English    Türkçe    فارسی   

2
602-651

  • O, senin gözüne yılan gibi görünür ama ötekinin gözüne güzel görünür.
  • Çünkü senin gözünde onun küfrünün, kötülüğünün hayali var, halbuki dostun gözünde onun müminlik hayali cilve etmekte.
  • Görüyorsun ya... Bu bir kişide iki iş de var. Gâh balık oluyor, gâh olta!
  • Yarısı mümin, yarısı kâfir. Yarısı hırs, yarısı sabır! 605
  • Allah “ İçimizde mümin var de var, kâfir ve eski putperest de” dedi.
  • Öküz gibi... Yarısı kara, yarısı ay gibi bembeyaz.
  • Bu yarısını gören onu almaz, öbür tarafını gören almak ister, üstüne düşer.
  • Yusuf, kardeşinin gözünde canavar gibiydi, fakat yine o Yusuf, Yakup’un gözüne huri gibi geliyordu.
  • Fer’e ait göz, kötü hayal yüzünden onu çirkin gördü, asli gözse ortada yoktur. 610
  • Zahiri gözü, o asli gözün gölgesi bil. O ne görürse bil ki, bu da onu görür.
  • Sen bir mekândasın, aslın Lâmekândır. Bu dükkânı kapa da o dükkânı aç.
  • Altı cihete kaçma, çünkü o cihetlerde altı kapı vardır. Tavlada altı kapı da alındı mı karşıda ki mat oldu! Mat.
  • Zindandakilerin, Kadı’nın vekiline o müflisi şikâyet etmeleri
  • Zindandakiler, Kadı’nın anlayışlı vekiline şikâyet ederek dediler ki:
  • “ Hemen bizim selâmımızı kadıya götür, bu aşağılık adamdan incindiğimizi söyle. 615
  • O, boşboğaz, obur ve muzır herif, bu zindanda kalıp duruyor.
  • Kötü ve çirkin huyu yüzünden sinek gibi çağrılmadan selâmsız, sabahsız her yemeğe konmada.
  • Altmış kişinin yemeği ona yetişmiyor. Ne kadar söylesek vurdumduymazlıktan geliyor.
  • Yüzlerce hileli tedbirlerle sofraya oturdu mu zindandakilere bir lokma bile kalmıyor.
  • Sofra serildi mi o cehennem boğazlı herif hemen gelip oturuyor. Delili de şu: Allah, yiyin dedi! 620
  • Üç yıllık kıtlığa benzeyen bu adamdan elaman. Efendimizin ömrü ebedî olsun!
  • Ya bu sığırı zindandan defolup gitsin yahut doyması için vakıftan bir maaş tayin edilsin.
  • Ey hem erkeğin, hem kadının memnuniyetini kazanan, bize imdat eyle imdat!”
  • Tatlı sözlü vekil, Kadı’nın yanına gelip halkın şikâyetlerini bir, bir anlattı.
  • Kadı, o adamı zindandan çağırttı. Kendi adamlarından da işi tahkik etti. 625
  • Zindandakilerin şikâyetlerinde haklı olduklarını anladı.
  • “ Hemen zindandan git; sahipsiz kalası herif, var evine yıkıl!” dedi.
  • Herif dedi ki: “ Benim evim, barkım, senin ihsanından ibaret. Kâfir gibi, zindanın bana cennettir.
  • Eğer beni zindandan sürersen yoksulluktan, ihtiyaçtan öldüm gitti!
  • İblis gibi, Yarabbi, beni kıyamete kadar yaşat. 630
  • Ben bu dünya zindanında rahatım. Beni yaşat da düşmanımın evlâdını tepeleyeyim.
  • Kimin imandan nasibi varsa, kimin yol için bir lokma ekmeği mevcutsa,
  • Ondan, o azığı, o ekmeği gâh hile, gâh hud’a ile alayım da pişmanlıktan feryada başlasın.
  • Onları bazen yoksullukla korkutayım, bazen güzelliğin saçlarıyla, benleriyle gözlerini bağlayayım, dedi.
  • Bu zindanda iman azığı azdır. Bu azığa sahip olanlar da köpeğin korkusundan ıstırap içindedir. 635
  • Namazdan, oruçtan, yüz türlü çaresizlikten meydana gelen zevk azığını da gelip birden alır, götürüverir.
  • Allah Şeytanından Allah’a sığınırım; ah, onun azgınlığından helâk olup gittik!
  • Bir köpek ama binlerce kişiye saldırmada, kime saldırır, kimin kanına girerse o adam da Şeytan kesiliverir.
  • Kim seni haktan, hakikatten soğutursa bil ki Şeytan o adamın içindedir. Derisinin altında gizlenmiştir.
  • Böyle bir adamın içine girip, böyle bir adamın suretine bürünüp seni aldatmazsa hayaline girer de seni o hayalle kötülüğe sevk eder. 640
  • Seni gâh gezip eğlenme, gâh dükkân açıp alışveriş etme, gâh ilim öğrenme, gâh ev bark kurup çoluk çocuk sahibi olma hayallerine düşürür.
  • Kendine gel hemen “ Lâhavle” de. Ama sade dille değil; candan gönülden!
  • Müflis hikâyesinin sonu
  • Kadı “ Müflisliğini ispat et” dedi. Adam, “ İşte bütün zindandakiler tanık” deyince.
  • Kadı “ Onlar, senden şikâyetçi. Senden kaçıp kurtulmak istiyorlar, senin elinden kan ağlıyorlar.
  • Senden kurtulmak istedikleri için yalan yere şahadette bulunabilirler” dedi. 645
  • Mahkemede bulunanların hepsi “Biz onun hem müflisliğine, hem kötülüğüne şahidiz” dediler.
  • Kadı, o adamı kime sorduysa “Efendim, bu müflisten elini yıka, bundan hayır gelmez” dedi.
  • Kadı dedi ki: “ bu müflis fazlasıyla da dolandırıcı bir adam diye şehri alenen dolaştırın.
  • Tellallar, yer, yer bağırıp onun müflisliğini her tarafta ilân etsinler.
  • Kimse ona veresiye bir şey satmasın, kimse ona bir mangır bile borç vermesin. 650
  • Birisi hilesine uğrar da o yüzden davaya kalkışırsa artık onu hapse atmam.