English    Türkçe    فارسی   

5
13-62

  • Yahut haddi sonu olmayan nurunu eksiltebilir mi? Yahut da onu mertebesinden indirebilir mi?
  • Ululara haset edene o haset ebedi bir ölümdür.
  • Senin kadrin, rütbense akılların anlayacağı dereceyi çoktan geçti. Akıl, seni anlatmada şaşırdı, aciz kaldı. 15
  • Gerçi bu akıl, anlatmada aciz oldu ama yine de acizcesine anlatması gerek.
  • Çünkü hepsi anlaşılmayan bir şey bilin ki atılıvermez.
  • Bulutunun tufanını içemezsen su içmeyi nasıl terk edersin?
  • Sırrı atıp ortaya koyamazsan kabuklarını anlat, onunla anlayışları tazele!
  • Sözler sana göre kabuklardan ibarettir ama başka anlayışlara göre tamamıyla içtir. 20
  • Gök arşa göre aşağıdadır ama bu bir yığın toprağa göre pek yücedir.
  • Seni kaybettiklerinden, fırsatı kaçırdıklarından dolayı hasrete düşmeden ben onlara seni öveyim de yol bulsunlar.
  • Sen Allah nurusun. Canı, Allah’ya kuvvetle çeker durursun. Halksa vehim ve şüphe karanlıklarındadır.
  • Bu güzelim nurun, şu gözsüzlere sürme çekmesi için şart, o nuru ululamaktır.
  • Delik kulaklı istidat sahibi, nuru bulur. Çünkü o fare gibi karanlığa aşık değildir. 25
  • Geceleri dönüp dolaşan çipiller, nasıl olur da iman meşalesini tavaf edebilirler?
  • Müşkül ve ince nükteler din nuruna ulaşmamış, karanlıkta kalmış kişilere, tabii bir bağdır.
  • Böyle adam kendi hünerini örmek, bezemek için güneşe göz açamaz.
  • Hurma gibi göklere dal budak salamaz da köstebek gibi yeri delik deşik eder.
  • İnsan için, iç sıkıcı dört şey vardır; bu dört şey aklın çarmıhı kesilmiştir. 30
  • “Dört kuş al, onları yanına topla” ayetinin tefsiri”
  • Ey idraki güneşe benzeyen, sen vaktin Halil’isin. Bu yol kesen dört kuşu öldür!
  • Çünkü bunların her biri de karga gibi akıllıların akıl gözlerini oyar, çıkarır.
  • Tene ait dört huy, Halil’in kuşlarına benzer. Onları kesmek cana yol açar.
  • Ey Halil, iyiden kötüden kurtulmak için kes onların başlarını da ayaklar setten kurtulsun.
  • Kül, sensin, hepsi de senin cüzülerindir. Çöz ayaklarını, onların ayakları senin ayakların demektir. 35
  • Alem, senin yüzünden ruhların uçtuğu, toplandığı bir yer haline gelir; bir atlı, yüzlerce orduya dayanç olur.
  • Çünkü bu ten dört huyun durağıdır, o huyların adları, dört fitneci kuştur.
  • Halkın ebedi olarak diriliğini istersen bu dört şom ve kötü kuşun başlarını kes.
  • Sonra da onları bir başka çeşit dirilt de artık onlardan bir zarar gelmesin.
  • Dört yol kesen manevi kuş, halkın gönlünü yurt edinmiştir. 40
  • Bütün gönüllere emir olursan, ey kişi, bu zamanda Allah halifesi sensin.
  • Bu dört diri kuşun kes başlarını da ebedi olmayan halkı ebedileştir!
  • Bu kuşlar, kaz, tavus, kuzgun ve horozdur. Bunların içlerdeki benzerleri de dört huydur.
  • Kaz hırstır, horoz şehvet. Makam tavusa benzer, kuzgun dileğe.
  • Kuzgunun dileği, ebedi olmak, yahut uzun bir ömre kavuşmaktır, bunu umar durur. 45
  • Hırs kazı, kuru yaş ne bulursa yere gömer.
  • Bir an bile kursağı durmaz Allah buyruğundan yalnız “Yeyin” hükmünü duymuştur.
  • Yağmacıya benzer, evini kazar, çabuk çabuk dağarcığını doldurmaya bakar.
  • İyi kötü ne olursa dağarcığına tıkar. İnci tanelerini de oraya tıkıştırır, nohut tanelerini de.
  • Başka bir düşman gelip de çuvalına kuru yaş, ne bulursa doldurmasın der. 50
  • Vakit dardır, fırsat geçmekte. O da bundan korkarak durmaksızın eline ne geçerse çabucak koltuklar.
  • Fakat iman sahibi o yaşayışa güvenir, bu yüzden de yavaş yavaş, durup dinlenerek yağma eder.
  • Padişahın düşmanı nasıl kahrettiğini bilir. Bu yüzden fırsatı kaçırmayacağına da emindir, düşmanın gelmeyeceğine de inanmıştır.
  • Başka kapı yoldaşlarının ona çullanmayacağını, onun derip devşirdiğini kapışmayacaklarını bilir, emindir. 55
  • Padişahın adaletini bilir, kulların nasıl zaptettiğini , kimsenin kimseye nasıl sitemde bulunmadığını görmüştür.
  • Hasılı acele etmez, sakindir, nasibini kaçırmayacağına emindir.
  • Bu yüzden sabreder gözü toktur, eline geçeni başkalarına ihsan eder, yeni yakası temizdir.
  • Çünkü yavaşlık Allah ışığıdır. O çabukluksa şeytanın dürtmesinden meydana gelir.
  • Zira Şeytan onu yoksulluklarla korkutur, sabır beygirini sinirlenip öldürür. 60
  • Kur’an dan duy, Şeytan, seni şiddetli yoksullukla tehdit eder ürkütür.
  • Bu suretle sen de ona uyar, aceleyle pis şeyleri yer, pis yerleri elde edersin. Ne adamlığın kalır, ne sabrın, ne sevap düşüncen!