Pencereden, duvardaki delikten görüp gözetir, sırları anlarlar!
از شکاف روزن و دیوارها ** مطلع گردند بر اسرار ما
Ev sahibinin sezinlemediği, hiç bilmediği bir yarıktan, bir delikten onlar, her şeyi görürler.
از شکافی که ندارد هیچ وهم ** صاحب خانه و ندارد هیچ سهم
Kuran’ı okusan a... Şeytan ve kavmi, gizlice insanların halinden koku alırlar.1780
از نبی بر خوان که دیو و قوم او ** میبرند از حال انسی خفیه بو
İnsanın bilmediği bir yoldan insanın sırrını anlarlar... Bu yol, duyguyla duyulur, yahut buna benzer bir şeyle bilinir yol değildir.
از رهی که انس از آن آگاه نیست ** زانک زین محسوس و زین اشباه نیست
Görenlerin ortasında hileye kalkışma... Mihenk ortadayken lafa girişme ey kalp!
در میان ناقدان زرقی متن ** با محک ای قلب دون لافی مزن
Mihengin, halisi de anlamaya kabiliyeti vardır, kalpı da... Allah, onu beden ve kalp emîri yapmıştır!
مر محک را ره بود در نقد و قلب ** که خدایش کرد امیر جسم و قلب
Şeytanlar bile o kabalıklarıyla, o kötülükleriyle sırrımızı, fikrimizi, gittiğimiz yolu biliyorlar...
چون شیاطین با غلیظیهای خویش ** واقفاند از سر ما و فکر و کیش
Onların bile içimize hırsızlama bir yolu var... Biz, onların hırsızlıklarından baş aşağı gelmedeyiz...1785
مسلکی دارند دزدیده درون ** ما ز دزدیهای ایشان سرنگون
Her an, bize büyük ziyanlar veriyorlar... Delikleri var, yarıkları var; bizi gözetliyorlar...
دم به دم خبط و زیانی میکنند ** صاحب نقب و شکاف روزنند
E artık âlemdeki aydın canlar, neden gizli hallerden bihaber olsunlar?
پس چرا جانهای روشن در جهان ** بیخبر باشند از حال نهان
Gökyüzüne çadır kurmuş canlar, insanın vücuduna girmede şeytanlardan aşağı olurlar?
در سرایت کمتر از دیوان شدند ** روحها که خیمه بر گردون زدند
Şeytan, hırsızlama olarak göğe çıkmaya kalkışır da yakıcı şahapla kovulur, sürülür.
دیو دزدانه سوی گردون رود ** از شهاب محرق او مطعون شود
Kötü kâfir, savaşta mızrakla nasıl beyni üstüne düşerse o da gökten baş aşağı öyle düşer!1790
سرنگون از چرخ زیر افتد چنان ** که شقی در جنگ از زخم سنان
Şeytanları, o gönüllerin beğendikleri ruhları kıskandıklarından gökten böyle baş aşağı atarlar...
آن ز رشک روحهای دلپسند ** از فلکشان سرنگون میافکنند
Artık çolak, topal, kör ve sağır değilsen ulu ve yüce ruhlara karşı bu zanda bulunma...
تو اگر شلی و لنگ و کور و کر ** این گمان بر روحهای مه مبر
Utan, az söylen, can çekişme... Cismi gözeten, sırlarını anlayan nice casus var!
شرم دار و لاف کم زن جان مکن ** که بسی جاسوس هست آن سوی تن
Allah doktorlarının, müridin ve yabancının yüzünden, sesinin tonundan, gözünün renginden din ve gönüllerdeki hastalığı anlamaları. Bu şöyle dursun, gönül yolundan da anlarlar; çünkü onlar kalp casuslarıdır. Onlarla oturunca doğru yürekle oturun!
دریافتن طبیبان الهی امراض دین و دل را در سیمای مرید و بیگانه و لحن گفتار او و رنگ چشم او و بی این همه نیز از راه دل کی انهم جواسیس القلوب فجالسوهم بالصدق
Bu beden doktorları pek bilgilidirler... Senin hastalıklarını senden daha iyi bilirler!
این طبیبان بدن دانشورند ** بر سقام تو ز تو واقفترند
İdrara bakıp ahvalini anlar... Fakat sen; hastalığını o tarzda bilemez, teşhis edemezsin.1795
تا ز قاروره همیبینند حال ** که ندانی تو از آن رو اعتلال