English    Türkçe    فارسی   

1
983-1032

  • Dünya nedir? Tanrı’dan gafil olmaktır. Kumaş, para, ölçüp tartarak ticaret etmek ve kadın; dünya değildir.
  • Din yolunda sarf etmek üzere kazandığın mala, Peygamber, “ne güzel mal” demiştir.
  • Suyun gemi içinde olması geminin helâkidir. Gemi altındaki su ise gemiye; geminin yürümesine yardımcıdır. 985
  • Mal, mülk sevgisini gönülden sürüp çıkardığındandır ki Süleyman, ancak yoksul adını takındı.
  • Ağzı kapalı testi, içi hava ile dolu olduğundan derin ve uçsuz bucaksız su üstünde yüzüp gitti.
  • İşte yoksulluk havası oldukça insan, dünya denizine batmaz, o denizin üstünde durur.
  • Bütün bu dünya, onun mülkü olsa bu mülk, gözünde hiçbir şey değildir.
  • Şu halde kalbini Min Ledün ululuğunun havasıyla doldur, ağzını da bağla, mühürle! 990
  • Çalışma da haktır, deva da haktır, dert de hak. Münkir kimse çalışmayı inkârda ısrar eder durur.”
  • Çalışmanın tevekküle tercihi
  • Aslan bu yolda birçok deliller getirdi. O Cebrîler, aslanın cevabına kandılar.
  • Tilki, geyik, tavşan ve çakal cebre inanışı ve dedikoduyu bıraktılar.
  • Bu bîatte ziyana düşmemek için kükremiş aslanla ahitlerde bulundular:
  • Zahmetsizce her günün kısmeti gelecek, aslanın başka bir teşebbüse ihtiyacı kalmayacaktı. 995
  • Kur’a kime isabet ederse günü gününe aslanın yanına sırtlan gibi o koşar, teslim olurdu.
  • Bu kadeh dönerek tavşana gelince; tavşan haykırdı: “Niceye dek bu zulüm?”
  • Aslana gitmekte geciktiğinden av hayvanlarının tavşana itiraz etmeleri
  • Hayvanlar dediler ki: “Bunca zamanlardır biz ahdimize vefa ederek can feda ettik.
  • Ey inatçı, bizim kötü bir adla anılmamıza sebep olma, aslan da incinmesin. Yürü, yürü; çabuk, çabuk!”
  • Tavşanın av hayvanlarına cevabı
  • Tavşan, “Dostlar, bana mühlet verin de hilemle siz de belâdan kurtulun. 1000
  • Benim hilemle canımız kurtulsun, bu hile, çocuklarımıza miras kalsın.
  • Her Peygamber, dünyada ümmetini böyle bir kurtuluş yerine davet etti.
  • Peygamberler, halk nazarında gözbebeği gibi küçük görünürlerdi ama felekten kurtuluş yolunu görmüşlerdi.
  • Halk, peygamberleri; gözbebeği gibi küçük gördü, gözbebeğinin manen büyüklüğünü kimse anlayamadı.”
  • Av hayvanlarının Tavşan'ın sözlerine itiraz etmeleri(fırat)
  • Hayvanlar ona “Ey eşek, kulak ver! Kendini tavşan kadrince tut, haddini aşma! 1005
  • Bu ne lâftır ki senden daha iyiler, dünyada onu hatırlarına bile getirmezler.
  • Ya gugurlandın yahut da kaza, bizim izimizde. Yoksa bu lâf, senin gibisine nerden yaraşacak?” dediler.
  • Tavşanın av hayvanlarına cevabı
  • Tavşan, “Dostlar, Hak bana ilham etti. Hakikaten zayıf birisi, kuvvetli bir rye ve tedbire nail oldu.
  • Hakk’ın arıya öğrettiğini, aslan ve ejderha bilemez.
  • Arı, teritaze balla dolu petekler yapar. Tanrı, ona, o ilimde kapı açtı. 1010
  • Hakk’ın, ipekböceğine öğrettiğini hiçbir fil bilir mi?
  • Toprağa mensup insan Hak’tan ilim öğrendi ve o bilgi ile yedinci kat göğe kadar bütün âlemi aydınlattı;
  • Tanrı’ya şüphe eden kişinin körlüğüne rağmen meleklerin adını, sanını unutturdu;
  • Altı yüz bin yıllık zahidin, o buzağının ağzını bağladı;
  • Bu suretle din bilgisi sütünü emmesine, o yüce ve sağlam köşkün etrafında dönüp dolaşmasına mâni oldu. 1015
  • Duygu ehlinin, yalnız zâhire itibar edenlerin bilgileri, o yüce bilgiden süt emenler için ağız bağıdır.
  • Gönül katresine bir inci düştü ki o inci denizlere; feleklere bile verilmemiştir.
  • Ey surete tapan! Niceye dek suret kaygısı? Senin manasız canın suretten kurtulmadı gitti.
  • Eğer insan, suretle insan olsaydı Ahmed’le Ebucehil müsavi olurdu.
  • Duvar üstüne yapılan insan resmi de insana benzer. Bak, sûret bakımından nesi eksik* 1020
  • O parlak resmin yalnız canı noksan. Yürü, o nadir bulunur cevheri ara;
  • Eshab-ı Kehf’in köpeğine el verilince, dünyadaki bütün aslanların başları alçaldı.
  • Canı, nur denizinde gark olduktan sonra ona, kötü ve çirkin suretin ne ziyanı var?
  • Kalemler sureti övmezler. Kitaplara da adamın suretine ait vasıflar değil, “âlim, adalet sahibi” gibi zatına ait vasıflar yazılır.
  • Bilgi ve adalet sahibi… Hep manadır, onları önde, artta, bir yerde bulamazsın, 1025
  • Zata ait sıfatlar Lâmekân elinden cana şûle vermektedir, can güneşi, göklere sığamaz” dedi.
  • Tavşanın bilgisi, bilginin fazileti ve faydaları
  • Bu sözün sonu yoktur. Kulak ver, tavşan hikâyesini anla!
  • Eşekkulağını sat, başka bir kulak al ki bu sözü eşekkulağı anlayamaz!
  • Yürü, tavşanın tilki gibi kurnazlığına bak, onun düşüncesini ve aslanı mağlup edişini gör!
  • Bilgi, Süleyman mülkünün hâtemidir; bütün âlem cesettir, ilim candır. 1030
  • Bu hüner yüzünden denizlerin, dağların, ovaların mahlûkatı, insanoğluna karşı âciz kalmıştır.
  • O yüzden kaplan, aslan; fare gibi korkmaktadır. O yüzden ovada, dağda bütün vahşi hayvanlar gizlenmişlerdir.