عبرت و بیداری از یزدان طلب ** نه از کتاب و از مقال و حرف و لب
Adam, Musa menettikçe kızıştı, üstüne düştü. Zaten insan, bir şey menedildi mi, o şeye haris olur, büsbütün üstüne düşer!
گرمتر شد مرد زان منعش که کرد ** گرمتر گردد همی از منع مرد
Dedi ki: “Ya Musa, nurun parlayınca her şey, kadrini, kıymetini, senin sayende buldu.
گفت ای موسی چو نور تو بتافت ** هر چه چیزی بود چیزی از تو یافت
Beni bu muradımdan mahrum etmek lütfuna düşmez ey cömert er!
مر مرا محروم کردن زین مراد ** لایق لطفت نباشد ای جواد
Bu zamanda Allah’ın vekili sensin. Muradımı vermezsen beni meyus edersin.“3275
این زمان قایم مقام حق توی ** یاس باشد گر مرا مانع شوی
Musa, “Yarabbi, taşlanmış Şeytan, bu saf adamla alay mı ediyor?
گفت موسی یا رب این مرد سلیم ** سخره کردستش مگر دیو رجیم
Öğretsem ziyankârlardan olacak, öğretmesem gönlüme bir kötülük gelecek“ dedi.
گر بیاموزم زیانکارش بود ** ور نیاموزم دلش بد میشود
Allah dedi ki: “Ya Musa, öğret… Çünkü biz, keremimizden hiçbir duayı asla reddetmeyiz.
گفت ای موسی بیاموزش که ما ** رد نکردیم از کرم هرگز دعا
Musa dedi ki: “Yarabbi, sonra pişman olacak, elini dişleyecek, elbiselerini yırtacak.
گفت یا رب او پشیمانی خورد ** دست خاید جامهها را بر درد
Kudret, herkesin harcı değil… Aciz, Allah’tan çekinen kişiye sermayedir.3280
نیست قدرت هر کسی را سازوار ** عجز بهتر مایهی پرهیزکار
Eli bir şeye erişmeyen, Allah’tan korktu, çekindi, kendisini ibadete verdi… Yoksulluk, işte yüzden daima övünülecek bir şeydir!
فقر ازین رو فخر آمد جاودان ** که به تقوی ماند دست نارسان
Zengin zenginliği yüzünden Allah tapısından reddedildi. Çünkü kudreti var; sabrı terk etti, dilediğini yapıverdi!
زان غنا و زان غنی مردود شد ** که ز قدرت صبرها بدرود شد
Acizlik, yoksulluk, insana hırslarla, gamlarla dolu olan nefis belâsından aman verir.
آدمی را عجز و فقر آمد امان ** از بلای نفس پر حرص و غمان
Gam, olmayacak dileklerden meydana gelir. Çünkü gulyabanilere avlanmış olan insan, o olmayacak dileklere alışmış, onlarla huylanmıştır.
آن غم آمد ز آرزوهای فضول ** که بدان خو کرده است آن صید غول
Toprak yiyen, toprak ister; o biçare gülbeşekerden hoşlanmaz, gülbeşekeri hazmedemez!”3285
آرزوی گل بود گلخواره را ** گلشکر نگوارد آن بیچاره را
Ulu Allah’tan, Musa’ya dileğinden bir kısmını olsun öğret… diye vahiy gelmesi
وحی آمدن از حق تعالی به موسی کی بیاموزش چیزی کی استدعا کند یا بعضی از آن
Allah, Musa’ya “Ya Musa, sen onun dileğini ver de elini aç, dilediğini yapsın!“ dedi.
گفت یزدان تو بده بایست او ** برگشا در اختیار آن دست او
Dileğini yapmak kudreti, ibadetin tuzudur, lezzetidir. Yoksa bu gökyüzü de ihtiyarsız dönüp durmada.
اختیار آمد عبادت را نمک ** ورنه میگردد بناخواه این فلک
Fakat düşünüşünden dolayı ne bir sevaba girer, ne bir günaha. Çünkü hesap vakti sevap ta ihtiyarî olarak yapılan işe verilir, azap da!
گردش او را نه اجر و نه عقاب ** که اختیار آمد هنر وقت حساب
Zaten bütün âlem Allah’ı tesbik eder… Fakat bu zoraki tesbihten, bir sevap elde edilemez.
جمله عالم خود مسبح آمدند ** نیست آن تسبیح جبری مزدمند
Erin eline kılıcı ver, onu acizlikten kurtar, onu kudret sahibi yap da ya gazi olsun, ya yol kesici eşkıya!3290
تیغ در دستش نه از عجزش بکن ** تا که غازی گردد او یا راهزن
Âdem, “Keremnâ” sırrına, dilediğini yapabilme kudretiyle erişti… İnsanların yarısı bal arısı oldu, yarısı yılan!
زانک کرمنا شد آدم ز اختیار ** نیم زنبور عسل شد نیم مار
Müminler, bal arısı gibi bal madeni oldular… Kâfirler, yılan gibi zehir madeni!
مومنان کان عسل زنبوروار ** کافران خود کان زهری همچو مار
Çünkü mümin, seçilmiş, helâl otlar yer, tükürüğü bile bal arısı gibi hayat verir!
زانک مومن خورد بگزیده نبات ** تا چو نحلی گشت ریق او حیات
Kâfire gelince, irin şerbeti içer, gıdasından da zehir meydana gelir!
باز کافر خورد شربت از صدید ** هم ز قوتش زهر شد در وی پدید
Allah ilhamına erenler, hayatın ta kendisi kesilirler, hava ve hevesle süslenenler ise ölüm zehiri!3295
اهل الهام خدا عین الحیات ** اهل تسویل هوا سم الممات
İyilik edenler, ihtiyarlarıyla iyilik ederler, uyanık hareketleriyle kendilerini korurlar da o yüzden övülürler, takdir edilirler. Cihandaki bu medihler, bu takdirler, hep ihtiyar yüzünden meydana gelir.
در جهان این مدح و شاباش و زهی ** ز اختیارست و حفاظ آگهی
Külhaniler, zindanda oldukça Allah’tan çekinirler, zahit olurlar, Allah’ı anarlar!
جمله رندان چونک در زندان بوند ** متقی و زاهد و حقخوان شوند
Fakat kudret gitti mi amel kesada uğrar… Kendine gel de ecel, sermayeyi elden almasın!
چونک قدرت رفت کاسد شد عمل ** هین که تا سرمایه نستاند اجل
Kendine gel… Kudretin, kâr elde etmek için bir sermayedir. Kudret zamanını kaçırma, kıymetini bil!
قدرتت سرمایهی سودست هین ** وقت قدرت را نگه دار و ببین
İnsan, “Kerremna“ kır atına binmiş, ihtiyar dizginini de akıl eline vermiştir.3300
آدمی بر خنگ کرمنا سوار ** در کف درکش عنان اختیار
Musa, tekrar ona şefkatle öğüt vererek “İsteğin seni mahcup eder, yüzünü sarartır.
باز موسی داد پند او را بمهر ** که مرادت زرد خواهد کرد چهر
Gel, bu sevdadan vazgeç. Allah’tan kork. Şeytan, seni aldatmış, o sana ders vermiş!“ dedi.
ترک این سودا بگو وز حق بترس ** دیو دادستت برای مکر درس
Adam’ın, yalnız kümes hayvanlarıyla köpeğin dillerini anlamaya razı olması, Musa aleyhiselâm’ın da onun bu muradını yerine getirmesi
قانع شدن آن طالب به تعلیم زبان مرغ خانگی و سگ و اجابت موسی علیه السلام
Adam, “Bari hiç olmazsa kapı dibinde yatıp duran, ev bekçiliği eden köpekle kümes hayvanlarının dillerini öğret.” dedi.
گفت باری نطق سگ کو بر درست ** نطق مرغ خانگی کاهل پرست
Musa dedi ki: “Hadi, peki… Bu ikisinin dillerini anlayacaksın, yürü git! “
گفت موسی هین تو دانی رو رسید ** نطق این هر دو شود بر تو پدید
Adam, sabah çağı, bakalım sahiden dillerini öğrendim mi, anlayacak mıyım ki? Diye kapının eşiğinde beklemekteydi.3305
بامدادان از برای امتحان ** ایستاد او منتظر بر آستان
Hizmetçi kadın sofra örtüsü silkerken bir lokmacık bayat ekmek düştü.
خادمه سفره بیفشاند و فتاد ** پارهای نان بیات آثار زاد
Ekmek parçasını horoz, hemencicik kapıverdi. Köpek dedi ki: Sen, bize zulmettin.
در ربود آن را خروسی چون گرو ** گفت سگ کردی تو بر ما ظلم رو
Buğday tanesi de yiyebilirsin. Hâlbuki ben yiyemem ki… Yerimde, yurdumda bundan âcizim ben.
دانهی گندم توانی خورد و من ** عاجزم در دانه خوردن در وطن
Sen buğday da yiyebilirsin, arpa da, darı, mısır gibi başka şeyler de… Hâlbuki ben bunları yiyemem.
گندم و جو را و باقی حبوب ** میتوانی خورد و من نه ای طروب
Böyle olduğu halde bizim kısmetimiz olan şu bir parçacık ekmeği bile kapıyorsun!3310
این لب نانی که قسم ماست نان ** میربایی این قدر را از سگان
Horozun köpeğe cevabı
جواب خروس سگ را
Bu sözü duyan horoz, “Merak etme, Allah sana buna karşılık başka şeyler verir.
پس خروسش گفت تن زن غم مخور ** که خدا بدهد عوض زینت دگر
Bu ev sahibinin atı sakatlanacak, yarın sabah, adamakıllı doyacaksın, kederlenme.
اسپ این خواجه سقط خواهد شدن ** روز فردا سیر خور کم کن حزن
Atın ölümü, köpeklere bir bayram olacak… Çalışıp çabalamadan bir hayli rızık dökülüp kalacak“ dedi.
مر سگان را عید باشد مرگ اسپ ** روزی وافر بود بی جهد و کسپ
Adam, bu sözü duyunca derhal atı sattı. Horozun dediği çıkmadı, köpeğe karşı mahcup vaziyette kaldı.
اسپ را بفروخت چون بشنید مرد ** پیش سگ شد آن خروسش رویزرد
Ertesi günü yine horoz, ekmeği kapınca köpek ağzını açtı, dedi ki:3315
روز دیگر همچنان نان را ربود ** آن خروس و سگ برو لب بر گشود
“A düzenbaz horoz… Bu yalan niceye bir? Niceye bir bu zulümkârlık, bu yalancılık, bu kara yüreklilik?
کای خروس عشوهده چند این دروغ ** ظالمی و کاذبی و بی فروغ
Hani at sakatlanacak dediydin, nerde? Sen, düzenci körün birisin, sözünde hiçbir doğru yok!”