Eğri söylese doğru görünür. O ne güzel eğridir ki doğruyu süsler.
کف کژ کز بحر صدقی خاسته است ** اصل صاف آن فرع را آراسته است
Doğruluk denizinden zuhur eden o eğri köpük, feridir. Sâf asıl, o fer’i de sâflıkla bezemiştir.
آن کفش را صافی و محقوق دان ** همچو دشنام لب معشوق دان
O köpüğü sâf ve makbul bil. Sevgilinin dudağından çıkan azarlayış say.2885
گشته آن دشنام نامطلوب او ** خوش ز بهر عارض محبوب او
Âşığın, pek de istemediği o azar, sevgilinin yüzünün hatırı için hoş görülür.
گر بگوید کژ نماید راستی ** ای کژی که راست را آراستی
Şekeri, ekmek şekline sokar, pişirirsen tadınca yine onda şeker lezzeti vardır, ekmek lezzeti bulunmaz.
از شکر گر شکل نانی میپزی ** طعم قند آید نه نان چون میمزی
Bir mümin, altından yapılmış bir put bulsa hiç onu Şamanlara bırakır mı?
ور بیابد مومنی زرین وثن ** کی هلد آن را برای هر شمن
Bırakmadıktan başka alır, ateşe atar. Onun ariyet şeklini bu suretle eritip bozar.
بلکه گیرد اندر آتش افکند ** صورت عاریتش را بشکند
Altında put şekli kalmaz. Çünkü suret, ibadete mânidir, yol vurucudur.2890
تا نماند بر ذهب شکل وثن ** ز آن که صورت مانع است و راه زن
O putun hakikati, yani altın; Tanrı’nın bir ihsanıdır. Sonradan put şekline sokulmuştur. Altın, Tanrı ihsanı olup altınlık nasıl bu ihsan için âriyet bir suretse put şekli de altın için ârızi bir surettir.
ذات زرش ذات ربانیت است ** نقش بت بر نقد زر عاریت است
Bir pire için yepyeni kilimi yakma. Sineğin verdiği baş ağrısı yüzünden gününü zayi etme.
بهر کیکی تو گلیمی را مسوز ** وز صداع هر مگس مگذار روز
Surette kalırsan putperestsin. Her şeyin suretini bırak, mânaya bak.
بت پرستی چون بمانی در صور ** صورتش بگذار و در معنی نگر
Hacca gidersen hac yoldaşı ara. Ama ha Hintli olmuş, ha Türk, ha Arap.
مرد حجی همره حاجی طلب ** خواه هندو خواه ترک و یا عرب
Onun şekline rengine bakma; azmine ve maksadına bak.2895
منگر اندر نقش و اندر رنگ او ** بنگر اندر عزم و در آهنگ او
Rengi kara bile olsa değil mi ki seninle aynı maksadı güdüyor, aynı senin rengindedir, sen ona beyaz de.
گر سیاه است او هم آهنگ تو است ** تو سپیدش خوان که هم رنگ تو است
Bu hikâye parça buçuk söylendi (araya sözler karıştı, başka hikâyeler girdi.) Âşıkların işi gibi başsız, ayaksız nakledildi.
این حکایت گفته شد زیر و زبر ** همچو فکر عاشقان بیپا و سر
Fakat hakikatte başı yoktur, ezel gibi evveline evvel bulunmaz. Sonu da yok. Ebedle eş!
سر ندارد چون ز ازل بوده ست پیش ** پا ندارد با ابد بوده ست خویش
Hattâ su gibidir; her katrası hem baştır, hem ayak… Hem de başsız, ayaksız koşup gider.
بلکه چون آب است هر قطره از آن ** هم سر است و پا و هم بیهردوان
Haşa, bu hikâye değil, kendine gel! Bizim ve senin bugünkü halimizdir, dikkat et!2900
حاش لله این حکایت نیست هین ** نقد حال ما و تست این خوش ببین
Kuvvet ve kudret sahibi olan sofilerin yanında geçmiş anılmaz.
ز آن که صوفی با کر و با فر بود ** هر چه آن ماضی است لا یذکر بود
Arap da biziz, testi de biziz, padişah da biziz, hepsi biziz. Ezelde mahrum olanlar, bunu anlamaktan mahrum kaldılar.
هم عرب ما هم سبو ما هم ملک ** جمله ما يؤفک عنه من أفک
Aklı erkek bil. Kadın da bu nefis ve tabiattır. Bu ikisi zulmete mensup ve münkirdirler; akıl ise ışıktır
عقل را شو دان و زن را نفس و طمع ** این دو ظلمانی و منکر عقل شمع
Şimdi dinle, asıl inkâr neden meydana geldi, Şundan: küllün çeşit çeşit cüzileri vardır.
بشنو اکنون اصل انکار از چه خاست ** ز آن که کل را گونه گونه جزوهاست
Bu küllün cüz’ü, cüzülerin külle nispeti gibi değildir (terkip kabul etmez); gülün cüz’ü olan gül kokusu gibi de değildir.(cüzülenmez. Bu cüz ve kül itibaridir).2905
جزو کل نی جزوها نسبت به کل ** نی چو بوی گل که باشد جزو گل
Yeşilliğin letafeti güldeki güldeki letafetin (itibari olarak) cüz’ü olduğu gibi kumrunun sesi de (yine itibari olarak) bülbül nağmesinin bir cüz’üdür.
لطف سبزه جزو لطف گل بود ** بانگ قمری جزو آن بلبل بود
Eğer bu husustaki müşkül şeyleri anlatmaya, onlara cevap vermeye koyulsam susamışlara ne vakit su vereceğim?
گر شوم مشغول اشکال و جواب ** تشنگان را کی توانم داد آب
Eğer sen, burada müşkül vaziyete düştüysen sabret. Sabır, gamdan kurtulmak için anahtardır.
گر تو اشکالی به کلی و حرج ** صبر کن الصبر مفتاح الفرج
Sakın, endişelerden sakın! Fikir aslan ve yaban eşeğidir, gönüller de ormanlıklar.
احتما کن احتما ز اندیشهها ** فکر شیر و گور و دلها بیشهها
Perhizler, ilâçların başıdır. Çünkü kaşınma, uyuzluğu arttırır.2910
احتماها بر دواها سرور است ** ز آن که خاریدن فزونی گر است
Perhiz, şüphe yok ki ilâcın aslıdır. Düşüncelerden perhiz et de can kuvvetini gör!
احتما اصل دوا آمد یقین ** احتما کن قوت جان را ببین
Sen, kulak gibi bu sözlere kabiliyet kazan da sana altından küpe takayım.
قابل این گفتهها شو گوشوار ** تا که از زر سازمت من گوشوار
Küpe de ne? Altın madeni olursun Aya, Süreyya’ya kadar yükselirsin.
حلقه در گوش مه زرگر شوی ** تا به ماه و تا ثریا بر شوی
Önce şunu duy ki bu muhtelif halkın canları da “elif”ten “ya” ya kadar olan harfler gibi muhteliftir.
اولا بشنو که خلق مختلف ** مختلف جانند از یا تا الف
Bir yüzden baştan ayağa kadar hepsi birse de yine muhtelif harflerde birbirlerine benzerlik yoktur.2915
در حروف مختلف شور و شکی است ** گر چه از یک رو ز سر تا پا یکی است
Harfler; bir yüzden birbirlerine zıt, bir yüzden birbirleriyle bir, bir yüzden faydasız ve alaydan ibaret, bir yüzden tamamı ile faydalı ve ciddîdir.
از یکی رو ضد و یک رو متحد ** از یکی رو هزل و از یک روی جد
Kıyamet günü her şeyin Tanrı’ya arz edileceği, Tanrı tarafından görülüp sorulacağı en büyük bir gündür. Kendisini göstermeyi süslenip bezenen kişi ister.
پس قیامت روز عرض اکبر است ** عرض او خواهد که با زیب و فر است
O görünüş günü; Hindû gibi yüzü kapkara olan kişiye rüsvay olmak nöbetinin gelip çattığı gündür,
هر که چون هندوی بد سودایی است ** روز عرضش نوبت رسوایی است
Yüzü güneş gibi olmayan, ancak yüzünü peçe gibi örten geceyi ister.
چون ندارد روی همچون آفتاب ** او نخواهد جز شبی همچون نقاب
Dikeninde bir gül yaprağı bile bulunmadığından baharlar onun sırlarına düşman kesilmiştir.2920
برگ یک گل چون ندارد خار او ** شد بهاران دشمن اسرار او
Fakat bahar, baştan ayağa kadar gül ve süsen olana iki aydın gözdür.
و انکه سر تا پا گل است و سوسن است ** پس بهار او را دو چشم روشن است
Mânadan mahrum olan diken, gül bahçesiyle bir arada bulunabilmek için güz mevsimini ister güz mevsimini!
خار بیمعنی خزان خواهد خزان ** تا زند پهلوی خود با گلستان
Çünkü güz, hem gülün öğünecek halini, hem dikenin ayıbını örter. Bu suretle sen de onun rengiyle bunun halini görmezsin.
تا بپوشد حسن آن و ننگ این ** تا نبینی رنگ آن و رنگ این
Şu halde güz, dikenin hayatıdır, baharıdır. Çünkü güzün ikisi de bir görünür.
پس خزان او را بهار است و حیات ** یک نماید سنگ و یاقوت زکات
Ama bahçıvan, gülü güzün de görür. Bu bir kişinin görüşü yok mu? Yüzlerce cihanın görüşünden iyidir.2925
باغبان هم داند آن را در خزان ** لیک دید یک به از دید جهان
Zaten Cihan o bir kişiden ibarettir. Geri kalanlar, hep onun tâbileridir, hep onun yüzünden geçinenlerdir.
خود جهان آن یک کس است او ابله است ** هر ستاره بر فلک جزو مه است
Onun için bütün güzel çiçekler “ Müjde, müjde; işte bahar gelmekte “ deyip dururlar;
پس همیگویند هر نقش و نگار ** مژده مژده نک همیآید بهار
Çiçekler, akarsu zinciri gibi parlamak, meyveler, tomurcuklanmak için hep baharı isterler.
تا بود تابان شکوفه چون زره ** کی کند آن میوهها پیدا گره
Baharda çiçek dökülünce meyve baş gösterir. Ten de harap olunca can görünür.
چون شکوفه ریخت میوه سر کند ** چون که تن بشکست جان سر بر زند
Meyve mânadır, çiçek onun sûreti. O çiçek, müjdedir, meyve de nimeti!2930
میوه معنی و شکوفه صورتش ** آن شکوفه مژده میوه نعمتش
Çiçek döküldü mü meyve meydana çıkar. O kayboldu mu bu fazlasıyla görünür.
چون شکوفه ریخت میوه شد پدید ** چون که آن کم شد شد این اندر مزید
Ekmek kırılıp yenmeyince kuvvet verir mi; salkımlar sıkılmadıkça şarap olur mu?
تا که نان نشکست قوت کی دهد ** ناشکسته خوشهها کی مَیْ دهد