Allah bu ilâçları, insanlara iyilik vermek için yarattı. Dertler, devalar saçma değil ya!2915
این دواها ساخت بهر ایتلاف ** نیست این درد و دواها از گزاف
Hatta dertlerin çoğunun devası, çaresi vardır. Adamakıllı aradın, üstüne düştün mü ele geçer!”
بلک اغلب رنجها را چاره هست ** چون بجد جویی بیاید آن بدست
Kâfirlerin tekrar Cebrîce deliller getirmeleri
مکرر کردن کافران حجتهای جبریانه را
Onlarsa “Bu, bizim derdimiz, deva kabul eder dert değil.
قوم گفتند ای گروه این رنج ما ** نیست زان رنجی که بپذیرد دوا
Siz yıllarca öğütler verdiniz, afsunlar okudunuz. Bizim de her lâhza derdimiz arttı, bağımız kuvvetlendi.
سالها گفتید زین افسون و پند ** سختتر میگشت زان هر لحظه بند
Eğer bu hastalık, iyileşecek bir hastalık olsaydı nihayet bir zerresi olsun geçerdi.
گر دوا را این مرض قابل بدی ** آخر از وی ذرهای زایل شدی
İnsan susuzluk hastalığına uğrarsa içtiği su, ciğere gitmez… Denizi içse başka bir yere gider.2920
سده چون شد آب ناید در جگر ** گر خورد دریا رود جایی دگر
Nihayet el ayak şişer... Su içmek, susuzluğu bir türlü geçirmez” dediler.
لاجرم آماس گیرد دست و پا ** تشنگی را نشکند آن استقا
Peygamberlerin, tekrar onlara cevap vermeleri
باز جواب انبیا علیهم السلام ایشان را
Peygamberler dediler ki: “Ümitsizliğe düşmek kötüdür. Allah’ın ihsan ve rahmetlerine son yoktur.
انبیا گفتند نومیدی بدست ** فضل و رحمتهای باری بیحدست
Böyle bir ihsan sahibinden ümit kesmek hiç de yaraşmaz. Bu rahmete el atın, yapışın!
از چنین محسن نشاید ناامید ** دست در فتراک این رحمت زنید
Nice işler vardır ki ilk önce güç görünür de sonradan kolaylaşır, o güçlük geçer gider.
ای بسا کارا که اول صعب گشت ** بعد از آن بگشاده شد سختی گذشت
Ümitsizlikten sonra nice ümitler var… Karanlığın ardında nice güneşler var!2925
بعد نومیدی بسی اومیدهاست ** از پس ظلمت بسی خورشیدهاست
Esasen tutalım yürekleriniz taş kesildi, kulağınıza, gönlünüze kilitler vuruldu.
خود گرفتم که شما سنگین شدیت ** قفلها بر گوش و بر دل بر زدیت
Sözümüzü kabul edecek yahut etmeyeceksiniz… biz buna aldırış etmeyiz. Aldırış ettiğimiz şey Allah’a teslim olmak, fermanını yerine getirmektedir.
هیچ ما را با قبولی کار نیست ** کار ما تسلیم و فرمان کردنیست
Bize o kulluğu o buyurdu… Bu söz söylememiz, kendiliğimizden değil ki!
او بفرمودستمان این بندگی ** نیست ما را از خود این گویندگی
Canımız, onun emrini yerine getirmek için… Bunun için yaşıyoruz, bunun için yaratıldık. Kuma tohum ek dese bile biz ekeriz.
جان برای امر او داریم ما ** گر به ریگی گوید او کاریم ما
Peygamberin canına Allah’tan başka bir dost yoktur. Halk, sözünü kabul edecekmiş, reddedecekmiş… Bununla hiçbir alışverişi bulunmaz ki!2930
غیر حق جان نبی را یار نیست ** با قبول و رد خلقش کار نیست
Allah, emirlerini halka bildirir, bunu için alacağı ücreti de Allah verir. Biz, sevgilinin uğrunda halka çirkin göründük; yüzümüz, düşman yüzüne benzedi gitti!
مزد تبلیغ رسالاتش ازوست ** زشت و دشمنرو شدیم از بهر دوست
Fakat bu kapıdan usanmadık da, usanmayız da. Yol uzun olduğundan her yerde oturup dinleniyoruz.
ما برین درگه ملولان نیستیم ** تا ز بعد راه هر جا بیستیم
Sevgiliden ayrılan, hapislere düşen adamın gönlü soğur, o çeşit adam usanır, bıkar.
دل فرو بسته و ملول آنکس بود ** کز فراق یار در محبس بود
Hâlbuki bizim sevgilimiz, bizim dilediğimiz canan, bizimle beraber… Rahmetini saçıp durmakta; canımız da ona şükretmekte.
دلبر و مطلوب با ما حاضرست ** در نثار رحمتش جان شاکرست
Bizim gönlümüzde lâlelik var, gül bahçesi var. Oraya solmanın, perişan olmanın yolu yok!2935
در دل ما لالهزار و گلشنیست ** پیری و پژمردگی را راه نیست