English    Türkçe    فارسی   

1
708-757

  • Tatlı olan nardenk şerbeti olur, çürümüş olanın ise bir sesten başka bir şeyi kalmaz.
  • Esasen manası olan meydana çıkar; çürümüş olan rüsvay olur, gider.
  • Ey surete tapan! Türü, manayı elde etmeye çalış! Çünkü mana suret tenine kanattır. 710
  • Mana ehliyle düş, kalk ki hem atâ ve ihsan elde edesin, hem de fetâ olasın.
  • Bu cisimde manasız can; hilâfsız, kılıf içinde tahta kılıç gibidir.
  • Kılıfta bulundukça kıymetlidir. Çıkınca yakmaya yarar bir alet olur.
  • Tahta kılıcı muharebeye götürme, ah-ü figane düşmemek için önce bir kere kontrol et;
  • Eğer tahtadansa, yürü, başkasını ara; eğer elmassa sevinerek ileri gel! 715
  • Elmas kılıç, velilerin silâh deposundandır. Onları görmek, size kimyadır.
  • Bütün bilenler, ancak ve ancak bunu böyle demişlerdir: bilen âlemlere rahmettir.
  • Nar alıyorsan gülen (çatlak) narı al ki onun gülmesi, sana tanesi olduğunu haber versin.
  • O ne mübarek gülmedir ki can kutusundaki inci gibi, ağızdan gönlü gösterir.
  • Mübarek olmayan gülme, lâlenin gülmesidir: Ağzını açınca kalbinin karalığını gösterir. 720
  • Gülen nar bahçeyi güldürür. Erler sohbeti de seni erlerden eder.
  • Katı taş ve mermer bile olsan, gönül sahibine erişirsen cevher olursun.
  • Temizlerin muhabbetini tâ canının içine dik. Gönlü hoş olanların muhabbetinden başka muhabbete gönül verme.
  • Ümitsizlik diyarına gitme, ümitler var. Karanlığa varma güneşler var.
  • Gönül, seni, gönül ehlinin diyarına; ten, seni su ve çamur hapsine çeker. 725
  • Agâh ol, bir gönüldeşten gönül gıdasını al, onunla gönlünü gıdalandır. Yürü, ikbali bir ikbal sahibinden öğren!
  • Mustafa salâvatullahi aleyh’in İncil’de anılan iyi vasıflarını ululamaları
  • İncil'de Mustafa’nın, o Peygamberler başının, o sefa denizinin adı vardı;
  • Sıfatları, şekli, savaşı, oruç tutuşu ve yiyişi anılmıştı.
  • Hıristiyan taifesi, o da, o hitaba geldikleri zaman sevap için,
  • Yüce adı öperler; lâtif vasfa yüz sürerlerdi. 730
  • Bu söylediğimiz fitne esnasında o taife, fitneden, kargaşalıktan emindiler.
  • Onlar, o emirlerin ve vezirin şerlerinden emin olup Ahmed adının sığınağında korunmuşlardı.
  • Onların nesli de çoğaldı. Ahmed’in nuru, bunlara yardım etti, yâr oldu.
  • Hıristiyanlardan Ahmed adını hor tutan diğer fırka,
  • Fitnelerden ve o tedbiri de şom, fitnesi de şom vezir yüzünden hor ve kıymetsiz bir hale geldi. 735
  • Manaları ters, sözleri aykırı tomarlara uymalarından dolayı dinleri de müşevveş bir hale geldi, hükümleri de!
  • Ahmed’in adı böyle yardım ederse acaba nuru nasıl korur?
  • Ahmed adı sağlam bir kapı olunca o emin ruhun zatı ne olur?
  • İsa dinini mahva çalışan diğer bir Yahudi padişahının hikâyesi
  • Vezirin belâsı yüzünden yoldan çıkmış olan o nasihat kabul etmez padişahtan sonra,
  • İsa kavminin dinini mahv için aynı Yahudi’nin neslinden diğer bir padişah meydana çıktı. 740
  • Bu diğer padişahın meydana çıkışını haber almak istersen “Vessemâi zatülburûc” suresini oku.
  • Birinci padişahtan doğan kötü âdete bu padişah da ayak uydurdu.
  • Kim fena bir âdet koyarsa ona her an lânet gider durur.
  • İyiler gittiler, güzel usul ve âdetleri kaldı; kötü adamlardan da zulümler ve lânetler!
  • Kıyamete kadar o kötülerin cinsinden kim vücuda gelse yüzü o kötülüğedir. 745
  • Bu tatlı suyla tuzlu su; damar damardır. Halk arasında sûr üfürülünceye dek birbirine karışmadan böylece gider durur.
  • İyilere tatlı su miras kaldı. O ne mirasıdır? “Evras'nel kitab” mirası…
  • Dikkat edersen görür anlarsın ki taliplerin dileği Peygamberlik cevherinin şûleleridir, o şûleleri dilerler.
  • Şûleler, mücevherlere tâbi olarak parıldar ve dönerler. Şûle, nereden çıkıyorsa, madeni neredeyse oraya gider.
  • Güneş, bir burçtan bir burca gidip durduğundan pencereye vuran ziyası da evin etrafında döner dolaşır. 750
  • Kimin bir yıldızla alâka ve merbuyeti varsa o; kendi yıldızıyla döner, dolaşır, o yıldızın tesiri altındadır.
  • Talihli Zühre ise şevki, çalıp çağırmayı, aşkı diler, onlara adamakıllı meyli vardır.
  • Kan dökücü huylu Mirrih’e mensup ise cenk, bühtan ve düşmanlık arar.
  • Yıldızların ardında yıldızlar vardır ki onlarda ihtirak ve nahis olmaz.
  • Onlar, bu meşhur yedi kat gökten başka diğer göklerde seyir ve hareket ederler. 755
  • Birbirlerine bitişik ve birbirlerinden ayrı olmayan bu yıldızlar, Tanrı nurlarının ışığında dururlar.
  • Her kimin talihi o yıldızlardan olursa o kimsenin zatı, kâfirleri taşlayıp yakar.