English    Türkçe    فارسی   

4
2492-2541

  • Bu pisliği de kendi çirkin yüzüne bulaştırdın, bana değil. Çünkü ben apaydınım demiş!
  • Sen gâh elbiseni yanmış gördün; gâh ağzın tutulmuş, gözün kör olmuş gördün.
  • Gâh bir canavar, kanına kastetti. Gâh yırtıcı biç hayvan, başını ısırdı!
  • Kendini gâh lâğıma baş aşağı düşüyorsun gördün. Gâh kanlı sellerde gark olmuşsun gördün. 2495
  • Bazen rüyada bu tertemiz gökyüzünden sana "Kötüsün, kötüsün, kötü" diye ses geldi.
  • Bazen dağlardan apaçık "Hadi git be. Sen, ashabı şimaldensin" sesini duydun!
  • Bazen her cansız şeyden "Firavun, ebediyen cehenneme düştü gitti" sadasını işittin!
  • Bundan beter rüyalar da gördün... Fakat utancından söyleyemiyorum ki ters tabiatın büsbütün tersleşmesin, kızmayasın!
  • Ey öğüt kabul etmeyen, azıcığını söylüyorum sana., bu azıcığı duy da bil ki ben biliyorum. 2500
  • Gördüğün rüyaları ve başına gelecek işleri düşünmemek için kendini ölü ve kör ettin!
  • Ne vakte dek kaçaksın? İşte hileler düzen anlayışının körlüğü, önüne geldi, çattı!
  • Tövbe kapısı açıktır.
  • Kendine gel, bundan böyle çekin artık. Çünkü Allah keremiyle tövbe kapısı açıktır.
  • Tövbenin batı tarafında bir kapısı vardır, kıyamete kadar açıktır.
  • O kapı, güneş batıdan doğuncaya dek açık kalacaktır, o kapıdan yüz çevirme! 2505
  • Cennetin Allah rahmetiyle sekiz tane kapısı var... Oğul, o sekiz kapıdan biri de tövbe kapısıdır.
  • Öbürlerinin hepsi de bazen açılır, bozan kapanır. Fakat tövbe kapısı hep açıktır.
  • Bunu ganimet bil. Kapı açık, kasetçinin körlüğüne rağmen derhal pılını pırtını oraya çek!
  • Musa aleyhîsselâm'ın Firavun'a "Benden bir öğüt kabul et, karşılık olarak dört fazilet kazan" demesi.
  • Kendine gel de benden bir öğüt kabul et, karşılık olarak dört şey al!
  • Firavun, o bir öğüt, hangi öğüt? O tek öğüdü bana birazcık anlat dedi. 2510
  • Musa dedi ki: O tek öğüt şu: Apaçık söyle, deki Allah tektir, ondan başka tapacak yoktur!
  • Göklerin, yıldızların, insanlarla şeytanların cin ve perilerin, kuşların yüce yaratıcısıdır.
  • Denizin, ovanın, dağın, çölün yaratıcısı odur... Ülkenin sının yoktur, kendisinin benzeri yoktur!
  • Firavun, ey Musa dedi. Buna karşılık bana vereceğin o dört şey nedir? Onları da söyle de
  • 2515.O güzel vadin lütfiyle kâfirliğimin çarmıhı gevşesin! 2515
  • Belki bir ganimet olarak elde edeceğim o hoş vaatler yüzünden yüz harmanlık küfür kilidim açılır.
  • Belki bal ırmağının tesiriyle bedenimdeki şu kin zehiri ballaşır.
  • Yahut o tertemiz süt ırmağının aksiyle esir aklım bir an olsun beslenir.
  • Yahut o şarap ırmaklarının aksiyle sarhoş olanlar da Allah emrinin zevkinden bir koku alırım...
  • Yahut da ırmakların letafetinden çorak ve yıkık bedenim tazeleşir. 2520
  • Çorak bedenimde bir yeşillik meydana gelir dikenliklerim, Cenneti Me'va kesilir!
  • Belki cennetin ve dört ırmağın aksiyle can, Allah, yardımına mazhar olur da sevgiliyi aramaya koyulur.
  • Nitekim cehennemin aksiyle de ateş kesilmişim. Hak kahrıyla karışmışım!
  • Cehennem yılanının aksiyle yılana dönmüşüm. Cennet ehline zehirler yağdırmada, onları dalayıp-durmadayım!
  • Gâh cehennemdeki kaynar suyun kaynamasının, köpürmesinin tesiriyle zulüm suyum, halkı çürütür, eritir! 2525
  • Ben zemherinin aksiyle zemheri olmuşum. Yahut da cehennemin aksiyle cehenneme benzemişim!
  • Şimdi yoksul ve mazlumlara cehennemim. Vay onu zebun bulursam!
  • Musa aleyhisselâm'ın, Firavun'un imanına karşılık olan o dört fazileti anlatması
  • Musa dedi ki: O dördün birincisi, bedenin ebedi olarak sıhhatte kalır.
  • Tıp bilgisinde söylenen illetler, ey akıllı er, bedeninden uzaklaşır.
  • İkincisi, ömrün uzun olur. Ecel, ömründen çekinir! 2530
  • İyi bir ömür sürdükten sonra âlemden, muradına erişmeden gitmezsin.
  • Hatta süt emer çocuğun süt istemesi gibi eceli istersin. Fakat seni esir eden bir zahmet, bir dert yüzünden değil.
  • Ölümü ararsın ama bir eziyete uğrayıp âciz kaldığından değil de evin harabesinde defineyi gördüğünden!
  • Bunun üzerine kazmayı eline alır da hiç düşünmeksizin evi yıkmaya başlarsın.
  • Çünkü evi, definenin perdesi görürsün. Bilir, anlarsın ki bu bir tek tane, yüzlerce harmana mâni olmaktadır. 2535
  • Artık bu taneyi ateşe atarsın, erlik sıfatıyla sıfatlanır, er olursun.
  • Ey bir yaprak uğruna bağdan olan., sen, bir yaprağa kapılıp kalan ve bu yüzden üzümden mahrum olan kurda benziyorsun.
  • Fakat Allah’ın lütfu ve keremi, bu kurdu uyandırınca bilgisizlik ejderhası seni yer, siler süpürür!
  • Kurt, meyvalarla, ağaçlarla dolu bir bağ kesilir. İşte bahtı, talihi iyi olanlar, böyle bir değişikliğe nail olurlar!
  • Ben gizli bir hazineydim, bilinmeyi diledim hadisi kutsinin tefsiri
  • Evi yık, bu Yemen akilciyle yüz binlerce ev yapılır! 2540
  • Hazine, ev altındadır, ev yıkılmadıkça ele geçmesine çare yok., evi yıkmaktan ürkme, durma!