English    Türkçe    فارسی   

4
2514-2563

  • Firavun, ey Musa dedi. Buna karşılık bana vereceğin o dört şey nedir? Onları da söyle de
  • 2515.O güzel vadin lütfiyle kâfirliğimin çarmıhı gevşesin! 2515
  • Belki bir ganimet olarak elde edeceğim o hoş vaatler yüzünden yüz harmanlık küfür kilidim açılır.
  • Belki bal ırmağının tesiriyle bedenimdeki şu kin zehiri ballaşır.
  • Yahut o tertemiz süt ırmağının aksiyle esir aklım bir an olsun beslenir.
  • Yahut o şarap ırmaklarının aksiyle sarhoş olanlar da Allah emrinin zevkinden bir koku alırım...
  • Yahut da ırmakların letafetinden çorak ve yıkık bedenim tazeleşir. 2520
  • Çorak bedenimde bir yeşillik meydana gelir dikenliklerim, Cenneti Me'va kesilir!
  • Belki cennetin ve dört ırmağın aksiyle can, Allah, yardımına mazhar olur da sevgiliyi aramaya koyulur.
  • Nitekim cehennemin aksiyle de ateş kesilmişim. Hak kahrıyla karışmışım!
  • Cehennem yılanının aksiyle yılana dönmüşüm. Cennet ehline zehirler yağdırmada, onları dalayıp-durmadayım!
  • Gâh cehennemdeki kaynar suyun kaynamasının, köpürmesinin tesiriyle zulüm suyum, halkı çürütür, eritir! 2525
  • Ben zemherinin aksiyle zemheri olmuşum. Yahut da cehennemin aksiyle cehenneme benzemişim!
  • Şimdi yoksul ve mazlumlara cehennemim. Vay onu zebun bulursam!
  • Musa aleyhisselâm'ın, Firavun'un imanına karşılık olan o dört fazileti anlatması
  • Musa dedi ki: O dördün birincisi, bedenin ebedi olarak sıhhatte kalır.
  • Tıp bilgisinde söylenen illetler, ey akıllı er, bedeninden uzaklaşır.
  • İkincisi, ömrün uzun olur. Ecel, ömründen çekinir! 2530
  • İyi bir ömür sürdükten sonra âlemden, muradına erişmeden gitmezsin.
  • Hatta süt emer çocuğun süt istemesi gibi eceli istersin. Fakat seni esir eden bir zahmet, bir dert yüzünden değil.
  • Ölümü ararsın ama bir eziyete uğrayıp âciz kaldığından değil de evin harabesinde defineyi gördüğünden!
  • Bunun üzerine kazmayı eline alır da hiç düşünmeksizin evi yıkmaya başlarsın.
  • Çünkü evi, definenin perdesi görürsün. Bilir, anlarsın ki bu bir tek tane, yüzlerce harmana mâni olmaktadır. 2535
  • Artık bu taneyi ateşe atarsın, erlik sıfatıyla sıfatlanır, er olursun.
  • Ey bir yaprak uğruna bağdan olan., sen, bir yaprağa kapılıp kalan ve bu yüzden üzümden mahrum olan kurda benziyorsun.
  • Fakat Allah’ın lütfu ve keremi, bu kurdu uyandırınca bilgisizlik ejderhası seni yer, siler süpürür!
  • Kurt, meyvalarla, ağaçlarla dolu bir bağ kesilir. İşte bahtı, talihi iyi olanlar, böyle bir değişikliğe nail olurlar!
  • Ben gizli bir hazineydim, bilinmeyi diledim hadisi kutsinin tefsiri
  • Evi yık, bu Yemen akilciyle yüz binlerce ev yapılır! 2540
  • Hazine, ev altındadır, ev yıkılmadıkça ele geçmesine çare yok., evi yıkmaktan ürkme, durma!
  • Çünkü bu hazinenin ele geçecek bir parasıyla zahmetsiz, meşakkatsiz binlerce ev yapılabilir.
  • Nihayet bu ev zaten viran olacak, altındaki hazine de apaçık meydana çıkacak!
  • Fakat o vakit hazine senin olmaz, çünkü o ele geçen ganimet, ruhun evi yıkma ücretidir.
  • insan, ancak çalıştığını kazanır. o işten hiçbir ücrete sahip olamayınca, 2545
  • Artık, eyvanlar olsun., böyle bir ay bulut altındaymış da görmedim!
  • İyilik edip bana söylenen sözleri tutmadım, attık hazine gitti, elim bomboş diye elini ısırır, hayıflanır durursun!
  • Meselâ; sen ücretle bir ev kiralarsın, fakat o evi satın alsan bile senin mülkün değildir ki!
  • Bu evde iş işleyesin diye kira müddeti, eceline kadardır.
  • Dükkânda eskicilik, yamacılık edersin, fakat bu dükkânının altında iki maden gömülüdür! 2550
  • Bu dükkân kiralıktır. Çabuk ol, kazmayı al da dibini kaz!
  • Birdenbire kazma madene rastlasın da dükkândan da kurtul, yamacılıktan da!
  • Yamacılık dediğin nedir? Su içmek, yemek yemek, bu yamalarla köhne hırkanı yamar durursun!
  • Bu beden hırkası daima yırtılır. Sen de bu yemekle, içmekle onu yamarsın!
  • Ey talihi yaver padişah soyundan gelen, kendine gel de yamacılıktan utan! 2555
  • Bu dükkânın dibini bir parçacık kaz da o iki maden, başını yüceltsin!
  • Bu kiralık evin kira müddeti bitmeden kendine gel. Yoksa bu müddet biter, sen de ondan bir fayda elde edemezsin!
  • Sonra dükkân sahibi, seni dükkândan çıkarır; bu dükkânı da hazineyi elde etmek için yıkar.
  • Sen gâh hasretle başına vurursun; gâh ham sakalını yolar durursun!
  • Yazıklar olsun; bu dükkân benimdi. Kör müydüm ki buradan bir fayda elde etmedim! 2560
  • Yazıklar olsun, bu bizimdi yel götürdü! Biz kullara da ebediyen hasretlere düşüp eyvahlar olsun demek kaldı dersin!
  • İnsanın, yaradılışında olan zekâ ve düşüncelerine aldanarak peygamberlerin bilgisi olan gayb bilgisini istememesi
  • Ben evde bir süs, bir nakış gördüm de o evin sevgisiyle kararsız bir hale geldim;
  • Gizli hazineden haberim bile olmadı., yoksa kazma, elimde çiçek demeti kesilirdi!