گفت رو من یافتم دار السرور ** وا رهیدم از چه دار الغرور
Mümin yol buldu da karanlıktan Hak nurunun bulunduğu tarafa yüz çevirdi mi öyle olur işte!
همچنان باشد چو مومن راه یافت ** سوی نور حق ز ظلمت روی تافت
Şehzade,insanoğludur,Tanrı halifesidir,babasıda meleklerin secde ettikleri,Tanrı halifesi Âdem Safî’dir Kâbil’li kocakarı dünyadır;insanoğlunu babasından büyü yaparak ayırdı;peygamberle veliler de buna çare bulan o hekimdir.
در بیان آنک شهزاده آدمی بچه است خلیفهی خداست پدرش آدم صفی خلیفهی حق مسجود ملایک و آن کمپیر کابلی دنیاست کی آدمیبچه را از پدر ببرید به سحر و انبیا و اولیا آن طبیب تدارک کننده
Kardeş bil ki şehzade sensin bu eski dünyada yeniden doğmuşsun!
ای برادر دانک شهزاده توی ** در جهان کهنه زاده از نوی
Kabil’li büyücü bu dünyadır... erleri bile rengine kokusuna esir etmiştir.3190
کابلی جادو این دنیاست کو ** کرد مردان را اسیر رنگ و بو
Bu bulanık ırmağa düştün mü her an “Kul eüzü” leri oku kendine üfür de,
چون در افکندت دریغ آلوده روذ ** دم به دم میخوان و میدم قل اعوذ
Bu büyüden bu ıstıraptan kurtul, sabah, Tanrısına sığın ondan yardım iste!
تا رهی زین جادوی و زین قلق ** استعاذت خواه از رب الفلق
Dünya, halkı büyü yaparak kuyuya atmıştır da Peygamber onun için dünyaya büyücü demiştir.
زان نبی دنیات را سحاره خواند ** کو به افسون خلق را در چه نشاند
Kendine gel bu kokmuş kocakarının kuvvetli büyüleri vardır... sıcak nefesi padişahları bile esir eder.
هین فسون گرم دارد گنده پیر ** کرده شاهان را دم گرمش اسیر
Gönülde onun tükürüklü üfürükler salan büyücüleri var... büyü düğümlerini düğümleyen odur!3195
در درون سینه نفاثات اوست ** عقدههای سحر را اثبات اوست
Dünya büyücüsü pek ilginç bir karıdır... onun büyü ipini çözmek herkesin ayağının harcı değil!
ساحرهی دنیا قوی دانا زنیست ** حل سحر او به پای عامه نیست
Eğer akıllar onun bağladığı düğümleri çözseydi Tanrı peygamberleri yollar mıydı?
ور گشادی عقد او را عقلها ** انبیا را کی فرستادی خدا
Kendine gel de nefesi kutlu, düğümler çözen, Tanrı dilediğini işler sırrını bilir birisini ara!
هین طلب کن خوشدمی عقدهگشا ** رازدان یفعل الله ما یشا
Dünya seni de balık gibi oltasına takmıştır... şehzade bir yıl kaldı, sense altmış yıldır o oltadasın!
همچو ماهی بسته است او به شست ** شاه زاده ماند سالی و تو شصت
Tam altmış yıldır onun oltasında mihnetler içindesin... ne bir hoşluğum var, ne bir sünnete uyarsın!3200
شصت سال از شست او در محنتی ** نه خوشی نه بر طریق سنتی
Günahkâr bir bedbahtsın... ne dünyan güzel, ne vebalden, günahtan kurtulmuşsun!
فاسقی بدبخت نه دنیات خوب ** نه رهیده از وبال و از ذنوب
Dünyanın üfürüğü bu düğümleri pek sıkı düğümledi... sen artık tek yaratıcının üfürüğünü iste!
نفخ او این عقدهها را سخت کرد ** پس طلب کن نفخهی خلاق فرد
İste de “Ben Adem’e ruhumdan üfürdüm” üfürüğü, seni bundan kurtarsın ve yücel desin!
تا نفخت فیه من روحی ترا ** وا رهاند زین و گوید برتر آ
Büyü üfürüğünü Tanrı üfürüğünden başka bir şey bozmaz... bu kahır üfürüğüdür, o lûtuf üfürüğü!
جز به نفخ حق نسوزد نفخ سحر ** نفخ قهرست این و آن دم نفح مهر
Tanrının rahmeti kahrından artıktır, ileridir. Sen de ileri olmak istiyorsan yürü, bir ileri gitmiş er ara.3205
رحمت او سابقست از قهر او ** سابقی خواهی برو سابق بجو
Bu suretle amelleriyle, yahut, hurilerle evlendirilmiş kişilerin mertebesine eriş... ey büyülenmiş padişah işte sana kurtuluş çaresi!
تا رسی اندر نفوس زوجت ** کای شه مسحور اینک مخرجت
Dünya kocakarısı senin yanında oldukça ve sen, onun işvelerine kapılıp kaldıkça ne onun ağı, tuzağı çözülür, ne büyü düğümleri.
با وجود زال ناید انحلال ** در شبیکه و در بر آن پر دلال
Ümmetlerin ışığı olan peygamber, bu dünya ile öbür dünyaya ortaklar demedi mi?
نه بگفتست آن سراج امتان ** این جهان و آن جهان را ضرتان
Şu halde bununla buluşmak ondan ayrılmaktır... bu bedenin sıhhati, canın hastalığıdır.
پس وصال این فراق آن بود ** صحت این تن سقام جان بود
Bu geçitten ayrılmak müşküldür, o duraktan ayrılmaksa bil ki daha müşkül!3210
سخت میآید فراق این ممر ** پس فراق آن مقر دان سختتر
Nakıştan ayrılmak bile sana güç geliyor... nakkaşından ayrılmak ne kadar güç gelir ya!
چون فراق نقش سخت آید ترا ** تا چه سخت آید ز نقاشش جدا
Ey aşağılık dünya ayrılığına sabretmeyen dost, Tanrı ayrılığına nasıl sabredeceksin?
ای که صبرت نیست از دنیای دون ** چونت صبرست از خدا ای دوست چون
Bu kara sudan ayrılamıyorsun da Tanrı kaynağından ayrılmaya nasıl katlanıyorsun ya?
چونک صبرت نیست زین آب سیاه ** چون صبوری داری از چشمهی اله
Bu kara suyu içmedikçe pek dinlenemiyor, esenleşemiyorsun... iyi kişilerden ve onların içtikleri kaynak suyundan ayrılınca halin ne olur?
چونک بی این شرب کم داری سکون ** چون ز ابراری جدا وز یشربون
Bir nefescik Tanrı güzelliğini görsen canın da ateşlere düşer, vücudun da!3215
گر ببینی یک نفس حسن ودود ** اندر آتش افکنی جان و وجود
Ondan sonra bu suyu cife görürsün... Tanrı yakınlığının debdebesini gördün mü,
جیفه بینی بعد از آن این شرب را ** چون ببینی کر و فر قرب را
Şehzade gibi sevgiline kavuşursun... ayağındaki dikeni çıkarırsın!
همچو شهزاده رسی در یار خویش ** پس برون آری ز پا تو خار خویش
Kendinden geçmeye çalış da hemencecik kendini bul... doğrusunu Tanrı daha iyi bilir.
جهد کن در بیخودی خود را بیاب ** زودتر والله اعلم بالصواب
Aklını başına devşir; her zaman kendinle eş olma... her an eşek gibi balçığa düşme.
هر زمانی هین مشو با خویش جفت ** هر زمان چون خر در آب و گل میفت
Bu sürçme, gözünün iyi görmeyişindendir... kör gibi inişi yokuşu göremiyorsun.3220
از قصور چشم باشد آن عثار ** که نبیند شیب و بالا کور وار
Yusuf’un gömleğinin kokusunu kendine senet yap... çünkü onun kokusu gözleri aydın eder!