که بگویی ترک شید و ترهات
Bu sözlerle onu doğuya karşı çarmıha geriyorlar, elbiselerini soyup çıplak vücudunu diken dallarıyla dövüyorlar.965
پیش مشرق چارمیخش میکنند ** تن برهنه شاخ خارش میزنند
Bedeninden yüzlerce kan ırmağı fışkırmada. Öyle olduğu halde “Ahad” diyerek baş koymada.
از تنش صد جای خون بر میجهد ** او احد میگوید و سر مینهد
Dinini gizle, melûn kâfirlerden sırrını sakla diye öğütler verdim.
پندها دادم که پنهان دار دین ** سر بپوشان از جهودان لعین