من چو لب گویم لب دریا بود ** من چو لا گویم مراد الا بود
Tatlılıktan dolayı yüzümü ekşitmiş olarak otururum; fazla sözden dolayı sükût etmekteyim.1760
من ز شیرینی نشستم رو ترش ** من ز بسیاری گفتارم خمش
İsterim ki bu suretle tatlılığımız, yüzümüzün ekşiliğiyle iki cihandan da gizli kalsın;
تا که شیرینی ما از دو جهان ** در حجاب رو ترش باشد نهان
Bu söz, her kulağa girmesin. Onun için yüz ledün sırrından ancak birini söylemekteyim.
تا که در هر گوش ناید این سخن ** یک همیگویم ز صد سر لدن
Hakîm-i Senâî’nin “ Seni yoldan alıkoyan şey; ister küfür sözü olsun, ister iman… Seni dosttan uzak düşüren nakış; ister çirkin olsun, ister güzel… ikisi de birdir” sözü ve Peygamber Sallâllahu Aleyhi Vessellem’in “ Sa’d,çok kıskançtır, ben Sa’d’dan daha kıskancım, Tanrı ise benden de kıskançtır.Kıskançlığından dolayı görünür, görünmez bütün kötülükleri haram etmiştir “ hadisi
تفسیر قول حکیم: به هرچ از راه وامانی چه کفر آن حرف و چه ایمان به هرچ از دوست دور افتی چه زشت آن نقش و چه زیبا در معنی قوله علیه السلام إن سعدا لغیو ر و أنا أغیر من سعد و الله أغیر منی و من غیرته حرم الفواحش ما ظهر منها و ما بطن
Hak kıskançlıkta bütün âlemlerden ileri gittiği içindir ki bütün âlem kıskanç oldu.
جمله عالم ز آن غیور آمد که حق ** برد در غیرت بر این عالم سبق
O, can gibidir, cihan beden gibi. Beden; iyiyi, kötüyü, canın tesiriyle kabul eder.
او چو جان است و جهان چون کالبد ** کالبد از جان پذیرد نیک و بد
Kimin namazında mihrap ve kıblesi Ayn (Tanrı’nın zatı, cemali) olursa onun tekrar iman tarafına gitmesini ayıp ve kusur bil.1765
هر که محراب نمازش گشت عین ** سوی ایمان رفتنش میدان تو شین
Padişaha esvapçıbaşı olan kişinin, padişah hesabına ticarete girişmesi ziyankârlıktan ibarettir.
هر که شد مر شاه را او جامهدار ** هست خسران بهر شاهش اتجار
Padişahla birlikte oturan kimsenin padişah kapısında oturması yazıktır, aldanmaktır.
هر که با سلطان شود او همنشین ** بر درش بودن بود حیف و غبین
Bir kimseye padişaha elini öpmek fırsatı düşer de o, ayağını öperse bu, suçtur.
دستبوسش چون رسید از پادشاه ** گر گزیند بوس پا باشد گناه
Her ne kadar ayağa baş koymak da bir yakınlıktır, fakat el öpme yakınlığına nispetle hatadır, düşkünlüktür.
گر چه سر بر پا نهادن خدمت است ** پیش آن خدمت خطا و زلت است
Padişah, birisi yüzünü gördükten sonra başkasına meylederse kıskanır.1770
شاه را غیرت بود بر هر که او ** بو گزیند بعد از آن که دید رو
Tanrı’nın gayreti buğdaya benzer, harmandaki saman da insanların kıskançlığıdır.
غیرت حق بر مثل گندم بود ** کاه خرمن غیرت مردم بود
Kıskançlıkların aslını haktan bilin. Halkın kıskançlıkları, şüphe yok ki Tanrı kıskançlığının fer’idir.
اصل غیرتها بدانید از اله ** آن خلقان فرع حق بیاشتباه
Bunu anlatmayı bırakayım da o, on gönüllü hercai sevgilinin cefasından şikâyet edeyim.
شرح این بگذارم و گیرم گله ** از جفای آن نگار ده دله
Feryat edeyim, çünkü feryat ve figanlar, hoşuna gidiyor. İki âlemden de ona ancak feryat ve figan lâzım.
نالم ایرا نالهها خوش آیدش ** از دو عالم ناله و غم بایدش
Onun macerasından acı acı nasıl feryat etmeyeyim ki sarhoşlarının halkasına dahil değilim.1775
چون ننالم تلخ از دستان او ** چون نیم در حلقهی مستان او
Onun gözünden ayrı, güne gün katan yüzünün vuslatından mahrum bir haldeyken nasıl gece gibi kapkara olmam?
چون نباشم همچو شب بیروز او ** بیوصال روی روز افروز او
Onun hoş olmayan şeyi de benim canıma hoş geliyor. O gönül inciten sevgilime canım feda olsun!
ناخوش او خوش بود در جان من ** جان فدای یار دل رنجان من
Naziri olmayan tek padişahımın hoşnut olması için ben, hastalığıma da âşığım, derdime de.
عاشقم بر رنج خویش و درد خویش ** بهر خشنودی شاه فرد خویش
İki deniz gibi olan gözlerimin incilerle dolması için gam toprağını gözüme sürme gibi çekmekteyim.
خاک غم را سرمه سازم بهر چشم ** تا ز گوهر پر شود دو بحر چشم
Halkın onun için döktüğü gözyaşları incidir; halk gözyaşı sanır.1780
اشک کان از بهر او بارند خلق ** گوهر است و اشک پندارند خلق
Ben canlar canından şikâyetçi değilim, hikâye etmekteyim.
من ز جان جان شکایت میکنم ** من نیم شاکی روایت میکنم
Gönül,” ben ondan incindim” dedikçe, gönlün bu asılsız ve ehemmiyetsiz nifakına gülmekteyim.
دل همیگوید کز او رنجیدهام ** وز نفاق سست میخندیدهام
Ey doğruların medar-ı iftiharı! Doğrulukta bulun. Ey baş köşe! Ben senin kapında eşiğim.
راستی کن ای تو فخر راستان ** ای تو صدر و من درت را آستان
Mana âleminde başköşe nerede, eşik nerede? Sevgilimizin bulunduğu yerde biz ve ben nerede?
آستان و صدر در معنی کجاست ** ما و من کو آن طرف کان یار ماست