English    Türkçe    فارسی   

2
2606-2655

  • Ansızın birisi onu uyandırdı. Muaviye gözünü açınca adam gözden sır oldu.
  • Kendi kendisine, “Köşke kimse giremez. Bu küstahlıkta, bu cürette bulunan kim acaba?” dedi.
  • Etrafı dolaştı, gizlenen adamdan bir nişan bulmak için her tarafı araştırdı.
  • Kapı ardında bir herif gördü. Adam kapıya sinmiş, yüzünü perde ile örtmüş gizlenmişti.
  • Muaviye “Hey sen, kimsin, adın ne ?” diye sordu. Adam “ Adım açıkça söyleyeyim, Şaki İblis” diye cevap verdi. 2610
  • Muaviye “Niye gayret ettin, beni niçin uyandırdın? Bana doğru söyle, aykırı konuşma” dedi.
  • İblis’in Muaviye’yi eşekten düşürmesi, kapalı konuşup bahaneler etmesi, Muaviye’nin ona cevap vermesi
  • Şeytan “Namaz vakti geldi. Hemen mescide koşmak gerek.
  • Mustafa, mana incisini delerek “Acele edin, ibadetleri vakti geçmeden yapın buyurdu” dedi.
  • Muaviye “Hayır, hayır senin böyle bir maksadın olmaz. Bana hayra delil olasın, imkânı mı var?
  • Hırsız, evime gizlice giriyor da “Bekçilik ediyorum” diyor. 2615
  • Ben o hırsıza nasıl inanayım? Hırsız, sevabı, ecri ne bilir” dedi.
  • Yine İblis’in Muaviye’ye cevap vermesi
  • Şeytan dedi ki: “Biz, evvelce melektik. İbadet yoluna canla başla düzülmüştük.
  • Yol saliklerine mahremdik, Arş sakinlerine hemdem,
  • İlk sanat gönülden çıkar mı? İlk sevgi nasıl olurda unutulur?
  • Seferde Rum diyarı ehlinden birisini yahut Huten’li birisini görmekle vatan sevgisi kalbinden çıkar mı? 2620
  • Biz de bu şarabın sarhoşlarındandık, biz de kapısının âşıklarındandık.
  • Göbeğimizi onun sevgisiyle kestik, sevgisini canımıza ektiler.
  • Zamanede güzel günler gördük, baharda rahmet suları içtik.
  • Bizim varlığımızı da “Onun fazıl” ve ihsan eli ekmemiş midir? Bizi de yoktan yaratan o değil mi?
  • Ondan nice lütuflar görmüşüz, rıza gülistanında nice dolaşmışız. 2625
  • Başımıza rahmet elini koyar, bize de lütuf çeşmelerini izhar ederdi.
  • Ben daha çocukken, süt emiyorken beşiğimi kim salladı? O!
  • Onun sütünden başka kimden süt emdim, onun tedbirinden başka beni kim yetiştirdi?
  • Vücuda sütle giren huyu, çıkarmaya kimin iktidarı vardır?
  • Kerem denizi bir itapta, bulunsa bile, kerem kapılarını kapalı bırakır mı? 2630
  • Onun, asıl peşin ihsan ettiği para, lütuf ve vergisidir. Kahırsa, o paranın üstüne konmuş arızi bir tozdan ibarettir.
  • Âlemi lütfetmek için yarattı. Zerrelere, onun güneşi riayetlerde bulundu.
  • Ayrılık bile, onun kahrından doğmakla berber vuslatın kadrini bilmek içindir.
  • Bu suretle diler ki ayrıldığı, canın kulağını bursun, onu tedibetsin de can, vuslat günlerini bilsin.
  • Peygamber “Tanrı, âlemi yaratmadan maksadım, ihsan etmekti. 2635
  • Yarattım ki benden bir fayda görsünler, balıma parmaklarını bansınlar.
  • Ben bir fayda göreyim, çıplak adamdan bir libas elde edeyim diye yaratmadım, dedi” buyurmuştur.
  • Birkaç gün oldu ki beni huzurundan kovdu. Fakat yine gözüm onun güzel yüzünde.
  • Böyle bir yüzden bu çeşit kahra uğramak şaşılacak şey. Herkes sebeple meşgul olup durmakta.
  • Hâlbuki ben sebebe bakmam. Çünkü sebep sonra meydana gelen bir şeydir. Sonradan meydana gelen bir şeyin varlığına sebep olur. 2640
  • Ben ezeli lütfa bakar, sonradan meydana geleni yırtar, iki parça ederim.
  • Tutalım, Âdem’e secde etmemem hasettendi. Ama o haset de aşktan meydana geldi; inattan, inkârdan değil.
  • Her haset, şüphesiz dostluktan meydana gelir. Sevgiliyle başkaları bir arada oturunca haset baş gösterir.
  • Aksırana “Çok yaşa “ demek dostluktan olduğu gibi, kıskançlık da dostluğun şartıdır.
  • Onun oyununda bundan başka bir oyun yoktu ki? Oyna dedi, ben ne bilirim ki ona katayım? 2645
  • Bir tek oyunum vardı, oynadım, kendimi kaldırıp belâya attım.
  • Belâda da onun lezzetlerini tatmak istedim, ona mat oldum, ona mat oldum, ona mat oldum!
  • Ey ulu kişi, bu altı cihetli âlemde kim, kendisini altı duygu kapısından kurtarabilir ki?
  • Altının cüz’ü, nasıl olurda küllünden kurtulur? Hele keyfiyetsiz Tanrı onu eğri yaratmışsa!
  • Bu altı cihet içinde ateşe dalmış kişiyi ancak altı ciheti yaratan Tanrı kurtarabilir. 2650
  • Küfür olsun, iman olsun, onun eliyle dokunmadır, onundur.”
  • Muaviye’nin tekrar İblis’e İblis’in hilelerini anlatması
  • Emîr ona dedi ki: “Bunlar doğru. Fakat bunlardan senin payın eksik.
  • Sen, benim gibi yüz binlerce kişinin yolunu urdum delik deldin, hazineye girdin!
  • Hem ateş ve neft olasın, hem yakmayasın, buna imkân var mı? Kimdir ki senin elinden elbisesi yırtılmamış olsun!
  • Ey, ateş senin tabiatın yakmaktır, bir şeyi yakmaman mümkün değil. 2655