English    Türkçe    فارسی   

4
3812-3855

  • Onlara aykırı harekette bulunma; onlarla hoş geçinmeye bak ey garip olarak onların evlerine konmuş olan sevgili.
  • Diledikleri, istedikleri şeyi ver, onları razı et, ey onların yurtlarına konmuş, orayı yurt edinmiş olan dost!
  • Padişaha ulaşıncaya dek, onun güzelim naz ve edalarını görünceye kadar ey Rey'li, Maragal'lıyla hoş geçin!
  • Ey Musa zamane Firavun'unun tapısında yumuşak söz söylemek gerek! 3815
  • Kaynayan yağın üstüne su dökersen ocağı da yakarsın tencereyi de!
  • Yumuşak söyle ama sakın doğrudan gayrı bir şey söyleme... yumuşak sözlerle vesveseler satmaya kalkışma!
  • İkindi oldu, sözü kısa kes ey ikindisi, asrı uyandıran er!
  • Toprak yemeyi âdet edinmiş adama bozuk düzen bir yumuşaklık göstererek toprak verme... şeker daha iyidir de!
  • Harfle sesle alıverişin yok ama yine de can sözlerine can bahçesisin sen! 3820
  • Şeker kamışlığına asılakonan şu eşek başı, nice kişileri hor hakîr bir hale koydu!
  • Onu uzaktan gören, orada ancak o var sandı... hani mağlup olan koç kıçın kıçın geri gider ya; o da öyle geri gitti.
  • Harf suretini mâna bağına, yüce ve güzelim bahçeye konan eşek başı bil!
  • Ey Hak Ziyası Hüsameddin, bu eşek başını kavun karpuz bostanına getir.
  • Getir de eşek başı, salhanede nasıl öldüyse bu çiğ erin piştiği yer de ona başka bir hayat versin! 3825
  • İşte bizden suret düzmek, senden can vermek... hayır, yanlış söyledim... bu da senden, o da!
  • Ey apaçık âlemi aydınlatan güneş, gökyüzünde övülmüşsün sen... yer de seni tanısın, yeryüzünde de ebediyen övül!
  • Övül de yere mensup olanlarda, yüce gök ehliyle gönülleri bir, kıbleleri bir, huyları bir olsunlar!
  • Ayrılık kalksın, şirk ve ikilik kalmasın! Zaten manevi varlık da ancak birlik vardır.
  • Benim canım senin canını tanıdı mı görüp geçirdikleri şeylerin aynı şeyler olduğunu hatırlarlar. 3830
  • Yeryüzünde Musa ve Harun kesilirler... sütle bal gibi güzelce birbirlerine karışır, kaynaşırlar.
  • Fakat azıcık tanır, bilir de inkâr ederse bu inkâr edişi de birliği örten bir perdeden ibarettir.
  • Nice tanıyıp bilenler de sonra yüz çevirdiler... İşte o ay yüzlü, bu çeşit adamın şükretmeyişine kızdı ya!
  • Bu yüzden kötü can, Peygamber'in canını tanımadı da tekmeledi ya!
  • Bunların hepsini okudun, bildin... şimdi "Lem yekün" suresini de oku da bu eski kâfirin inadını, ısrarını bil! 3835
  • Hazreti Ahmet'in sureti, bu âleme ziya salmadan önce onun vasıfları, her kâfirin muskasıydı.
  • Böyle bir zat var, gelecek derlerdi... yüzünün hayaliyle yürekleri çarpardı!
  • Secde ederler, ey insanların Rabbi, onu ne kadar mümkünse o kadar tez meydana çıkar diye yalvarırlardı.
  • Hazreti Ahmet'in adı ile fetih dilerler... düşmanları, bu yüzden baş aşağı gelirdi.
  • Nerede bir korkunç savaş olsa Hazreti Ahmet'in döne döne hücumu, onlara yardım ederdi. 3840
  • Nerede müzmin bir hastalığa uğrasalar onu anarlar da bu suretle şifa bulurlardı.
  • Sureti, gönüllerinde, kulaklarında, ağızlarında ve yollarındaydı.
  • Fakat onun hakikî suretini her çakal bulabilir mi hiç? O suret, ancak, onun fer'iydi, yani hayalden ibaretti.
  • Onun sureti duvara aksettiyse duvarın gönlünden kan damlar.
  • Sureti, duvara öyle bir kutlu gelir ki duvar, derhal iki yüzlülükten kurtulur. 3845
  • Temiz ve pak kişilerin temizliğine nispetle o iki yüzlülük duvara ayıptır doğrusu.
  • Fakat nihayet onu görünce bütün bu ululamayı, yüceltmeyi... bütün bu sevgiyi âdeta yel aldı, götürdü.
  • Kalp akçe ateşi görünce hemen karardı... hiç kalp, kalbe yol bulabilir mi ki?
  • Kalp, mihenk taşına iştiyakını söyler durur, kendisine uyanları bu suretle şüphelere salar...
  • Adam olmayan, onun hilesine kapılır gider. Zaten bu şüphe her bayağı kişide baş gösterir! 3850
  • Der ki: Eğer bu ayarı bütün akçe olmasa, sınama taşını ister mi?
  • O mihenk ister ama kalplığını meydana çıkaracak mihenk değil!
  • Kalpın vasfını gizleyen, açığa vurmayan mihenk, ne mihenktir, ne bilgi nuru!
  • Yüzün ayıbını, her kaltabanın hatırı için gizleyip göstermeyen ayna.
  • Ayna değildir münâfıktır...  kudretin yeterse böyle ayna arama sen! 3855