Lânetlenmiş İblis; yüz binlerce yıl Abdâl’ dendi, müminler beyiydi.
صد هزاران سال ابلیس لعین ** بود ز ابدال و امیر المؤمنین
Naz ve istiğnası yönünden Âdemle savaştı, kuşluk vakti kokmaya başlayan pislik gibi rüsvay oldu.
پنجه زد با آدم از نازی که داشت ** گشت رسوا همچو سرگین وقت چاشت
Temsil yoluyla Bâûr’un hikâyesi
دعا کردن بلعم باعور که موسی و قومش را از این شهر که حصار دادهاند بیمراد باز گردان
Dünya halkı, Bâûr oğlu Bel’am’a zamanın İsa’sına mağlûp oldukları gibi mağlûp ve zebun olmuştu.
بلعم باعور را خلق جهان ** سغبه شد مانند عیسای زمان
Ondan başka kimseye secde etmezlerdi. Afsunu, hastalara şifa verirdi.
سجده ناوردند کس را دون او ** صحت رنجور بود افسون او
Kendisini beğendiği, ulu gördüğü için Musa ile savaştı. Sonra hali, duyduğun gibi oldu.3300
پنجه زد با موسی از کبر و کمال ** آن چنان شد که شنیده ستی تو حال
Dünyada yüz binlerce İblis ve Bel’am vardır ki gizli, açık hep bu hale düşmüşlerdir.
صد هزار ابلیس و بلعم در جهان ** همچنین بوده ست پیدا و نهان
Tanrı, diğerlerine misal olsun diye bu ikisini meşhur etti;
این دو را مشهور گردانید اله ** تا که باشد این دو بر باقی گواه
Bu iki hırsızı darağacına çekti, yükseltti. Yoksa kahrına uğramış daha nice hırsız var!
این دو دزد آویخت از دار بلند ** ور نه اندر قهر بس دزدان بدند
Bu ikisini aşikâre kahredip şöhretlendirdi; yoksa onun kahrıyla ölenler sayılamayacak kadar çok!
این دو را پرچم به سوی شهر برد ** کشتگان قهر را نتوان شمرد
Nazeninsin, nazlısın, ama haddince Allah aşkına olsun haddini aşma!3305
نازنینی تو ولی در حد خویش ** الله الله پا منه از حد خویش
Eğer kendinden daha nazenin birisine çatarsan seni yerin yedi kat dibine sokar.
گر زنی بر نازنین تر از خودت ** در تگ هفتم زمین زیر آردت
Âd ve Semud kavminin hikâyeleri ne için söylenip duruyor? Peygamberlerin nazik, nazenin olduklarını bilmen için.
قصهی عاد و ثمود از بهر چیست ** تا بدانی کانبیا را نازکی است
Yere batma, başlarına taş yağma, bir sesle canlarının alınışı...Hep bu vakalar, nefs-i natıka sahiplerinin yücelerini bildirmek içindir.
این نشان خسف و قذف و صاعقه ** شد بیان عز نفس ناطقه
Bütün hayvanları insan için öldür, fakat bütün insanları da bir akıllı kişi için öldür. (hiç beis yok!)
جمله حیوان را پی انسان بکش ** جمله انسان را بکش از بهر هش
Akıl dediğin nedir? Akıl sahibinin akl-ı Küll’ü. Cüzi akıl da akıldır ama pek arıktır.3310
هش چه باشد عقل کل هوشمند ** هوش جزوی هش بود اما نژند
İnsanlardan kaçan vahşi hayvanların hepsi, ehlî hayvanlara nispetle aşağılıktır.
جمله حیوانات وحشی ز آدمی ** باشد از حیوان انسی در کمی
Vahşi hayvanların kanı mübahtır. Çünkü yüce akıldan kaçmaktadırlar. Akılları yoktur.
خون آنها خلق را باشد سبیل ** ز انکه وحشیاند از عقل جلیل
İnsanın emrine uymuyor diye vahşinin yüceliği bu dereceye düşmüştür.
عزت وحشی بدین افتاد پست ** که مر انسان را مخالف آمده ست
Şu halde ey garip adam! Aslandan kaçan yaban eşeklerine benzedikten sonra senin ne şerefin var ki?
پس چه عزت باشدت ای نادره ** چون شدی تو حمر مستنفرة
Eşek, işe yaradığı için öldürülmez. Fakat yaban eşeği olursa kanı mübahtır.3315
خر نشاید کشت از بهر صلاح ** چون شود وحشی شود خونش مباح
Eşeğin kendisini kötülükten koruyan iyiliğe sevk eden bir bilgisi olmadığı halde Tanrı onu mâzur tutmuyor.
گر چه خر را دانش زاجر نبود ** هیچ معذورش نمیدارد ودود
Ey yüce sevgili! İnsan (akıllı olduğu halde) o nefesten, ( Peygamberlerin, velîlerin sözlerinden)kaçar, vahşileşirse nasıl mâzur olur?
پس چو وحشی شد از آن دم آدمی ** کی بود معذور ای یار سمی
Hulâsa oklar ve süngüler önünde kâfirlerin kanı mübahtır. Çünkü onlar, işe yaramaktan uzaktırlar.
لاجرم کفار را شد خون مباح ** همچو وحشی پیش نشاب و رماح
Onların karıları ve çocukları da esir sayılır. Çünkü akılları yoktur, merdut ve aşağılık kişilerdir.
جفت و فرزندانشان جمله سبیل ** ز آنکه بیعقلند و مردود و ذلیل
Artık bir akıl, aklın aklından kaçarsa akıllılar taifesinden hayvanat zümresine geçmiştir.3320
باز عقلی کاو رمد از عقل عقل ** کرد از عقلی به حیوانات نقل
Hârût, Mârût Hikâyesi
اعتماد کردن هاروت و ماروت بر عصمت خویش و آمیزی اهل دنیا خواستن و در فتنه افتادن
(Aklın aklından kaçan, peygamber ve velîlere uymayan kişi) meşhur Hârût’la Mârût’a benzer. Onlar da gururları yüzünden zehirli ok yediler.
همچو هاروت و چو ماروت شهیر ** از بطر خوردند زهر آلود تیر
Mukaddes yaradılışlarına, melek olduklarına itimat ettiler. Fakat bu itimat, su sığırının aslana itimadı gibidir. Manda, aslana ne kadar itimat edebilir?
اعتمادی بودشان بر قدس خویش ** چیست بر شیر اعتماد گاومیش
Onun yüz tane boynuzu olsa ve bu boynuzlarla korunmaya çalışsa yine aslan, onun boynuzunu değil; boynuzunun boynuzunu bile parça parça eder.
گر چه او با شاخ صد چاره کند ** شاخ شاخش شیر نر پاره کند
Kirpi gibi baştan aşağı diken olsa, aslan, yine onu çaresiz öldürür.
گر شود پر شاخ همچون خار پشت ** شیر خواهد گاو را ناچار کشت
Kasırga, birçok ağaçları kökünden sökerse de alçacık bir ota ihsanda bulunur.3325
گر چه صرصر بس درختان میکند ** با گیاه تر وی احسان میکند
O sert rüzgâr, otun zayıflığına acır. Gönül, artık sen de kuvvetten dem vurma.
بر ضعیفی گیاه آن باد تند ** رحم کرد ای دل تو از قوت ملند
Balta; ağaçların, dalların çokluğundan, sıklığından hiç korkar mı? Hepsini paramparça eder, kesip biçer.
تیشه را ز انبوهی شاخ درخت ** کی هراس آید ببرد لخت لخت
Fakat bir ota saldırmaz. Neşter yaradan başka yere vurulmaz.
لیک بر برگی نکوبد خویش را ** جز که بر نیشی نکوبد نیش را
Aleve, odunun çokluğundan ne gam? Kasap koyun sürüsünden kaçar mı?
شعله را ز انبوهی هیزم چه غم ** کی رمد قصاب از خیل غنم
Mânaya nispetle suret nedir? Çok zayıf, çok âciz. Kötüyü baş aşağı tutan ondaki mânadır.3330
پیش معنی چیست صورت بس زبون ** چرخ را معنیش میدارد نگون
Dolap gibi dönüp duran gökten kıyas tut. Onun dönmesi nedendir? Onda müdebbir olan akıldan.
تو قیاس از چرخ دولابی بگیر ** گردشش از کیست از عقل مشیر
Oğul, siper gibi olan bu kalıbın dönüşü, hareketi de gizli ruhtandır.
گردش این قالب همچون سپر ** هست از روح مستر ای پسر
Bu rüzgârın hareketi onun mânasından ( o suretle zâhir olan mânadan, Tanrı kudretinden) dir değirmen çarkına benzer; çark, ırmak suyunun esiridir.
گردش این باد از معنی اوست ** همچو چرخی کان اسیر آب جوست
Bu nefesin alınıp verilmesi, girip çıkması da hevesli candan başka kimdendir?
جر و مد و دخل و خرج این نفس ** از که باشد جز ز جان پر هوس
Can, o nefesi, nefesle çıkan sözü, bazen cim haline kor; bazen de ha ve dal haline ( bu suretle de inkâr da bulunur). Gâh o sözü barış sözü yapar, gâh savaş sözü.3335