English    Türkçe    فارسی   

2
2638-2687

  • Birkaç gün oldu ki beni huzurundan kovdu. Fakat yine gözüm onun güzel yüzünde.
  • Böyle bir yüzden bu çeşit kahra uğramak şaşılacak şey. Herkes sebeple meşgul olup durmakta.
  • Hâlbuki ben sebebe bakmam. Çünkü sebep sonra meydana gelen bir şeydir. Sonradan meydana gelen bir şeyin varlığına sebep olur. 2640
  • Ben ezeli lütfa bakar, sonradan meydana geleni yırtar, iki parça ederim.
  • Tutalım, Âdem’e secde etmemem hasettendi. Ama o haset de aşktan meydana geldi; inattan, inkârdan değil.
  • Her haset, şüphesiz dostluktan meydana gelir. Sevgiliyle başkaları bir arada oturunca haset baş gösterir.
  • Aksırana “Çok yaşa “ demek dostluktan olduğu gibi, kıskançlık da dostluğun şartıdır.
  • Onun oyununda bundan başka bir oyun yoktu ki? Oyna dedi, ben ne bilirim ki ona katayım? 2645
  • Bir tek oyunum vardı, oynadım, kendimi kaldırıp belâya attım.
  • Belâda da onun lezzetlerini tatmak istedim, ona mat oldum, ona mat oldum, ona mat oldum!
  • Ey ulu kişi, bu altı cihetli âlemde kim, kendisini altı duygu kapısından kurtarabilir ki?
  • Altının cüz’ü, nasıl olurda küllünden kurtulur? Hele keyfiyetsiz Tanrı onu eğri yaratmışsa!
  • Bu altı cihet içinde ateşe dalmış kişiyi ancak altı ciheti yaratan Tanrı kurtarabilir. 2650
  • Küfür olsun, iman olsun, onun eliyle dokunmadır, onundur.”
  • Muaviye’nin tekrar İblis’e İblis’in hilelerini anlatması
  • Emîr ona dedi ki: “Bunlar doğru. Fakat bunlardan senin payın eksik.
  • Sen, benim gibi yüz binlerce kişinin yolunu urdum delik deldin, hazineye girdin!
  • Hem ateş ve neft olasın, hem yakmayasın, buna imkân var mı? Kimdir ki senin elinden elbisesi yırtılmamış olsun!
  • Ey, ateş senin tabiatın yakmaktır, bir şeyi yakmaman mümkün değil. 2655
  • Tanrı seni yakıcı bir hale getirmiş, bütün hırsızların üstadı etmiştir. İşte lânet budur.
  • Tanrı ile yüz yüze konuştum. Ey düşman, senin hilene karşı ben kim oluyorum?
  • Senin marifetlerin, ıslık sesi gibidir, kuşların seslerine benzer, fakat kuş avlar.
  • O, yüz binlerce kuşun yolunu urmuştur. Kuş, aşina bir kuş geldi sanıp aldanmıştır.
  • Havada uçarken ıslık sesini duyunca havadan iner, burada esir olur. 2660
  • Nuh’un kavmi senin hilenden feryada düşmüşler, gönülleri yanmış, göğüsleri paramparça olmuştur.
  • Cihanda Âd kavmine rüzgârı sen yolladın, onları azaplara, mihnetlere sen düşürdün.
  • Lût kavminin başına taş yağmasına sen sebep oldun. O kara suyun içinde, senin yüzünden boğuldular.
  • Nemrut’un beyni, senin yüzünden döküldü binlerce fitneler meydana getiren Şeytan!
  • Filozof, zeki Firavunun aklı körleşti, senin yüzünden bir şey anlamaz oldu. 2665
  • Ebulehep de senin yüzünden naehil, oldu. Ebülhakem de senin yüzünden Ebucehil kesildi.
  • Ey bu satrançta nam için yüz binlerce ustayı mat eden!
  • Ey müşkül oyunlarıyla gönülleri yakan ve gönlüne merhamet gelmeyen!
  • Sen hile denizisin, halk bir katradan ibaret. Sen dağ gibisin, selim kalpli insanlara ancak bir zerre!
  • Ey düşmanlık edip duran Şeytan, senin hilenden kim kurtulabilir? Hepimiz tufana gark olmuşuz. Ancak Tanrı’nın koruduğu müstesna. 2670
  • Nice saadetli yıldız, senin yüzünden ihtiraka düşmüştür. Nice askerler, nice topluluklar, senin yüzünden darmadağın olmuştur!”
  • İblis’in Muaviye’ye cevap vermesi
  • İblis Muaviye’ye dedi ki: “Bu bağı çöz. Ben, kalpla halis için mehenğim.
  • Hak, beni aslanla köpeği imtihan etmek için yarattı, halisle kalpı ayırt etmek için halk etti.
  • Ben, kalpın yüzünü ne vakit karartmışım. Kuyumcuyum ben, ona daima değerini verdim.
  • İyilere yol gösteririm, kuru dalları keserim. 2675
  • Bu otları niye ortaya koyarım? Hayvan hangi cinstendir, meydana çıksın diye.
  • Kurt, ceylândan bir yavru doğursa onun kurt yahut ceylân oluşunda şüphe edilir.
  • Önüne otla kemik koy. Bakalım hangisine tezce adım atacak, hangisine meyledecek?
  • Eğer kemiğe gelirse köpektir, ota meylederse şüphe yok, ceylân cinsindendir.
  • Kahırla lütuf, birbirine eş oldu. Bu ikisinden bir hayır ve şer âlemi doğdu. 2680
  • Sen otla kemiği göster, nefis ve can gıdasını arz et.
  • Nefis gıdasını isterse aşağılıktır, ruh gıdasını isterse serverdir.
  • Tene hizmet ederse eşektir. Can denizine dalarsa inci bulur.
  • Gerçi bu ikisi birbirine aykırı, hayır ve şerdir ama ikisi de bir iş başındadır.
  • Peygamberler, ibadetlerini arz ederler, düşmanlar şehvetlerini. 2685
  • Ben iyiyi nasıl kötüleştirebilirim? Tanrı değilim ya! Ben bir davetçiyim, onları yaratan değil!
  • Güzeli çirkin yapabilir miyim? Rab değilim ki. Güzele çirkine bir aynayım.