English    Türkçe    فارسی   

1
2379-2428

  • Dinleyen susuz ve arayıcı olursa vâzeden ölü bile olsa söyler.
  • Dinleyen yeni gelmiş ve usanmamış olursa dilsiz bile sözde bülbül kesilir. 2380
  • Kapımdan içeri namahrem girince harem halkı, perde arkasına girer, gizlenir.
  • Zararsız ve mahrem birisi gelince de o kendilerini gizleyen mahremler, yüzlerindeki peçeleri açarlar.
  • Bütün güzel, hoş ve yaraşan şeyler, gören göz için yapılır.
  • Çengin zir ve bem nağmeleri, nasıl olurda sağır kulak için terennüm edilir?
  • Tanrı, miski beyhude yere güzel kokulu yapmadı? Koku duyan için yarattı; koku almayan için değil. 2385
  • Hak, yeri, göğü yaratmış, aralarında da bir çok nur ve nâr yüceltmiştir.
  • Bu yeri yerdekiler için yaratmış, göğü de göktekilerin yurdu yapmıştır.
  • Aşağılık kişi yükseğin düşmanıdır. Her şeyin müşterisi meydana çıkar.
  • Ey kapalı örtünüp bürünmüş kadın, sen hiç kör için süslendin mi?
  • Dünyayı en değerli incilerle doldursan nasibin yoksa ne yapayım? 2390
  • Ey kadın, kavgayı, darılmayı bırak; bırakmayacaksan beni bırak!
  • Ben, iyiyle, kötüyle, kavga edemem; kavga ile işim yok. Savaşmak şöyle dursun; gönlüm barışlardan bile ürkmekte.
  • Susacaksan ne âlâ; yoksa öyle bir iş yaparım ki şu anda hemen kalkar, evimi, barkımı bırakır, giderim.”
  • Kadının yola gelip söylediklerinden istiğfar eylemesi
  • Kadın onu titiz ve hiddetli görünce ağlamaya başladı. Zaten ağlamak, kadının tuzağıdır.
  • “Ben, senden bunu mu umardım? Senden başka ümidim vardı” dedi. 2395
  • Kadın yokluk yoluna girip dedi ki: “Ben senin karın değil, ayağının toprağıyım.
  • Cismim, canım, nem varsa senindir; hüküm de senin, ferman da!
  • Yoksulluk yüzünden sabrım tükendiyse bu da kendim için değil, senin için.
  • Sen, bana dertli zamanlarda deva oldun; muhtaç olmanı istemiyorum.
  • Canın için, bu kendim için değil. Bu ağlayış bu inleyiş hep senin için. 2400
  • Ben, Tanrı hakkı için varlığımı her nefeste huzurunda feda etmek isterim.
  • Canım sana kurban olsun... Ne olurdu ruhun bana vâkıf olsaydı.
  • Fakat sen hakkımda böyle kötü zanna düşünce candan da usandım, tenden de.
  • Ey canımın rahatı! Sen bana böyle aykırı olunca altına da toprak saçtım, gümüşe de( artık ikisi de gözümde değil).
  • Canımda da sen varsın, gönlümde de sen. Öyle olduğu halde bu kadarcık bir şeyden dolayı benden ayrılmaya kalkışıyorsun. 2405
  • Kudret senin elinde, ayrılabilirsin; fakat senin bu niyetine karşılık candan özürler dilemekteyim.
  • O zamanları hatırla ki ben put gibi güzeldim, sen de karşımda puta tapan şamana benzerdin.
  • Bu kul sana tâbidir; gönlü, senin dileğine göre aydınlanmış, yanmıştır. Neyi “pişir, hazırla” dersen hemen “pişti, yandı bile” derim.
  • Ben senin ıspanağınım. İster ekşili pişir, ister tatlılı...
  • Küfür söylemiştim; işte imana geldim. Can ve gönülle hükmüne tâbi oldum. 2410
  • Senin şahane huyunu takdir edemedim. Huzuruna küstahça eşek sürdüm.
  • Fakat affından bir mum düzüp yakınca tövbe ettim; itirazı bıraktım.
  • Kılıçla kefeni huzuruna koyuyorum; önüne boynumu uzatıyorum; vur!
  • Acı ayrılıktan gem vuruyorsun. Ne istersen yap, fakat bunu yapma!
  • Gönlünde benim için gizlice bir özür dileyici vardır ki o, ben olmasam da bana şefaat edip durur. 2415
  • Gönlündeki o özür dileyicim senin huyundur. Ona güvendiğimden gönlüm, kendisine suç aradı.
  • Ey ahlâkı yüz batman baldan daha güzel, daha tatlı olan kızgın adam! Sen de bana gönlünden ve gizlice merhamet et.”
  • Bu suretle güzel, açık açık söylerken kadına bir ağlamadır geldi.
  • Ağlaması bile yüzünün güzelliğiyle gönülleri cezbeden o güzelin, hüngür hüngür ağlaması haddinden aşınca.
  • O gözyaşı yağmurundan bir yıldırım zuhur etti, o naziri bulunmayan erin gönlüne bir kıvılcım sıçradı. 2420
  • Adamın, güzel yüzüne kul olduğu dilber, kulluğa başlarsa hal ne olur, insan ne hale gelir?
  • Azametinden yüreğini oynatan, kibirinden seni tir tir titreten sevgili, gözünün önünde ağlamaya başlarsa ne hale girersin?
  • Naz ve istiğnası ile can ve gönülleri kan haline getiren güzel, niyaza girişirse hal ne olur?
  • Cevrü cefası, bize tuzak olan dilber, özür dilemeye kalkışırsa biz ne mazeret bulabilir, ne söyleyebiliriz?
  • Züyyine linnâs, hükmünce Tanrı’nın insanlar için bezediği şeylerden halk, nasıl kurtulabilir? 2425
  • Tanrı; kadını erkeklere munis olmak üzere yarattı. Âdem nasıl olurda Havva’dan ayrılabilir?
  • Kişi yiğitlikte Zâloğlu Rüstem bile olsa Hamza’dan bile ileri geçse yine hükmetme hususunda karısının esiridir.
  • Âdem sözlerinden âlemin sarhoş olduğu Muhammed bile “Kellimîni ya Humeyrâ” derdi.