English    Türkçe    فارسی   

2
3043-3092

  • Güzelim, sakalın çıkmıyorsa başka sakalsızları kınama.
  • Şu işe bak: Şeytan, belâlara düştü de sana ibret oldu.
  • Sen belâya uğrayıp ona ibret olmadın o zehri içti, sen şerbetini iç (ibret almana bak!). 3045
  • Oğuzların, birini korkutmak için başka birini öldürmeye kalkışmaları
  • Kan dökücü Oğuz Türkleri, malları yağma etmek üzere bir köye girdiler.
  • O köyün eşrafından iki kişi yakalayıp birini öldürmeye niyet ettiler.
  • Öldürmek üzere elini bağladıkları zaman dedi ki: “Padişahlar, yüce erler.
  • Niye benim kanıma kastediyorsunuz. Neden benim kanıma susadınız?
  • Öldürülmemde ki maksat, garaz ne? Görüyorsunuz ya, gördüğünüz gibi yoksulum, çırçıplak bir adamım” 3050
  • Oğuzların biri “ Arkadaşın korksun, ürksün de altınları çıkarsın diye öldürüyoruz” dedi.
  • Adam “O benden yoksul” deyince Oğuz, “Haber verdiler onun altını var” dedi.
  • Adam dedi ki: “Mademki bizim ikimizden bir şey umuyorsunuz,
  • Evvelâ onu öldürün de ben korkayım, altınların yerini göstereyim!”
  • Şimdi sen de Allah’ın keremine bak ki biz âhir zamanda geldik. 3055
  • Zamanlardan sonuncusu, ilk devirlerden daha üstündür. Hadiste “ Ahirûnes Sâbikun” denmektedir.
  • Merhamet sahibi Allah, Nûh ve Hûd kavimlerinin helâkini bize gösterdi;
  • Biz korkalım, ibret alalım diye onları kahretti. Ya aksi olsaydı vay haline!
  • Kendisine tapanların (peygamber ve velilerin Aleyhimüsselâm) varlıkları nimetken buna şükretmeyenlerin hali
  • Peygamberlerden hangisi, suça, ayıba dair bir şey söylediyse taş gibi katı gönül’e, kapkara cana,
  • Allah fermanlarına ehemmiyet vermemeye, yarın ki ahret gününü düşünmeyip rahatça keyfine bakmaya, 3060
  • Bu aşağılık dünyaya heves etmeye, bu aşağılık dünyaya âşık, karılar gibi nefse zebun olmaya,
  • Nasihat edenlerden kaçmaya, temiz kişilerle buluşmaktan çekinmeye,
  • Gönül’e, gönül ehline karşı yabancı durmaya, padişahlara hile düzmeye, onlara karşı tilkilik yapmaya kalkışmaya,
  • Gözü tok kişileri yoksul sanmaya, onlara haset edip gizlice düşman olmaya dair söyledi.
  • Onlardan biri verdiğin bir şeyi kabul ederse yoksul dersin, kabul etmezse riyakâr ve mürai! 3065
  • İnsanlara karışırsa tamahkâr dersin. Karışmaz, çekingen davranırsa kibirli!
  • Yahut da münafıklar gibi “Çoluğun, çocuğun nafakasını kazanmaya uğraşıyorum,
  • Ne başımı kaşımaya vaktim var, ne din kaydına düşüp ibadet etmeğe!
  • Lûtfet, bizi himmetle bir an da sonunda biz de velilerden olalım” diye mazeret serdedersin.
  • Fakat bu sözde, dertten, aşktan değildir. Âdeta uyuyan bir adamın bir aralık uyanıp sayıklayarak tekrar uykuya dalmasına benzer. 3070
  • “Ayalimin rızkını kazanmaktan başka bir şey yapamıyorum. Ne çare? Dişimle, tırnağımla çalışıp çabalıyor, helâlinden kazanıyorum” dersin.
  • Ey sapıklara karışan, ne helâli? Senin kanından başka helâl göremiyorum.
  • Çare Allah’tandır. Lokmandan değil, çare dindendir puttan değil!
  • Ey aşağılık dünyaya bile sabredemeyen, bu yeryüzünü güzel bir tarzda döşeyen Allah’ya nasıl sabredebiliyorsun?
  • Ey naz ve nimete bile sabredemeyen, kerim Allah’a nasıl sabredebiliyorsun? 3075
  • Ey temize, pise bile sabırsız, Yaratanına nasıl sabredebiliyorsun?
  • Nerede bir Halil ki mağaradan çıkıp ayı görünce “ Bu benim Rabbim” dedikten sonra battığını görünce kendisine gelip “ Nerede kâinatı yaratan Allah?” desin.
  • Ben, bu iki meclis sahibini görmedikçe iki âlemi de görmek istemem.
  • Allah sıfatlarını görmedikçe ekmek bile yesem boğazımda kalır.
  • Onun yüzünü görmedikçe, onun gülünü, gül bahçesini temaşa etmedikçe lokma nasıl siner? 3080
  • Allah’ı ummadan bu suyu bir an bile kim içer? Ancak öküz ve eşek!
  • Hayvan gibi olanlar, hatta ondan da aşağı bir dereceye düşmüş bulunanlar, hileyle dolu olsa bile yine pis, murdar, kokmuş kişilerdir.
  • Böyle kişinin hilesi de baş aşağı olmuştur, kendisi de. Zamanı geçip gitmiş, günü bir türlü gelmez olmuştur.
  • Düşüncesi körleşmiş, aklı bozulmuş ömrü hiçe gitmiştir. Elif gibi hiçbir şeyi yoktur!
  • “ Ben de bu düşüncedeyim” dese bile bu da o nefsin hilesinden, masalındandır. 3085
  • “Allah yargılayıcıdır, merhametlidir” demesi de aşağılık nefsin hilesinden başka bir şey değildir.
  • Ey elimde ekmeğim yok diye gamdan ölen, Allah yargılayıcı ve merhametliyse ya bu korku ne?
  • İhtiyar bir adamın hastalıklardan doktora şikayeti, doktorun cevabı
  • İhtiyarın biri, bir doktora “ Dimağım yorgun, aklım yerinde değil” dedi.
  • Doktor dedi ki . “ O akıl zayıflığı ihtiyarlıktandır.” İhtiyar, “ Gözüm de kararıyor” dedi. Doktor “Koca ihtiyar, ihtiyarlıktan” dedi.
  • Doktor, ”Koca ihtiyar, ihtiyarlıktan” dedi. Adam, “ Arkam dehşetli ağrıyor” deyince, 3090
  • Doktor dedi ki: “A zayıf ihtiyar, ihtiyarlıktan!” Adam, “ Ne yiyorsam hazmedemiyorum” dedi.
  • Doktor “ Mide zayıflığı da ihtiyarlıktan” dedi. Adam, “ Nefes alırken sıkıntı çekiyorum, nefes darlığım var” dedi.