Duvar üstündekilerden en fazla susuz kimse; taşı, topacı en çabuk koparıp atan da odur.
بر سر دیوار هر کاو تشنهتر ** زودتر بر میکند خشت و مدر
Suyun sesine en fazla âşık olan duvardan en büyük taşı koparıp atar.
هر که عاشق تر بود بر بانگ آب ** او کلوخ زفت تر کند از حجاب
O adam, suyun sesinden, âdeta boğazına kadar şaraba batmışçasına neşelenir. Yabancı kişi ise kerpicin suya düşünce bluk diye çıkardığı sesten başka bir şey duymaz.
او ز بانگ آب پر می تا عنق ** نشنود بیگانه جز بانگ بلق
Ne mutlu o kişiye ki gençlik çağını ganimet bilir de borcunu öder.1215
ای خنک آن را که او ایام پیش ** مغتنم دارد گزارد وام خویش
Kudretli olduğu günlerde sıhhatli, güçlü, kuvvetli bulunduğu zamanlarda bu işi başarır.
اندر آن ایام کش قدرت بود ** صحت و زور دل و قوت بود
Çünkü gençlik çağı, yemyeşil, terütaze bir bahçe gibi esirgemeksizin meyveleri yetiştirir.
و آن جوانی همچو باغ سبز و تر ** میرساند بیدریغی بار و بر
Genç adamın kuvvet ve şehvet çeşmeleri akıp durur. Bedenin zeminini onlarla yeşertir.
چشمههای قوت و شهوت روان ** سبز میگردد زمین تن بدان
Gençlik; mamur, tavanı adamakıllı yüksek, dört duvarı sapasağlam bir eve benzer.
خانهی معمور و سقفش بس بلند ** معتدل ارکان و بیتخلیط و بند
Ne mutlu o kişiye ki ihtiyarlık günleri gelip çatmadan, boynunu liften yapılmış iple bağlamadan…1220
پیش از آن که ایام پیری در رسد ** گردنت بندد به حبل من مسد
Toprak çoraklaşıp akmadan, kaymadan işini başarmıştır. Çünkü çorak yerden güzel nebatat asla yetişmez.
خاک شوره گردد و ریزان و سست ** هرگز از شوره نبات خوش نرست
İhtiyarın gücü, kuvveti kesilir, şehvet suyu akmaz olur. Kendisinden de faydalanmaz, başkalarına da faydası dokunmaz.
آب زور و آب شهوت منقطع ** او ز خویش و دیگران نامنتفع
Kaşları eyer kuskunu gibi aşağı düşer, gözü yaşarır, görmez olur.
ابروان چون پالدم زیر آمده ** چشم را نم آمده تاری شده
Yüzü buruşur, kertenkele sırtına döner. Söz söyleyemez, tat alamaz olur, dişleri bir şey kesmez bir hale gelir.
از تشنج رو چو پشت سوسمار ** رفته نطق و طعم و دندانها ز کار
Gün geçip gitmiş, akşam çağı gelip çatmış, leş gibi beden topallamakta, yolsa uzun. İş görülecek yer yıkık iş işten geçmiş..1225
روز بیگه لاشه لنگ و ره دراز ** کارگه ویران عمل رفته ز ساز
Kötü huyların kökleri kuvvetlenmiş, onu kökünden söküp çıkarma kuvveti de azalmış!
بیخهای خوی بد محکم شده ** قوت بر کندن آن کم شده
Valinin, yola diken ekene “Yola diktiğin dikenleri sök” diye emir vermesi
فرمودن والی آن مرد را که این خار بن را که نشاندهای بر سر راه بر کن
Bu iş, o tatlı sözlü, fakat kötü huylu adamın yol üstüne diken dikmesine benzer.
همچو آن شخص درشت خوش سخن ** در میان ره نشاند او خار بن
Yoldan geçenler ona darılmaya başladılar, bu dikenleri sök diye bir hayli söylediler, fakat fayda etmedi.
ره گذریانش ملامتگر شدند ** بس بگفتندش بکن این را نکند
Her an o dikenler çoğalmakta, halkın ayağı dikenler yüzünden kanamaktaydı.
هر دمی آن خار بن افزون شدی ** پای خلق از زخم آن پر خون شدی
Halkın elbisesi dikenlerden yırtılmakta, yoksulların ayakları paramparça olmaktaydı.1230