English    Türkçe    فارسی   

1
3278-3327

  • Filozof; kendi fikrince, kendi zannınca bunu inkâr eder. Ona de: Sen var, başını o duvara vura gör!
  • Gönül ehlinin duyguları; suyun, toprağın, çamurun sözünü duyar durur.
  • Filozof, Hannâne direğinin inlemesini inkâr eder. Çünkü velîlerin duygularından haberi yok, onlara yabancı. 3280
  • Der ki: “ Halkta sevdanın aksi, birçok hayaller yaratır, onlara gösterir”
  • Halbuki bu fikir, onun fesat ve küfrünün aksidir. Bu inkâr hayali; ona fikrinden, inanışındaki bozukluktan gelmiştir.
  • Filozof; cini, şeytanı inkâr eder; fakat inkâr eder etmez bir cinin, bir şeytanın maskarası olmuştur.
  • Ey filozof, eğer şeytanı görmedinse kendine bak!( Başını duvara vurup çürütmüşsün, gömgök olmuş) Deli olmadan alın böyle göğerir mi?
  • Kimin gönlünde şüphe, vesvese varsa felsefeye inanmıştır, gizli münkirdir. 3285
  • Bazen dine inanır ama bazı ,bazı da o filozofluk damarı yüzünü kapkara eder.
  • Sakının müminler; o felsefeye inanış sizde de vardır. Sizde nice sonsuz âlimler var.
  • Bütün bu yetmiş iki din ve şeriat sendedir. Senden zâhir olduğu gün eyvah haline!
  • Kimde o aykırı inanıştan bir yapracık varsa o günün korkusundan yaprak gibi titrer.
  • İblis’e cine, kendini iyi adam gördüğünden güldün. 3290
  • Fakat can, postunu ters giyer , içindekini dışarı verirse din ehlinden ne kadar ahlar vahlar çıkar.
  • Dükkânda altın gibi görünen madenlerin hepsi güler. Çünkü imtihan taşı gizlidir.
  • Ey ayıpları örten Tanrı! Perdemizi kaldırma; imtihan zamanında bize yardım et, bizi kurtar!
  • Geceleyin kalp altın, hakiki altınla yan yanadır. Altın ise gündüzü bekler.
  • Hal diliyle der ki: “ Yalancı, hele bir dur. Herkesin meydana çıkacağı gün bir gelsin!” 3295
  • Lânetlenmiş İblis; yüz binlerce yıl Abdâl’ dendi, müminler beyiydi.
  • Naz ve istiğnası yönünden Âdemle savaştı, kuşluk vakti kokmaya başlayan pislik gibi rüsvay oldu.
  • Temsil yoluyla Bâûr’un hikâyesi
  • Dünya halkı, Bâûr oğlu Bel’am’a zamanın İsa’sına mağlûp oldukları gibi mağlûp ve zebun olmuştu.
  • Ondan başka kimseye secde etmezlerdi. Afsunu, hastalara şifa verirdi.
  • Kendisini beğendiği, ulu gördüğü için Musa ile savaştı. Sonra hali, duyduğun gibi oldu. 3300
  • Dünyada yüz binlerce İblis ve Bel’am vardır ki gizli, açık hep bu hale düşmüşlerdir.
  • Tanrı, diğerlerine misal olsun diye bu ikisini meşhur etti;
  • Bu iki hırsızı darağacına çekti, yükseltti. Yoksa kahrına uğramış daha nice hırsız var!
  • Bu ikisini aşikâre kahredip şöhretlendirdi; yoksa onun kahrıyla ölenler sayılamayacak kadar çok!
  • Nazeninsin, nazlısın, ama haddince Allah aşkına olsun haddini aşma! 3305
  • Eğer kendinden daha nazenin birisine çatarsan seni yerin yedi kat dibine sokar.
  • Âd ve Semud kavminin hikâyeleri ne için söylenip duruyor? Peygamberlerin nazik, nazenin olduklarını bilmen için.
  • Yere batma, başlarına taş yağma, bir sesle canlarının alınışı...Hep bu vakalar, nefs-i natıka sahiplerinin yücelerini bildirmek içindir.
  • Bütün hayvanları insan için öldür, fakat bütün insanları da bir akıllı kişi için öldür. (hiç beis yok!)
  • Akıl dediğin nedir? Akıl sahibinin akl-ı Küll’ü. Cüzi akıl da akıldır ama pek arıktır. 3310
  • İnsanlardan kaçan vahşi hayvanların hepsi, ehlî hayvanlara nispetle aşağılıktır.
  • Vahşi hayvanların kanı mübahtır. Çünkü yüce akıldan kaçmaktadırlar. Akılları yoktur.
  • İnsanın emrine uymuyor diye vahşinin yüceliği bu dereceye düşmüştür.
  • Şu halde ey garip adam! Aslandan kaçan yaban eşeklerine benzedikten sonra senin ne şerefin var ki?
  • Eşek, işe yaradığı için öldürülmez. Fakat yaban eşeği olursa kanı mübahtır. 3315
  • Eşeğin kendisini kötülükten koruyan iyiliğe sevk eden bir bilgisi olmadığı halde Tanrı onu mâzur tutmuyor.
  • Ey yüce sevgili! İnsan (akıllı olduğu halde) o nefesten, ( Peygamberlerin, velîlerin sözlerinden)kaçar, vahşileşirse nasıl mâzur olur?
  • Hulâsa oklar ve süngüler önünde kâfirlerin kanı mübahtır. Çünkü onlar, işe yaramaktan uzaktırlar.
  • Onların karıları ve çocukları da esir sayılır. Çünkü akılları yoktur, merdut ve aşağılık kişilerdir.
  • Artık bir akıl, aklın aklından kaçarsa akıllılar taifesinden hayvanat zümresine geçmiştir. 3320
  • Hârût, Mârût Hikâyesi
  • (Aklın aklından kaçan, peygamber ve velîlere uymayan kişi) meşhur Hârût’la Mârût’a benzer. Onlar da gururları yüzünden zehirli ok yediler.
  • Mukaddes yaradılışlarına, melek olduklarına itimat ettiler. Fakat bu itimat, su sığırının aslana itimadı gibidir. Manda, aslana ne kadar itimat edebilir?
  • Onun yüz tane boynuzu olsa ve bu boynuzlarla korunmaya çalışsa yine aslan, onun boynuzunu değil; boynuzunun boynuzunu bile parça parça eder.
  • Kirpi gibi baştan aşağı diken olsa, aslan, yine onu çaresiz öldürür.
  • Kasırga, birçok ağaçları kökünden sökerse de alçacık bir ota ihsanda bulunur. 3325
  • O sert rüzgâr, otun zayıflığına acır. Gönül, artık sen de kuvvetten dem vurma.
  • Balta; ağaçların, dalların çokluğundan, sıklığından hiç korkar mı? Hepsini paramparça eder, kesip biçer.