English    Türkçe    فارسی   

2
2333-2382

  • Seyyid-i Ecel, bir gece Delkak’a “Hemencecik bir orospuyu neden aldın?
  • Bunu bana söylemeliydin. Sana namuslu bir kız alırdık” dedi.
  • Delkak “Dokuz tane namuslu, temiz kadın aldım, hepsi orospu oldu. Derdimden eridim, bittim. 2335
  • Bunun üzerine bu hiçbir işe yaramaz orospuyu aldım. Görelim bakalım, bunun sonu ne olacak?” dedi.
  • Ben, birçok defalar aklı sınadım. Bundan sonra bir tarla arayacak, oraya delilik tohumu saçacağım!
  • Birisinin kendisini deli gösteren bir uluyu hile ile söyletmesi
  • Birisi” Bir akıllı arıyorum, onunla meşverette bulunacağım, bir müşkülüm var, ona söyleyeceğim” dedi.
  • Bu sözü duyan da “Şehrimizde kendisini deliliğe vuran birisi var, ondan başka akıllı yok.
  • İşte bir sopaya binmiş, çocuklarla beraber koşup duruyor. 2340
  • Rey ve tedbir sahibi, ateş parçası gibi bir adamdır. Kadri gök gibi yüce, yıldızlar yağdırıcı bir zattır.
  • Kudreti, parlaklığı, Kerrûbilere can olmuştur. O, kendisini bu divanelikte gizlemiştir.” dedi.
  • Fakat her divaneyi kendine can sayma.. Sâmiri gibi buzağıya secde etme.
  • Bir veli sana gayb’a ait yüz binlerce şeyi, yüz binlerce sırrı apaçık söylese bile,
  • Sen de o anlayış, o bilgi olmadıkça yine fışkıyı ödağacından ayırt edemezsin. 2345
  • Veli, kendisine deliliği perde etti mi, ey kör, sen onu nasıl tanıyabilirsin?
  • Eğer yakîn gözün açıksa bak da her taşın altında bir erin gizli olduğunu gör!
  • Yol gösterici ortada, göz önünde; her Kelîm’in bir kilime bürünmüş olduğu meydandadır.
  • Veliyi meşhur eden yine velidir. Veli, kime dilerse nasip verir.
  • Fakat deliliğe vurdu mu kimse akıl edip de onu anlayamaz. 2350
  • Bir hırsız, körden bir şey çaldı mı kör, onu bulabilir mi hiç?
  • Hırsız, gelip ona çatsa bile kör, hırsız kimdir? Ne anlasın?
  • Köpek, kör yoksulu ısırsa bile kör, kendisini dalayan köpeği nereden bilecek?
  • Köpeğin kör bir dilenciye saldırması
  • Bir köpek, mahallede bir kör bir dilenciye savaş aslanı gibi saldırdı.
  • Ay bile yoksulların izi tozunu gözüne sürme gibi çektiği halde, köpek, kızgınlıkla yoksullara saldırır. 2355
  • Kör, köpeğin sesinden korktu, âciz oldu. Ona tâzim etmeye başladı:
  • “Ey avcılar beyi, ey av aslanı, el senin elin (hüküm senin hükmün), benden el çek” demeye başladı.
  • Hakîmin biri de zaruret yüzünden eşeğin kuyruğunu ağırlamış, o kuyruğa Kerim lâkabını takmıştır.
  • Kör de zora gelince köpeğe “Ey aslan, benim gibi arık birisini avlayıp da ne yapacaksın?
  • Dostların çölde yaban eşeği avlamaktalar, sense mahallede kör avlıyorsun, bu ne kötü şey! 2360
  • Dostların avda yaban eşeği arıyorlar, sen sokakta hile düzüp kör arıyorsun” dedi.
  • Bilgili köpek yaban eşeği avlar, bilgisiz köpekse köre kasteder.
  • Köpek bile, ilim öğrenince azgınlıktan kurtulur, ormanlarda helâl hayvanlar avlar.
  • Köpek bile âlim olunca savaşta çevikleşir. Köpek bile ârif olunca Eshâb-ı Kehif’ten olur.
  • Köpek bile avcıları kimdir, anlar, tanır. Yarabbi, her şeyi tanıtan o nur nedir ki? 2365
  • Körün tanıyamaması, gözü olmadığından değildir; bu, onun bilgisizlikten sarhoş olması yüzündendir.
  • Kör, bu yeryüzünden de daha gözsüz değil ya! Hâlbuki bu yer bile Tanrı inayetiyle düşmanı tanıdı!
  • Musa’nın nurunu gördü, ona iltifat etti, Karun’u ise tanıdı yere geçirdi.
  • Benlikte bulunan her kişiyi helâk etti, Tanrının “ Ya ard ublai” emrini anladı.
  • Toprak su, yer ve kıvılcımlı ateş, bizimle her şeyden habersiz fakat Tanrı ile her şeyden haberdardırlar. 2370
  • Bizim ise onun aksine Hak’tan gayrı her şeyden haberimiz var da Hak’tan haberimiz yoktur. Tehditçilerden bihaberiz!
  • Hülâsa onların hepsi Tanrı emanetini yüklenmekten korktular, çekindiler. Fakat hayvanla karışınca bu çekinmeleri, bu çalışmaları körleşti, neticesiz bir hale geldi!
  • “Hepimiz de halkla diri, Hak’la ölü bir hale gelen bu hayattan bîzarız” dediler.
  • Birisi, anası babası öldü mü yetim olur. Hak’la ünsiyet için kalb-i selim gerek!
  • Hırsız, bir körden bir kumaş çaldı mı kör, bilmeden feryada başlar. 2375
  • Fakat hırsız ona “Senin malını ben çaldım, ben hilebaz bir hırsızım” demedikçe,
  • Kör, hırsızı nereden bilecek? Gözünün nuru, gözünün ışığı yok ki!
  • Ama sesini duydun mu onu sımsıkı tut, koy verme de çaldığı şeyleri söylet.
  • Hırsızı yakalayıp, sıkıştırmak, çaldığını çırptığını söyletmek cihadı ekberdir.
  • O, önce senin gözünün sürmesini çaldı. Onu elde ettin mi, yine gözlerine nur gelir. 2380
  • Gönül’ün kayıp malı olan hikmet kumaşı, ehli dilden elde edilir.
  • Kör olan gönül, canı, kulağı, gözü olsa bile hırsız Şeytan’ın izini bulamaz, onu elde edemez.