Suçluları, büyük günahlarda bulunanları çalışıp çabalar, ne yapıp yapıp Allah azabından halâs ederim.1785
عاصیان واهل کبایر را بجهد ** وا رهانم از عتاب نقض عهد
Ümmetimin iyileri zaten kurtulurlar, o azap günü benim şefaatime ihtiyaçları olmaz.
صالحان امتم خود فارغاند ** از شفاعتهای من روز گزند
Hatta onlar bile suçlulara şefaat ederler, onların bile sözleri geçer, hükümleri yürür.
بلک ایشان را شفاعتها بود ** گفتشان چون حکم نافذ میرود
Hiç kimse, başkasının suçunu almaz, yükünü yüklenmez… Yüklenmez ama yüklenen ben değilim ki, onların yüklerini alan, onları hafifleten Allah’tır.” dedi.
هیچ وازر وزر غیری بر نداشت ** من نیم وازر خدایم بر فراشت
Civanım, yükü olmayan şeyhtir. Allah onu eldeki yay gibi eline almış, kabul etmiştir.
آنک بی وزرست شیخست ای جوان ** در قبول حق چواندر کف کمان
Şeyh kime derler? İhtiyara, yani saçı sakalı ağarmış adama derler. Fakat ey ümitsiz adam, bunun manasını bil.1790
شیخ کی بود پیر یعنی مو سپید ** معنی این مو بدان ای کژ امید
Kara saç, kara sakal, onun varlığıdır. Varlığından tek bir kıl bile kalmamalı.
هست آن موی سیه هستی او ** تا ز هستیاش نماند تای مو
Birisinin varlığı kalmadı mı pir ona derler. İster saçı sakalı siyah olsun, ister kır.
چونک هستیاش نماند پیر اوست ** گر سیهمو باشد او یا خود دوموست
O kara saç, kara sakal, insanlık sıfatıdır. Söylediğimiz kıl, sakal, bıyık kılları söylediğimiz saç baştaki değildir.
هست آن موی سیه وصف بشر ** نیست آن مو موی ریش و موی سر
İsa, beşikte “Genç olmadan şeyhsiz, piriz” diye bağırır.
عیسی اندر مهد بر دارد نفیر ** که جوان ناگشته ما شیخیم و پیر
Oğul, insan, insanlık sıfatlarının bir kısmından kurtuldu mu şeyh olmaz, fakat olgun bir adam olur.1795
گر رهید از بعض اوصاف بشر ** شیخ نبود کهل باشد ای پسر
İnsanlık sıfatlarından bir tek kara kıl bile kalmadı mı şeyh olur, Allah’a makbul bir adam haline gelir.
چون یکی موی سیه کان وصف ماست ** نیست بر وی شیخ و مقبول خداست
Fakat bir adam yaşlansa da saçı sakalı ağarsa hakikatte ne pirdir, ne Allah hası!
چون بود مویش سپید ار با خودست ** او نه پیرست و نه خاص ایزدست
Varlığında insanlık sıfatlarından bir tek kıl bile kalsa mensup olamaz, âlem halkından birisidir o!
ور سر مویی ز وصفش باقیست ** او نه از عرش است او آفاقیست
Şeyh’in, oğullarına ağlamadığına özür getirmesi
عذر گفتن شیخ بهر ناگریستن بر فرزندان
Şeyh, kendisine bu sözü söyleyen karısına dedi ki: “Arkadaş, merhametim, şefkatim yok, yüreğim katı sanma,
شیخ گفت او را مپندار ای رفیق ** که ندارم رحم و مهر و دل شفیق
Biz, kâfirler, Allah’a küfranı nimette bulunmuş olmakla beraber onlara acırız.1800
بر همه کفار ما را رحمتست ** گرچه جان جمله کافر نعمتست
Hatta halk onları taşlıyor diye köpeklere acırız.
بر سگانم رحمت و بخشایش است ** که چرا از سنگهاشان مالش است
Ben beni ısıran köpeğe de dua eder, Yarabbi sen onu bu huydan vazgeçir,
آن سگی که میگزد گویم دعا ** که ازین خو وا رهانش ای خدا
Adamları ısırmasın da halkın taşını, topacını yemesin derim.
این سگان را هم در آن اندیشه دار ** که نباشند از خلایق سنگسار
Allah, velileri âlemlere rahmet olmak üzere yeryüzüne getirmiştir.
زان بیاورد اولیا را بر زمین ** تا کندشان رحمة للعالمین
Onlar, halkı Allah’ın haremine davet ederler, Hakk’a da “Yarabbi bunları sen kurtar” diye dua ederler.1805
خلق را خواند سوی درگاه خاص ** حق را خواند که وافر کن خلاص
Bu yüzden halka usanmadan öğüt verirler. Halk, öğütlerini kabul etmedi mi, “ Yarabbi, sen bunlara acı sen kapını kapama “ derler.
جهد بنماید ازین سو بهر پند ** چون نشد گوید خدایا در مبند
Halkın mazhar olduğu rahmet, cüz’i rahmettir. Fakat himmet sahibi er, külli rahmete mazhardır.
رحمت جزوی بود مر عام را ** رحمت کلی بود همام را
Allah’ın cüz’i rahmetine mazhar olan, küllî rahmete ulaştı mı rahmet denizi kesilir, yol gösterici olur.
رحمت جزوش قرین گشته بکل ** رحمت دریا بود هادی سبل
Ey cüz’i rahmet, külle ulaş… Ey külli rahmet sen de yürü, halka yol göster.
رحمت جزوی بکل پیوسته شو ** رحمت کل را تو هادی بین و رو
Cüz’i rahmete mazhar olan ve o mertebede kalan, denizin yolunu bilmez. Kuyuları da denize benzer sanır!1810
تا که جزوست او نداند راه بحر ** هر غدیری را کند ز اشباه بحر
Denizin yolunu bilmedikçe nasıl yol alır, halkı nasıl denize götürür, denize ulaştırır?
چون نداند راه یم کی ره برد ** سوی دریا خلق را چون آورد
Sel ve nehir gibi denize kadar akıp gitti mi o vakit denize ulaşır, denizle birleşir.
متصل گردد به بحر آنگاه او ** ره برد تا بحر همچون سیل و جو
Bundan önce halkı davet etse bile bu daveti taklittir. Yolu, varılacak makamı görerek yahut Allah’tan vahiy ve ilhamla, Allah kuvvetiyle değil!”
ور کند دعوت به تقلیدی بود ** نه از عیان و وحی تاییدی بود
Kadın, “Peki mademki herkese acıyorsun, bu sürünün çobanı gibi sürünün etrafında dönüp dolaşıyorsun demektir.
گفت پس چون رحم داری بر همه ** همچو چوپانی به گرد این رمه
Ecel cellâdı, oğullarını vurup öldürdüğü halde nasıl oluyor da kendi oğluna ağlamıyorsun?1815
چون نداری نوحه بر فرزند خویش ** چونک فصاد اجلشان زد بنیش
Gözyaşları, merhamete delildir, yürek yanmadıkça göz yaşaramaz, neden gözlerinde yaş yok, niçin ağlamıyorsun ya?” dedi.
چون گواه رحم اشک دیدههاست ** دیدهی تو بی نم و گریه چراست
Şeyh kadına yüz çevirip dedi ki. “Kocakarı, kış mevsimi, temmuz ayına benzemez.
رو به زن کرد و بگفتش ای عجوز ** خود نباشد فصل دی همچون تموز
İsterse hepsi ölsün, isterse diri kalsın… Gönül gözünden kaybolmuyorlar ki!
جمله گر مردند ایشان گر حیاند ** غایب و پنهان ز چشم دل کیاند
Onları gözümün önünde görüp dururken neden senin gibi yüzümü yırtayım?
من چو بینمشان معین پیش خویش ** از چه رو رو را کنم همچون تو ریش
Zamanın devranından çıktılar… Çıktılar ama onlar yine benimle beraber, etrafımda oynayıp duruyorlar!1820
گرچه بیروناند از دور زمان ** با مناند و گرد من بازیکنان
Ağlayış ya elemden olur, ya ayrılıktan. Hâlbuki ben aziz sevgililerimle vuslattayım, koşuşup duruyorum.
گریه از هجران بود یا از فراق ** با عزیزانم وصالست و عناق
Halk onları rüyada görür, bense uyanıkken onları apaşikâr görüyorum.
خلق اندر خواب میبینندشان ** من به بیداری همیبینم عیان
Bu cihandan kendimi gizledim mi, duygu yaprağını varlık ağacından silktim mi onlarla beraberim.
زین جهان خود را دمی پنهان کنم ** برگ حس را از درخت افشان کنم
Kadınım, duygu akla esirdir, fakat bil ki akılda ruhun esiridir.
حس اسیر عقل باشد ای فلان ** عقل اسیر روح باشد هم بدان
Can, aklın bağlı olan ellerini çözdü mü haline imkân bulunmayan işleri de yapar, düzer.1825
دست بستهی عقل را جان باز کرد ** کارهای بسته را هم ساز کرد
Duygularla düşünceler, duru suyun yüzünü çer çöp gibi kaplamıştır.
حسها و اندیشه بر آب صفا ** همچو خس بگرفته روی آب را
Aklın eli, onları bir tarafa atar, su meydana çıkar.
دست عقل آن خس به یکسو میبرد ** آب پیدا میشود پیش خرد
Çerçöp habbeler gibi suyun yüzünü örter. Fakat bunlar bir tarafa sürüldü mü su görünür.
خس بس انبه بود بر جو چون حباب ** خس چو یکسو رفت پیدا گشت آب
Allah, aklın elini açmadıkça hava, suyumuzun yüzünü çerçöple, süprüntüyle doldurur.
چونک دست عقل نگشاید خدا ** خس فزاید از هوا بر آب ما
Suyu daima örter; hava buna güler; akılsa ağlar durur.1830
آب را هر دم کند پوشیده او ** آن هوا خندان و گریان عقل تو
Allah korkusu, havanın ellerini bağlarsa Hakk aklın ellerini çözer.
چونک تقوی بست دو دست هوا ** حق گشاید هر دو دست عقل را
Hizmetkârın âkil olursa sana galip olan duygularda mahkûmun olur.
پس حواس چیره محکوم تو شد ** چون خرد سالار و مخدوم تو شد
Gayba mensup sırlar, can âleminden zuhur etsin diye duyguları zahirî olmayan bir uykuya daldırır da,
حس را بیخواب خواب اندر کند ** تا که غیبیها ز جان سر بر زند
İnsan uyanıkken rüyalar da görür, insana gök kapıları da açılır.
هم به بیداری ببینی خوابها ** هم ز گردون بر گشاید بابها
Kör Şeyhin Kur’an’ı yüzünden okuması ve Kur’an okurken gözlerinin görmesi
قصهی خواندن شیخ ضریر مصحف را در رو و بینا شدن وقت قرائت