Sen mi daha inatçısın Semud mu? Varlık âlemine onlar gibisi gelmedi gitti.
تو ستیزهروتری یا آن ثمود ** که نیامد مثل ایشان در وجود
Bunlardan yüz tanesini daha söylesem fayda yok; sen sağırsın... Duyarın da duymazlıktan gelirsin!
صد ازینها گر بگویم تو کری ** بشنوی و ناشنوده آوری
Söylediğim sözden tövbe ettim; tam senin ilacını yaptım.2455
توبه کردم از سخن که انگیختم ** بیسخن من دارویت آمیختم
Bu ilacı senin ham sakalına korum da pişer yahut da yanar... Sen de ebedi olarak yaralı kalırsın.
که نهم بر ریش خامت تا پزد ** یا بسوزد ریش و ریشهت تا ابد
Bu suretle de bilirsin ki Allah, her şeyi bilir... Her şeye, ona layık olan ilacı verir ey düşman.
تا بدانی که خبیرست ای عدو ** میدهد هر چیز را درخورد او
Ne vakit bir eğrilik ettin, ne zaman bir kötülükte bulundun da onun ardından derhal layığını görmedin?
کی کژی کردی و کی کردی تو شر ** که ندیدی لایقش در پی اثر
Ne zaman gökyüzüne bir nefes bir dua gönderdin de ardınca ona benzer bir iyilik gelmedi?
کی فرستادی دمی بر آسمان ** نیکیی کز پی نیامد مثل آن
Dikkat etsen, uyanık olsan her an, yaptığın işin cevabını görürsün!2460
گر مراقب باشی و بیدار تو ** بینی هر دم پاسخ کردار تو
Dikkat ederde ipe sarılırsan senin için kıyametin gelmesine hacet yok.
چون مراقب باشی و گیری رسن ** حاجتت ناید قیامت آمدن
Remiz ve işareti gören kişiye açık söz söylemeye ihtiyaç var mı?
آنک رمزی را بداند او صحیح ** حاجتش ناید که گویندش صریح
Bu bela sana aptallığından gelir... Nükteleri remizleri anlamazsın!
این بلا از کودنی آید ترا ** که نکردی فهم نکته و رمزها
Gönül kötülük yüzünden karardı da kapkara oldu mu artık anla... Burada sersemleşmenin lüzumu yok!
از بدی چون دل سیاه و تیره شد ** فهم کن اینجا نشاید خیره شد
Yoksa o karalık sana bir ok olur... Sersemliğinin cezası sana erişir!2465
ورنه خود تیری شود آن تیرگی ** در رسد در تو جزای خیرگی
Ok gelmezse lütuf ve kerem yüzünden gelmez; o kötülük görülmediğinden değil.
ور نیاید تیر از بخشایش است ** نه پی نادیدن آلایش است
Kendine gel de eğer sana gönül gerekse dikkat et... Çünkü her işin ardından senin için bir şey meydana gelir!
هین مراقب باش گر دل بایدت ** کز پی هر فعل چیزی زایدت
Himmetin bundan fazla olursa dikkatle işin, daha yücelir!
ور ازین افزون ترا همت بود ** از مراقب کار بالاتر رود
İnsanın topraktan yaratılan bedenî, cevheri iyi bir demire benzer, ayna olmaya kabiliyeti vardır, onda dünyada da cennet, cehennem, kıyamet vesaire görünür, hem de apaçık ve doğru olarak, hayal yoluyla değil!
بیان آنک تن خاکی آدمی همچون آهن نیکو جوهر قابل آینه شدن است تا درو هم در دنیا بهشت و دوزخ و قیامت و غیر آن معاینه بنماید نه بر طریق خیال
Sen de görünüşte kapkara bir demire benzersin ama kendini cilala, cilala!
جان مردم هست مانند هوا ** چون بگرد آمیخت شد پردهی سما
Güneşin görünmesine mâni olur... Fakat tozu gitti mi saf ve parlak bir hale gelir.2485
مانع آید او ز دید آفتاب ** چونک گردش رفت شد صافی و ناب
Canın kapkara olmakla beraber Allah, kurtuluş yolunu bulasın diye sana rüyalar göstermiştir.
با کمال تیرگی حق واقعات ** مینمودت تا روی راه نجات
Musa aleyhisselâm'ın Firavun'un sırlarını söylemesi, Allah’ın bildiğine inanması yahut hiç olmazsa galiba biliyor diye şüpheye düşmesi için gaybdan haber vererek gördüğü rüyaları söylemesi
باز گفتن موسی علیهالسلام اسرار فرعون را و واقعات او را ظهر الغیب تابخبیری حق ایمان آورد یا گمان برد
Allah, sonunda olacak şeyleri kudretiyle kapkara demirde gösterdi.
ز آهن تیره بقدرت مینمود ** واقعاتی که در آخر خواست بود
Bu suretle senin daha az kötülük etmeni diledi... Fakat sen, hep bunları gördüğün halde daha beter oluyordun!
تا کنی کمتر تو آن ظلم و بدی ** آن همیدیدی و بتر میشدی
Sana rüyada kötü şeyler gösterdi. Onlardan ürktün, hâlbuki o kötü şeyler, senin suretindi.
نقشهای زشت خوابت مینمود ** میرمیدی زان و آن نقش تو بود
Hani aynaya bakınca yüzünü çirkin görüp aynayı pisleyen Zenci gibi!2490
همچو آن زنگی که در آیینه دید ** روی خود را زشت و بر آیینه رید
Tükürmüş de sen çirkinsin, lâyığın ancak bu demiş, ayna da çirkinliğim, senin çirkinliğim a kör ve aşağılık adam!
که چه زشتی لایق اینی و بس ** زشتیم آن تواست ای کور خس
Bu pisliği de kendi çirkin yüzüne bulaştırdın, bana değil. Çünkü ben apaydınım demiş!
این حدث بر روی زشتت میکنی ** نیست بر من زانک هستم روشنی
Sen gâh elbiseni yanmış gördün; gâh ağzın tutulmuş, gözün kör olmuş gördün.
گاه میدیدی لباست سوخته ** گه دهان و چشم تو بر دوخته