Karınca Süleymanlık dilerse onun bu dileğini hor görme, himmetine bak!
گر یکی موری سلیمانی بجست ** منگر اندر جستن او سست سست
Elinde mala, sanat ve hünere dair ne varsa önce onu istemez, düşünmez miydin, ona bu sayede nail olmadın mı?
هرچه داری تو ز مال و پیشهای ** نه طلب بود اول و اندیشهای
Davut aleyhisselâm zamanında bir adamın gece gündüz “Yarabbi, bana eziyetsiz ve helâl rızık ver” diye dua etmesi
حکایت آن شخص کی در عهد داود شب و روز دعا میکرد کی مرا روزی حلال ده بی رنج
Birisi, Davut Peygamber zamanında her akıllı ve ahmak adamın yanında,1450
آن یکی در عهد داوود نبی ** نزد هر دانا و پیش هر غبی
Daima şöyle dua edip dururdu. “Yarabbi, bana zahmetsiz, eziyetsiz bir rızık bir servet ver.
این دعا میکرد دایم کای خدا ** ثروتی بی رنج روزی کن مرا
Beni tembel, hor, hakir, ağır ve miskin yaratan sensin.
چون مرا تو آفریدی کاهلی ** زخمخواری سستجنبی منبلی
Zayıf ve sırtı yaralı eşeklere, atlarla katırlara yüklenen yük yüklenemez ki.
بر خران پشتریش بیمراد ** بار اسپان و استران نتوان نهاد
Yarabbi, mademki beni tembel yarattın, rızkımı da tembelliğime bakarak ben çalışmadan ver.
کاهلم چون آفریدی ای ملی ** روزیم ده هم ز راه کاهلی
Yarabbi, ben tembelim varlık gölgesine yıkılmış, yatmışım. Bu ihsan ve cömertlik gölgesinde uyuyorum.1455
کاهلم من سایهی خسپم در وجود ** خفتم اندر سایهی این فضل و جود
Tembellerle gölgelikte uyuyanlara da elbette başka çeşitte bir rızık vermişsindir.
کاهلان و سایهخسپان را مگر ** روزیی بنوشتهای نوعی دگر
Ayağı olan rızık arar, ayağı olmayansa yanıp yakılır, durur.
هر که را پایست جوید روزیی ** هر که را پا نیست کن دلسوزیی
O hüzün sahibinin rızkını da ayağına götür, bulutu yeryüzüne doğru sür!
رزق را میران به سوی آن حزین ** ابر را باران به سوی هر زمین
Yeryüzünün ayağı olmadığından cömertliğin, bulutu ona doğru iki kat sürüp durmakta.
چون زمین را پا نباشد جود تو ** ابر را راند به سوی او دوتو
Çocuğun ayağı olmadığı için anası gelir, çocuğun başına nimet ve ihsanlarını yağdırır.1460
طفل را چون پا نباشد مادرش ** آید و ریزد وظیفه بر سرش
Yarabbi, senden zahmetsiz, eziyetsiz ve ummadığım bir rızık istiyorum. Zaten istemek den başka bir şeye çalıştığım nerede ki?”
روزیی خواهم بناگه بی تعب ** که ندارم من ز کوشش جز طلب
Birçok zaman gündüzleri geceye, geceleri ta kuşluk çağına kadar bu duayı eder dururdu.
مدت بسیار میکرد این دعا ** روز تا شب شب همه شب تا ضحی
Halk, onun sözlerine, ham tamahına, bu çalışıp çabalamasına gülerdi.
خلق میخندید بر گفتار او ** بر طمعخامی و بر بیگار او
Derlerdi ki “ Bu sersem ne söylüyor, yoksa birisi buna esrar mı yutturdu da aklını aldı.
که چه میگوید عجب این سستریش ** یا کسی دادست بنگ بیهشیش
Rızık, kazançla, zahmet ve meşakkatle elde edilir. Herkes bir sanat, bir iş tutturmuş, rızkını öyle elde eder.1465
راه روزی کسب و رنجست و تعب ** هر کسی را پیشهای داد و طلب
Rızıkları, sebeplerine yapışarak elde edin... Evlere kapılarından girin denmiştir.
اطلبوا الارزاق فی اسبابها ** ادخلو الاوطان من ابوابها
Şimdiki zamanda Allah elçisi, padişah ve sultan, hünerlere sahip olan Davut Peygamber’dir.
شاه و سلطان و رسول حق کنون ** هست داود نبی ذو فنون
Yine de bu kadar yüceliğe, bu kadar naz ü naime sahip olduğu, dostun inayetleri onu seçmiş olduğu halde çalışıyor.
با چنان عزی و نازی کاندروست ** که گزیدستش عنایتهای دوست
Mucizelerin haddi, hesabı yok, ona ihsan dalgaları, birbiri üstüne gelip duruyor.
معجزاتش بی شمار و بی عدد ** موج بخشایش مدد اندر مدد
Âdem Peygamber’den bu zamana kadar öyle güzel sesli kimse gelmedi.1470
هیچ کس را خود ز آدم تا کنون ** کی بدست آواز صد چون ارغنون
Her vaazında iki yüz kişi ölmekte… Güzel sesi insanları candan etmekte.
که بهر وعظی بمیراند دویست ** آدمی را صوت خوبش کرد نیست
Aslanlar, ceylânlar vaazına gelmekte… Ne onun bundan haberi var, ne bunun ondan!
شیر و آهو جمع گردد آن زمان ** سوی تذکیرش مغفل این از آن
Sesine dağlar da ses veriyor, kuşlarda. Onun davetine ikisi de mahrem.
کوه و مرغان همرسایل با دمش ** هردو اندر وقت دعوت محرمش
Onun, bunun gibi ve daha buna benzer yüzlerce mucizeleri var. Yüzünün nuru, cihetlere sığmıyor, bütün cihetleri de kaplamış.
این و صد چندین مرورا معجزات ** نور رویش بی جهان و در جهات
Bunca yücelikle beraber Allah, onun bile rızkını çalışmadan vermiyor. Rızıklanması çalışmasına bağlı.1475
با همه تمکین خدا روزی او ** کرده باشد بسته اندر جست و جو
Bunca yüceliğine rağmen zırh yapmadıkça, zahmet çekmedikçe rızkı gelmiyor.
بی زرهبافی و رنجی روزیش ** مینیاید با همه پیروزیش
Hâlbuki sen böyle bayağı ve perişan bir halde kalmış, evinin bucağına kapanmış, felekzede olmuş gitmişsin.
این چنین مخذول واپس ماندهای ** خانه کنده دون و گردونراندهای
Hâlbuki bu adam bunca tersliği ile bunca adiliği ile beraber hemencecik, ticaretsiz eteğini kârla doldurmayı istemekte.
این چنین مدبر همی خواهد که زود ** بی تجارت پر کند دامن ز سود
Bu çeşit ahmak bir herif ortaya çıkmışta gökyüzüne merdivensiz çıkayım diyor.”
این چنین گیجی بیامد در میان ** که بر آیم بر فلک بی نردبان
Birisi alaya alıp “Haydi yürü, rızkın ulaştı, müjdeci geldi” demekte,1480
این همیگفتش بتسخر رو بگیر ** که رسیدت روزی و آمد بشیر
Öbürü gülüp “Sana gelenden bize de hediye ver” diye alay etmekteydi.
و آن همی خندید ما را هم بده ** زانچ یابی هدیهای سالار ده
O ise halkın bu kınamasına, bu alayına hiç aldırış etmez duayı niyazı azaltmazdı bile.
او ازین تشنیع مردم وین فسوس ** کم نمیکرد از دعا و چاپلوس
Böyle, böyle şehirde tanındı, boş ambardan peynir aramakta diye şöhret buldu.
تا که شد در شهر معروف و شهیر ** کو ز انبان تهی جوید پنیر
O yoksul ham tamahlılıkla darb-ı mesel oldu ama yine de bu istekten bu niyazdan ayrılmıyordu.
شد مثل در خامطبعی آن گدا ** او ازین خواهش نمیآمد جدا
Bir öküzün, o ısrarla dua eden adamın evine koşup gelmesi, Peygamber aleyhisselâm “Şüphe yok, Allah duada ısrar edenleri sever” demiştir. Çünkü o istek ve isteyen kişinin isteğindeki ısrar yok mu? İstediği şeyden de daha iyidir, istediğine ulaşmasından da
دویدن گاو در خانهی آن دعا کننده بالحاح قال النبی صلی الله علیه وسلم ان الله یحب الملحین فی الدعا زیرا عین خواست از حق تعالی و الحاح خواهنده را به است از آنچ میخواهد آن را ازو
Nihayet bir gün kuşluk çağında yine ağlayıp inleyerek bu çeşit dua edip dururken,1485
تا که روزی ناگهان در چاشتگاه ** این دعا میکرد با زاری و آه
Birdenbire evine doğru bir öküz koştu. Boynuzu ile kapıya vurup kilidi kırdı.
ناگهان در خانهاش گاوی دوید ** شاخ زد بشکست دربند و کلید
Küstahçasına eve girdi. Adam hemen sıçrayıp öküzü boynuzlarından bağladı.
گاو گستاخ اندر آن خانه بجست ** مرد در جست و قوایمهاش بست
Durmadan, aman vermeden hemencecik boğazını kesti.
پس گلوی گاو ببرید آن زمان ** بی توقف بی تامل بی امان
Derisini, yüzdürmek için gövdesini alıp koşa koşa kasaba götürdü.
چون سرش ببرید شد سوی قصاب ** تا اهابش بر کند در دم شتاب
Mesnevi’yi nazmedenin özrü ve Allah’tan yardım istemesi
عذر گفتن نظم کننده و مدد خواستن
Ey doğacak çocuğun oynaması gibi bu manaları içimde oynatıp duran Allah, mademki bunun tamamlanmasını diliyorsun,1490
ای تقاضاگر درون همچون جنین ** چون تقاضا میکنی اتمام این
Kolaylaştır, yol göster, muvaffakiyet ver. Yahut da bu isteği, bu iştiyakı gider, bizi muahaze etme.
سهل گردان ره نما توفیق ده ** یا تقاضا را بهل بر ما منه
Mademki müflise altın ihtiyacını ilham ediyorsun, ey gani padişah, gizlice ona altın ihsan et.
چون ز مفلس زر تقاضا میکنی ** زر ببخشش در سر ای شاه غنی