او به سوی آسمان میکرد رو ** واقعهی ما را نداند غیر تو
Gönlüme o duayı sen ilham ettin, gönlümde yüzlerce ümit belirttin.
در دل من آن دعا انداختی ** صد امید اندر دلم افراختی
Lâf olsun diye dua etmedim ya… Yusuf gibi rüyalar görmüştüm.”
من نمیکردم گزافه آن دعا ** همچو یوسف دیده بودم خوابها
Yusuf, güneşle yıldızların, huzurunda kullar gibi secde ettiklerini gördü.
دید یوسف آفتاب و اختران ** پیش او سجدهکنان چون چاکران
O rüyaya adamakıllı inandı, kuyuda da ondan başka bir şey ummuyordu, zindanda da.2335
اعتمادش بود بر خواب درست ** در چه و زندان جز آن را مینجست
Ona dayanmakta, onu beklemekteydi. Ondan başka ne kulluktan derdi vardı, ne az çok kınanmaktan!
ز اعتماد او نبودش هیچ غم ** از غلامی وز ملام و بیش و کم
Rüyası, mum gibi gözünün önünde yanmakta, onu aydınlatıp durmaktaydı; rüyasına güveniyordu.
اعتمادی داشت او بر خواب خویش ** که چو شمعی میفروزیدش ز پیش
Yusuf’u kuyuya attıkları zaman Allah’tan kulağına şu ses gelmişti:
چون در افکندند یوسف را به چاه ** بانگ آمد سمع او را از اله
Ey yiğit, sen bir gün padişah olacaksın. O vakit seni kıyanların sözlerini, yüzlerine vurursun.
که تو روزی شه شوی ای پهلوان ** تا بمالی این جفا در رویشان
Bunu seslenen görünmüyordu ama gönül, söyleyenin eserini tanıyordu.2340
قایل این بانگ ناید در نظر ** لیک دل بشناخت قایل را ز اثر
O sesten cana bir kuvvet, bir rahat, bir huzur geliyordu.
قوتی و راحتی و مسندی ** در میان جان فتادش زان ندا
İbrahim’e ateş nasıl bir gül bahçesi olmuşsa o ses yüzünden kuyu da Yusuf’a gül bahçesi kesilmişti.
چاه شد بر وی بدان بانگ جلیل ** گلشن و بزمی چو آتش بر خلیل
Gayri ne cefa geldiyse o kuvvetle tahammül etti. Neşeyle çekti.
هر جفا که بعد از آنش میرسید ** او بدان قوت بشادی میکشید
Nitekim Elest sesinin zevki de her müminin gönlünde tâ mahşere kadar sürer gider.
همچنانک ذوق آن بانگ الست ** در دل هر مومنی تا حشر هست
Bu yüzden müminler, ne belâya itiraz ederler, ne Hakk’ın emir ve nehyinden sıkılırlar.2345
تا نباشد در بلاشان اعتراض ** نه ز امر و نهی حقشان انقباض
Başkalarının ağzına acılık veren bir lokmaya benzeyen Allah hükmü, onlara gülbeşeker gelir, tatlı tatlı yerler, hazmederler.
لقمهی حکمی که تلخی مینهد ** گلشکر آن را گوارش میدهد
Allah hükmünü kabul etmeyip inkâr eden, o lokmayı yese bile kusan kişiyle yaramaz.
گلشکر آن را که نبود مستند ** لقمه را ز انکار او قی میکند
Elest gününde bir rüya gören, Allah’a ibadet yolunda sarhoş olur.
هر که خوابی دید از روز الست ** مست باشد در ره طاعات مست
Sarhoş deve gibi bu ibadet çuvalını hiç usanmadan, sıkılmadan çeker durur.
میکشد چون اشتر مست این جوال ** بی فتور و بی گمان و بی ملال
Ağzının etrafındaki tasdik köpüğü, onun sarhoşluğuna, coşkunluğuna şahittir.2350
کفک تصدیقش بگرد پوز او ** شد گواه مستی و دلسوز او
Deve, kuvvetlenip erkek aslan kesildi mi ağır yükler çeker de yine o yüklerin altında az yer, az içer.
اشتر از قوت چو شیر نر شده ** زیر ثقل بار اندکخور شده
Dişi deve arzusuyla yüzlerce zahmet ve açlık çeker. Hatta dağ bile ona bir kıl gelir!
ز آرزوی ناقه صد فاقه برو ** مینماید کوه پیشش تار مو
Elest âleminde böyle bir rüya görmeyen bu dünyada ne kul olur, ne mürit!
در الست آنکو چنین خوابی ندید ** اندرین دنیا نشد بنده و مرید
Olsa bile gönlünde yüzlerce tereddüt vardır. Bir an şükrederse bir yıl şikâyet eder.
ور بشد اندر تردد صد دله ** یک زمان شکرستش و سالی گله
Din yolunda yüzlerce tereddütle ve inanmayarak öne doğru bir adım atarsa öbür adımı arda doğru gider.2355
پای پیش و پای پس در راه دین ** مینهد با صد تردد بی یقین
Bunu da ileride anlatırım, borcum olsun… Eğer öğrenmekte acele ediyorsan “Elemneşrah” suresini oku!
وامدار شرح اینم نک گرو ** ور شتابستت ز الم نشرح شنو
Bu manayı etraflıca anlatmaya kalkışsam ne haddi vardır, ne kenarı. Yürü öküzünü dâva edene doğru eşek sür!
چون ندارد شرح این معنی کران ** خر به سوی مدعی گاو ران
Adam dedi ki: “Yarabbi, bu suç yüzünden şu azgın adam, bana kör dedi. Bu ne iblisçe bir kıyas Yarabbi?
گفت کورم خواند زین جرم آن دغا ** بس بلیسانه قیاسست ای خدا
Ben ne vakit körcesine dua ettim. Allah’tan başka kime ihtiyacımı söyledim?
من دعا کورانه کی میکردهام ** جز به خالق کدیه کی آوردهام
Kör, bilgisizlikle halktan bir şeyler umar. Ben senden umuyorum… Her güç şey sana kolaydır.2360
کور از خلقان طمع دارد ز جهل ** من ز تو کز تست هر دشوار سهل
Asıl kör kendisi ki beni kör saydı, canla başla niyaz ettiğimi görmedi bile!
آن یکی کورم ز کوران بشمرید ** او نیاز جان و اخلاصم ندید
Benim bu körlüğüm, aşk körlüğüdür. Güzelim, sevdiği şey, insanı kör ve sağır yapar derler ya… bu körlük, o körlüktür.
کوری عشقست این کوری من ** حب یعمی و یصمست ای حسن
Allah’tan başkasını görmüyorum, fakat onu görüyorum. Aşkımın muktezası da bu değil midir? Söyle.
کورم از غیر خدا بینا بدو ** مقتضای عشق این باشد نکو
Yarabbi, sen görmektesin, beni sen de kör sanma. Senin lütfunun etrafında dönüp dolaşmaktayım, ey lütfunun etrafında dönüp dolaştığım, ey kendisinden ayrılmadığım Allah!
تو که بینایی ز کورانم مدار ** دایرم برگرد لطفت ای مدار
Yusuf-ı Sıddıyk’a rüya gösterdin da ona güvendi.2365
آنچنانک یوسف صدیق را ** خواب بنمودی و گشتش متکا
Onun gibi lütfun bana da bir rüya gösterdi. O sonsuz dualarım oyuncak değildi ya!
مر مرا لطف تو هم خوابی نمود ** آن دعای بیحدم بازی نبود
Fakat halk, benim sırlarımı bilmiyor da sözlerimi saçma sanıyor.
مینداند خلق اسرار مرا ** ژاژ میدانند گفتار مرا
Hakları da var. Gayb sırrını, sırları adamakıllı bilen ve ayıpları tamamıyla örten Allah’tan başka kim bilebilir ki?”
حقشان است و کی داند راز غیب ** غیر علام سر و ستار عیب
Düşmanı dedi ki. “Amca, neye yüzünü göğe çeviriyorsun? Bana çevir de doğru söyle!
خصم گفتش رو به من کن حق بگو ** رو چه سوی آسمان کردی عمو
Delirdin mi ki böyle hatalara düşüyor, aşktan, Allah’a yakınlıktan dem vuruyorsun?2370
Sen, gönlü ölmüş bilirsin... Hangi yüzle yüzünü göklere tutuyorsun?”
با کدامین روی چون دلمردهای ** روی سوی آسمانها کردهای
Bu hâdise yüzünden şehre bir velveledir düştü. O Müslümansa,
غلغلی در شهر افتاده ازین ** آن مسلمان مینهد رو بر زمین
“Yarabbi, bu kulunu rezil etme. Kötülük yaptıysam bile sırrımı halka açma.
کای خدا این بنده را رسوا مکن ** گر بدم هم سر من پیدا مکن
Biliyorum, uzun gecelerde yüzlerce tazarrula sana niyaz edip durdum.
تو همیدانی و شبهای دراز ** که همیخواندم ترا با صد نیاز
Halka karşı bunun hiçbir kadri, hiçbir kıymeti yok, onlar bilmez bunu; fakat senin yanında aydın bir mum gibi… Sana aşikâr ” diye niyaz etmekte, yüzünü yerlere vurmaktaydı.2375
پیش خلق این را اگر خود قدر نیست ** پیش تو همچون چراغ روشنیست
Davud aleyhisselâm’ın iki hasmın da sözlerini dinlemesi ve dâva edileni sorguya çekmesi
شنیدن داود علیه السلام سخن هر دو خصم وسال کردن از مدعی علیه
Davut Peygamber, evinden dışarı çıkınca “Bu ne, ne var, ne oldu” dedi.
چونک داود نبی آمد برون ** گفت هین چونست این احوال چون
Dâvacı dedi ki: “Ey Allah’ın peygamberi, imdat et. Öküzüm, bu adamın evine girmiş,
مدعی گفت ای نبی الله داد ** گاو من در خانه او در فتاد
O da onu kesmiş. Neden benim öküzümü kesmiş sor da söylesin.”
کشت گاوم را بپرسش که چرا ** گاو من کشت او بیان کن ماجرا
Davut, “Ey kerem sahibi, neden sana haram olan o öküzü kestin?
گفت داودش بگو ای بوالکرم ** چون تلف کردی تو ملک محترم