Bu gül bahçesinde felek havanı, onları yüzlerce defa dövüp ezse bile,
گر بخواب اندر سرت ببرید گاز ** هم سرت بر جاست و هم عمرت دراز
Bu terkibin aslını görmüş olduklarından artık vehmin ferilerinden pek korkmazlar.
گر ببینی خواب در خود را دو نیم ** تندرستی چون بخیزی نی سقیم
Bu âlem, bir rüyadır, zanna kapılma sen. Rüyada bir el kesilse bile zararı yok.
حاصل اندر خواب نقصان بدن ** نیست باک و نه دوصد پاره شدن
Rüyada başın kesilse de hakikatte yine başın yerindedir, ömrün de uzun olur.1730
این جهان را که بصورت قایمست ** گفت پیغامبر که حلم نایمست
Rüyada kendini ikiye biçilmiş görsen bile kalktın mı vücudun da sağlamdır, bir hastalığında yoktur.
از ره تقلید تو کردی قبول ** سالکان این دیده پیدا بی رسول
Hâsılı rüyada vücudunu noksan görmekten ne çıkar? Yüzlerce parçaya ayrılsan bile ne korkacaksın ki?
روز در خوابی مگو کین خواب نیست ** سایه فرعست اصل جز مهتاب نیست
Suretle kaim olan bu cihan hakkında da Peygamber, uyuyanın gördüğü bir rüya dedi.
خواب و بیداریت آن دان ای عضد ** که ببیند خفته کو در خواب شد
Sen, bu sözü taklit yoluyla kabul ettin, fakat salikler bunu rivayet edilmeden de gözleriyle gördüler.
او گمان برده که این دم خفتهام ** بیخبر زان کوست درخواب دوم
Sen gündüzün de uykudasın. Bu uyku değil deme. Gölge feridir, asıl ise ancak ay ışığından ibarettir.1735
هاون گردون اگر صد بارشان ** خرد کوبد اندرین گلزارشان
Ey yiğit, bil ki uykun da uyanıklığın da uyuyan adamın rüya içinde rüya görmesine benzer.
اصل این ترکیب را چون دیدهاند ** از فروع وهم کم ترسیدهاند
Bu adam, kendisini uyuyorum sanır ama bilmez ki ikinci uykudadır, iki kat uyku içindedir.
سایهی خود را ز خود دانستهاند ** چابک و چست و گش و بر جستهاند
Testici, bir testiyi kırarsa dilediği zaman yine yapar da.
کوزهگر گر کوزهای را بشکند ** چون بخواهد باز خود قایم کند
Kör, her adımda kuyuya, çukura düşmekten korkar da binlerce korkuyla yol yürür.
کور را هر گام باشد ترس چاه ** با هزاران ترس میآید براه
Fakat gören kişi yolun enini, boyunu görür, çukuru, kuyuyu bilir.1740
مرد بینا دید عرض راه را ** پس بداند او مغاک و چاه را
Her adımda ayakları, dizleri titremez. Her dertten yüzünü ekşitir mi ki?
پا و زانواش نلرزد هر دمی ** رو ترش کی دارد او از هر غمی
Sihirbazlar, “Ey firavun, halk, biz, her sesten, her gulyabaniden ürküp duracak adam değiliz.
خیز فرعونا که ما آن نیستیم ** که بهر بانگی و غولی بیستیم
Bizim hırkamızı yırt, onu diken var… Olmasa bile çıplak olmamız daha iyi.
خرقهی ما را بدر دوزنده هست ** ورنه ما را خود برهنهتر به است
Bu güzeli çıplak olarak koçmamız daha hoş. A bir işe yaramaz, bir şey beceremez düşman!
بی لباس این خوب را اندر کنار ** خوش در آریم ای عدو نابکار
Tenden mizaçtan soyunmaktan daha hoş bir şey yoktur, a ilhama mazhar olmayan sersem Firavun!” dediler.1745
خوشتر از تجرید از تن وز مزاج ** نیست ای فرعون بی الهام گیج
Devenin önünde giden katırın “Ben yol yürürken ikide bir yüzüstü kapanıyorum, sense pek nadir düşüyorsun” diye şikâyet etmesi
حکایت استر پیش شتر کی من بسیار در رو میافتم و تو نمیافتی الا به نادر
Katırın biri deveye “Arkadaş, yokuş olsun, iniş olsun en dar yolda bile,
گفت استر با شتر کای خوش رفیق ** در فراز و شیب و در راه دقیق
Sen güzelce gidiyor, hiç kapaklanmıyorsun. Bense durmadan tepesi üstü düşüp duruyorum.
تو نه آیی در سر و خوش میروی ** من همیآیم بسر در چون غوی
Yol ister kuru olsun, ister balçık… Daima yüzüstü kapaklanıyorum.
من همیافتم برو در هر دمی ** خواه در خشکی و خواه اندر نمی
Bunun sebebi ne? Bana bir söyle de ne yapmalı, nasıl etmeli anlayayım” dedi.
این سبب را باز گو با من که چیست ** تا بدانم من که چون باید بزیست
Deve dedi ki: “Benim gözüm senin gözünden daha kuvvetlidir, daha iyi görür.1750
گفت چشم من ز تو روشنترست ** بعد از آن هم از بلندی ناظرست
Yüce bir dağın başına çıktım mı en son çukuru bile görürüm.
چون برآیم بر سرکوه بلند ** آخر عقبه ببینم هوشمند
Allah, bütün inişleri çıkışları özüme gösterir.
پس همه پستی و بالایی راه ** دیدهام را وا نماید هم اله
Her adımımı nereye atacaksam görür de öyle atarım. Bu yüzden de sürçmekten, düşmekten kurtulurum.
هر قدم من از سر بینش نهم ** از عثار و اوفتادن وا رهم
Sense iki üç adım ötesini görmezsin. Taneyi görürsün de tuzağı görmezsin.
تو ببینی پیش خود یک دو سه گام ** دانه بینی و نبینی رنج دام
Konak, iniş ve yürüyüş yerlerinde hiç körle gözlü bir olur mu?1755
یستوی الاعمی لدیکم والبصیر ** فی المقام و النزول والمسیر
Allah, ana karnında ki çocuğa can verdi mi mizacına vücudunu kuvvetlendirecek cüzüleri çekmek kabiliyetini verir.
چون جنین را در شکم حق جان دهد ** جذب اجزا در مزاج او نهد
Yediği şeylerle bu cüzüleri çeker, bu suretle de cisminin nescini dokur durur.
از خورش او جذب اجزا میکند ** تار و پود جسم خود را میتند
Allah, insana kırk yaşına kadar bu cüzüleri çekme kabiliyetini, bu hırsı verir, o da kendisini yetiştirir büyür, gelişir, kuvvetlenir.
تا چهل سالش بجذب جزوها ** حق حریصش کرده باشد در نما
Ruha, cüzüleri çekmeyi öğreten o tek padişah, nasıl olur da cesedin cüzüleri bir araya getirmeyi bilmez?
جذب اجزا روح را تعلیم کرد ** چون نداند جذب اجزا شاه فرد
Bu ruh zerrelerini bir araya toplayan, sana hayat kabiliyetini veren güneş, gıda vasıtasıyla olmaksızın da varlığının zerrelerini toplayıp bir araya getirmeyi bilir.1760
جامع این ذرهها خورشید بود ** بی غذا اجزات را داند ربود
Uykudan uyanınca senden gitmiş olan akıl ve duyguyu yine sana iade eder.
آن زمانی که در آیی تو ز خواب ** هوش و حس رفته را خواند شتاب
Buna bak da ölünce de bil ki onlar kaybolmaz, Allah geri gel diye ferman etti mi gelirler.
تا بدانی کان ازو غایب نشد ** باز آید چون بفرماید که عد
Uzeyr Aleyhisselâm’ın merkebinin cüc’ülerinin çürüdükden sonra Allah izniyle bir araya gelip Uzeyr’in gözünün önünde dirilmesi
اجتماع اجزای خر عزیر علیه السلام بعد از پوسیدن باذن الله و درهم مرکب شدن پیش چشم عزیر علیه السلام
Allah dedi ki. “Uzeyr, eşeğine bir iyice bak. Çürümüş etleri dökülmüş…
هین عزیرا در نگر اندر خرت ** که بپوسیدست و ریزیده برت
Onun cüz’ülerini gözünün önünde bir araya getirecek, başını, kuyruğunu, kulaklarını, ayaklarını düzüp koşacağım.
پیش تو گرد آوریم اجزاش را ** آن سر و دم و دو گوش و پاش را
Görünürde bir el olmadığı halde bütün cüz’üleri bir araya getiren, cesedin parçalarını bir yere toplayan benim.1765
دست نه و جزو برهم مینهد ** پارهها را اجتماعی میدهد
Şu yama yamama sanatına bak hele. Eski palasları iğnesiz dikip durmada
در نگر در صنعت پارهزنی ** کو همیدوزد کهن بی سوزنی
Diktiği sıralarda ne ip var, ne iğne. Fakat öyle bir diker ki ortada terzi bile görünmez.
ریسمان و سوزنی نه وقت خرز ** آنچنان دوزد که پیدا نیست درز
Gözünü aç da haşri apaşikâr gör… Kıyamette hiçbir şüphen kalmasın.
چشم بگشا حشر را پیدا ببین ** تا نماند شبههات در یوم دین
Varlık zerrelerini nasıl tamamıyla topluyorum, gör de ölürken bu hayata sarılıp titreme.
تا ببینی جامعیام را تمام ** تا نلرزی وقت مردن ز اهتمام